ÖMÜR ŞAHİN KEYİF - Washington @omursahin

17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet skandalının merkezindeki isim Rıza Sarraf’ın ABD’de süren davası CHP tarafından da takip ediliyor. 2 Haziran’daki kefalet duruşması ise ABD temsilciliği düzeyinde takip edilecek. Geçen hafta, CHP’nin ABD’deki Temsilcisi Yurter Özcan’ın Genel Merkez’e Sarraf dosyasındaki gelişmeleri raporladığı haberlere yansımıştı. ABD Temsilcisi Yurter Özcan, davayı yakından takip ederken, Sarraf davasını yakından takip eden ABD’li ceza hukukçularıyla da temas halinde olduğunu ifade ediyor. Özcan, sürdürdüğü temaslardan edindiği bilgi ve izlenimleri BirGün’e anlattı.

Kefalet çıkmaz
Özcan, 2 Haziran’da yapılması beklenen kefalet duruşmasından Sarraf’ın lehine bir sonuç çıkmayacağı, Hakim Richard Berman’ın bu talebi kabul etmeyeceğini belirtiyor. Özcan’a göre esastan yargılanmasına eylül-ekim aylarında başlanması tahmin edilen Sarraf, bu süreçte cezaevinde kalacak. Davanın en az iki sene kadar süreceği öngörüsünde bulunan Özcan, Sarraf yakalandığında yazılan ilk iddianamede Sarraf’la beraber yer alan iki isim Kamelya Cemşidi ve Hüseyin Necefzade’nin ABD’de olamamaları da davanın uzamasının sebeplerinden biri olacak. Özcan’a göre, yargılanmanın başlamasıyla gelecek yeni iddianamede, bu isimlere eklemeler yapıldığını da görebiliriz.

İlk işaret: Ziraat
Sarraf dosyasının yakalanmadan uzun süre önce açıldığını ve soruşturmanın 2010’a kadar dayandığını hatırlatan Özcan’a göre, bugün yaşanan gelişmeler ilk sinyallerini 2014’te verdi. O dönemde basına yansıdığı üzere, Ziraat Bankası New York Şubesi’ne Amerikan Hazine Bakanlığı tarafından gönderilen müfettişler, şüpheli gördükleri para trafiğini incelemeye aldı. Müfettişlerin denetim için seçtikleri tarih aralığının ise Sarraf’ın yaptırımları aşmak için bulduğu, Türkiye-İran-BAE arasındaki altın ticaretinin de zirveye ulaştığı dönem olduğu da basında yer alan bilgiler arasında.

Soruşturma sonrasında, şube bankanın kendi kararıyla kapatıldı. Ali Babacan’ın şiddetle karşı çıktığı bilinen kapatılma kararının şaibeli olduğunu ileri süren Özcan, şubenin kapatılmasının Sarraf dosyasının açılacağına ilişkin ilk işaret fişeği olduğu kanısında.

Özcan öte yandan İran’a ekonomik yaptırımların delinmesinde rol oynayan bankaların daha önce aldığı cezaları hatırlatarak, Türkiye’nin de benzer bir süreçten geçebileceği konusunda endişe duyduğunu ifade ediyor: “2014 yazında iki tane dünyaca büyük banka ceza ödemek zorunda kaldı İran yaptırımlarını deldiği için BNP Paripas 8.9 milyar dolar, Credit Suisse 2.6 milyar dolar, cezaya çarptırıldı. Bu dosyada hukuki sürecin nasıl gideceğini bilemiyoruz ama bizim bu süreçteki yumuşak karnımız Ziraat ya da para transferlerinin yapıldığı bilinen Halk Bankası gibi kamu bankaları olabilir. Türkiye’de onlar üzerinden büyük ceza ödemek zorunda kalabiliriz.”

Pandora’nın Kutusu açıldı, kimse Bharara’yı durduramaz
“Bu tür davaların büyük çoğunluğu anlaşmayla sonuçlanır, zaten Rıza da anlaşma yoluna gidecek” diyen Özcan, davanın siyasi yönlendirmeye açık olmadığı kanısında: “ABD’de bu iş bir kere başladı mı, önünü alamazsınız. Amerikan tarihinde, eminim bizim haberimiz bile olmayan bir çok yasadışı olay vardır, ama bir kere kamuoyuna açıklandıktan sonra onu durduramazsınız. Şu an Başsavcı’ya kimse söz geçiremez, kimse onu yolundan geri çeviremez. Rıza hangi bilgileri verecek, bilinmiyor, Pandora’nın Kutusu açıldı artık…”

