RABİA YILMAZ / NURCAN GÖKDEMİR

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) çocuklara yönelik cinsel istismar suçuna en az 16 yıl hapis cezası verilmesini düzenleyen maddeyi iptal etikten sonra yeni düzenleme için verdiği bir yıllık sürenin üzerinden sekiz ay geçti. Süre bitene kadar düzenleme yapılmaması durumunda istismarcılar ve tecavüzcüler daha az ceza alacak. Düzenlemenin yapılmaması üç ülke arasında siyasi krize yol açtı. Önce Avusturya ardından da İsveç maddenin iptal edilmesinin ardından yeni düzenleme yapılmadığı için Türkiye’yi sert sözlerle eleştirdi.

İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström ile Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek arasında Twitter üzerinden başlayan tartışmaya İsveç Başbakanı Stefan Löfven de katılarak, “Görüşlerimizden geri adım atmamız söz konusu değil; çocuk, çocuktur” diye konuştu. Löfven yaptığı açıklamada, Anayasa Mahkemesi’nin kararı endişe verici. Bizim açımızdan, savunduğumuz çocuk haklarının güçlendirilmesi konusunda görüş bildirmemiz önemli” dedi. Löfven, “Çocuk haklarının güçlendirilmesi konusundaki görüşümüzden geri adım atmamız için bir neden yok. Çocuk haklarının ileriye değil, geriye doğru gitmesi riski var. Çocuk çocuktur. Evlilik veya cinsel ilişki gibi konularda seçim yapabilme olanakları yoktur” diye konuştu.

İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström’ün Twitter hesabındaki ‘Türkiye’de 15 yaşın altındaki çocuklarla cinsel ilişkiye izin veren karar geri alınmalıdır’ şeklindeki paylaşıma Ankara’dan sert tepki gelmişti. İsveç’in Ankara Büyükelçiliği geçici maslahatgüzarı Hedvig Klara Erika Hogg Lohm Dışişleri Bakanlığına çağrılmıştı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Wallström’ün iddialarını, “Bir dışişleri bakanına yakışmayan, yalan ve yanlış bilgi üzerinden yapılmış bir açıklama” olarak değerlendirdi. Çocuk istismarını engelleme ve buna karşı mücadele için hükümetin son derece kararlı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “15 yaş altı çocuklara yönelik istismara verilecek cezayı artıran bir yasayı da Meclisimiz kabul etti” diye konuştu.

Avusturya’ya kınama

Avusturya’nın başkenti Viyana’daki Schwechat Uluslararası Havalimanı’nın haber panosunda da “Türkiye, 15 yaş altındaki çocuklarla cinsel ilişkiye izin veriyor’ başlıklı haber yayınlanmış, bunun üzerine Ankara’daki Avusturya Büyükelçiliği Maslahatgüzarı cumartesi günü Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştı. Çavuşoğlu, İsveçli bakanın tweet’inin ve Avusturya’da ortaya çıkan haberlerin, ‘Avrupa’daki ırkçılık, İslam ve Türk karşıtlığı eğilimini yansıttığı’ açıklaması yaptı.

***

Anayasa aykırıymış!

Anayasa Mahkemesi, 13 Temmuz’da aldığı kararla, Türk Ceza Kanunu’nun 103’üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “15 yaşını tamamlamamış çocuklara yönelik her tür cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına” yönelik hükmü iptal etmişti. AYM, iptal kararının yürürlüğe gireceği 13 Ocak 2017 tarihine kadar yasamadan çocuğun cinsel istismarı suçlarıyla ilgili yeni bir düzenleme yapmasını talep etmişti. Davayı Anayasa Mahkemesi’ne taşıyan Bafra Ağır Ceza Mahkemesi, TCK’nın ilgili maddesinin 4 yaşındaki bir mağdurla 14 yaşındaki bir mağdura yönelik cinsel istismar suçuna aynı cezai müeyyideyi öngördüğü gerekçesiyle Anayasa’ya aykırı olduğunu savunmuştu.