Rıza çok büyük hata yaptı
Sarraf’ın “Türkiye’de ne yazık ki o alıştığı, her şeyi para ve rüşvetle çözebilme rahatlığı onun Miami’de gözaltına alındığı sırada, hazırlıksız yakalanmasına sebep oldu” diyor Özcan. New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara, kefalete yönelik reddiyesinde Sarraf’ın ilk beyanlarındaki hataları tek tek maddelemiş, Sarraf’ın savunulanın aksine güvenilmez biri olduğunu belirtmişti. “720 bin dolar kazandığını söylüyor, birkaç ay sonra 50 milyon dolar; 10 milyon doları da nakit kefalet teklifinde bulunuyor; 720 bin dolar kazanan adam tatil için yanına 110 bin dolar alıyor. Yıllık kazancın yüzde 15’i tatile harcanır mı? Yaptığı işleri tamamen anlatmamış, finansal ve diğer varlıklarını çok küçük göstermeye çalışmış; sadece Türk pasaportunu beyan ediyor, İran ve Makedonya da ortaya çıkıyor. Dikkat ederseniz, Savcının da reddiyesinde yazdığı, bütün bu yanlış beyanlar…” diyor Özcan ve devam ediyor: “Rıza Amerika’da devlete karşı yapılabilecek en büyük ve en saçma hatayı yaptı. İfade verirken devlete yalan söyledi, hem de birden fazla… Savcının ‘bu adama ne için kefalet verilmemeli’ argümanında sürekli tekrar ettiği şey, hangi konularda yalan söylediği…”

Makedonya kaçma adresi olabilir
Sarraf’ın yanlış beyan verdiği konulardan biri ise hangi ülkelere ait vatandaşlığının yani pasaportunun olduğu. Türkiye pasaportuyla ABD’ye giriş yapan Sarraf, ilk etapta İran ve Makedonya pasaportlarını gizledi. Özcan’a göre, “Sarraf’ın Makedonya vatandaşlığının nedeni, buraya kaçmayı planlaması olabilir. İran ve Makedonya’nın ABD ile arasında iade anlaşması yok. Yarın bir gün bilemediğimiz adalardan da vatandaşlığı çıkabilir.”

Egemen Bağış’ın 2006’da yalanlamasına rağmen, ABD vatandaşı ya da Green Card sahibi olduğu konusundaki iddiasını sürdüren Özcan, Amerikan vatandaşlarının Amerikan toprakları dışında rüşvete bulaşmasının bir federal suç olduğunu hatırlatarak, Egemen Bağış’ın suçlu bulunması durumunda, 18 yıl yaşadığı ABD’ye ve dünya üzerindeki herhangi bir ABD elçiliğine giremeyeceğini, girmesi halinde tutuklanacağını ifade ediyor. Özcan’a göre, “Bilal Erdoğan da Egemen Bağış’ın Erdoğan’ın gezisinden son dakikada çıkarılmasının bu gerekçeye dayanıyor.”

Terörizm sponsorluğu
Rıza Sarraf’a yönelik suçlamalardan biririn “terörizme destek sağlamak” olduğunu hatırlatan Özcan’a göre, Sarraf’la ilişki içindeki Türk yetkililer de doğrudan ya da dolaylı olarak bu suça bulaşmış olabilir.

Hükümet bilse göndermezdi
Sarraf’ın tutuklanmasının Türkiye’de AKP ve çevresine uzanan suçlamalara neden olacağının altını çizen Özcan’a göre, “Türk makamlarının ABD’de süregiden Sarraf soruşturmasından haberi olsaydı, Sarraf’ın ABD’ye gelişi engellenirdi. Sarraf’ın tutuklanacağını bilmeden ABD’ye geldiğini belirten Özcan’ın bir başka iddiası ise Sarraf’ın ABD’ye “gelmeden önce, biri tarafından, gelmesinin sorun olmayacağı konusunda ikna edilmiş olduğu.”

“Kritik öneme sahip” belgeler sunulacak
Sarraf’ın Avukatı Benjamin Brafman’ın talebiyle gerçekleşecek olan kefalet duruşması 2 Haziran’da görülecek. Duruşmadan önce Başsavcı Preet Bharara, Sarraf’ın kefalet talebine ilişkin olumsuz fikirlerini beyan etmişti. Bunun üzerine Avukat Brafman, Mahkeme’den 31 Mayıs’a (bugün) yerel saatle 12.00’a kadar süre istemiş ve bu süre içinde ek bilgi sunacaklarını belirtmişti. Avukat Brafman dilekçesinde, “Mahkemeye konu ile ilgili kritik öneme sahip bazı ek bilgiler de göndereceğiz” ifadelerine yer vermişti. Bugün Türkiye saatiyle 17.00’a kadar Sarraf’ın Avukatı Brafman’ın Mahkeme’ye bahsedilen ek bilgileri sunması bekleniyor. 2 Haziran’da ise kefaletle ilgili son söz söz Hakim Richard Berman’da olacak.

Kaynak: Birgun.net