Aralık ayındaki iptal kararının ardından mahkemelerdeki yargılama süreci durma aşamasına geldi. Mahkemelerin yeni düzenleme çıkmadan karar vermeme eğilimine girmesi üzerine bakanlık, yeni yasa için çalışmaların yürütüldüğü bilgisini verdi. ‘’Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, 16 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur’’ hükmünün 16 yıl ceza yerine kademeli cezalandırma sistemini içerecek şekilde değiştirileceği bildirildi.

Ancak ‘’birlikteliğin resmi evliliğe dönüşmesi’’, ‘’failin de küçük olması’’ ve ‘’birliktelikte rıza olması gibi’’ tartışmalı kriterlerin yeni düzenlemede etkin olacağı öğrenildi. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın bir yıllık süre beklenmeden düzenleme yapılması yönünde talimatı bulunduğu haberlerine karşın çalışmalar aradan geçen sekiz aya karşın bitirilmedi ve yeni metin TBMM’ye sunulmadı. 23 Aralık 2016’ya kadar düzenleme yapılmazsa çocuk tecavüzcüleri en fazla 12 yıl hapis cezası alacak.

***

Önleyici yaptırımlar budandı

Anayasa Mahkemesi’nin kararını, son dönemde arka arkaya verdiği kararlarla birlikte değerlendirmek gerektiğini belirten Eşitlik İzleme Kadın Grubu’ndan (EŞİTİZ) Avukat Hülya Gülbahar, “Son kararla, 15 yaş altı tüm çocuklar için getirilen tek tip ceza uygulamasını iptal etti. Böylece, hem dini nikahı serbest bırakarak, hem ceza miktarını çok bulduğunu söyleyerek, hem de 18 yaşa kadar tek tip ceza verilmesini doğru bulmadığını söyleyerek, çocuk cinsel istismarı konusundaki önleyici yaptırımları budamış oldu’’ dedi.

Yeni yasalarla butahribat engellenebilir

İptal edilen iki TCK maddesi yerine yeni bir yasanın çıkartılmazsa, çocuklara yönelik cinsel suçlara dair koruyucu hükümlerden saldırganların etkilenmeyeceğini aktaran Gülbahar, ‘’Siyasi irade, medeni ve ceza yasasındaki evlilik ile cinsel ilişki sınırlarını çocukları korumak, çocukların zorla evlendirilmesini ve erkeklerin çokeşliliğini engellemek üzerine bir fren olarak tutmak istiyorsa, acilen çıkartacağı yasalarla AYM’nin çocuk istismarının önünü açan bu kararlarının yaratacağı toplumsal tahribatı engelleyebilir. Aksi durumda Aralık ayından itibaren çocuk tecavüzcüleri ve çocuklarını tecavüzcüleri ile evlendiren aileler, ödüllendirilmiş ve teşvik edilmiş olacak’’ diye konuştu.

Komisyon ile AYM birbirini tamamlıyor

Çocuk istismarını engelleyici yasal güvencelerin birer birer ortadan kaldırıldığının altını çizen Gülbahar, ‘’Bu kararlar sırasında TBMM’de kurulmuş olan ‘Boşanma Komisyonu’ hazırladığı final raporu ile Meclis’in, hükümetin ve toplumun önüne, çocuk cinsel istismarında 5 yıl süren ‘sorunsuz’ ve ‘başarılı’ bir evlilik varsa, kimsenin cezalandırılmaması gerektiğini, eğer her iki çocukta 15 yaşın altındaysa Türk Ceza Kanunu’nda hiç ceza olmaması gerektiğini söyleyerek 12,13 ve 14 yaşındaki çocuk evliliklerinin önünün açılmasını istemişti. İktidar partisinin çoğunlukta olduğu ve iktidar partisinin görüşlerini yansıtan bu komisyon raporu ile Anayasa Mahkemesi’nin ardı ardına verdiği bu kararlar birbirini tamamlıyor’’ ifadelerini kullandı.
Kadın hareketinin AYM ve Boşanma Komisyonu’nda alınan kararları kamuoyunun gündemine taşımak için çok mücadele ettiğini hatırlatan Gülhabar, AYM’nin açıklamasının tatmin edici olmadığını belirtti.

Kaynak: Birgun.net