SEBAHAT KARAKOYUN [email protected] @ssenyaprak

CHP’de tarihi bir türlü netleştirilemeyen tüzük kurultayına endeksli değişim arayışlarına, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin ardından ara verildi. Darbe girişimi sonrası CHP üst yönetiminde normalleşme çabalarıyla birlikte Erdoğan ve AKP ile yakınlaşma görüntüsü değişim talebinin şekil değiştirerek devam etmesini sağladı.

Partide yeni çizgi arayışı
Partisinin ocak ayında yapılan olağan kurultayına rakipsiz katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun delegelere önerdiği Parti Meclisi listesi büyük oranda delindi. Bu tarihten itibaren partide tüzükten başlayarak yönetim anlayışıyla ilgili değişiklik beklentisi hem meclis grubunda hem de örgütte bazı arayışlara neden oldu.

Yaz başında planlanan tüzük kurultayın sonbahara ertelenmesi, seçimli kurultay hedefleyenlerin arayışlarının hız kesmesine neden oldu. Bu süreçte kendilerini Devrimci Demokratlar ve Özgürlükçü Sol olarak tanımlayan gruplar birbiri ardına yapılan toplantılarla yol haritası belirlemeye çalışırken, bir önceki kurultayda Kılıçdaroğlu’nun rakibi olan Muharrem İnce ise destek arayışı için sahaya indi.

İlk rahatsızlıklar
Dokunulmazlıklarla ilgili anayasa değişikliği sürecinde Kılıçdaroğlu’nun katıldığı televizyon programında sürpriz bir şekilde ‘destek’ açıklamasında bulunması parti içindeki rahatsızlıkları su yüzüne çıkardı. Grubun büyük çoğunluğu ‘destek’ açıklamasına karşın ‘ret’ oyu kullandı.

Kurultayda seçtiremediği isimleri birbiri ardına danışman olarak atayan Kılıçdaroğlu’nun kritik konularda partinin yetkili kurulları yerine çekirdek bir kadroyla tavır oluşturması da Parti Meclisi ve Meclis Grubu’ndaki tepkileri büyüttü.

15 Temmuz’un ardından yeni durum
CHP’de TBMM’nin tatile girmesinin ardından muhaliflerin arayışlarının hız kazanması beklenirken, 15 Temmuz Darbe Girişimi’yle birlikte tüm ülkede olduğu gibi anamuhalefet partisinde de gündemi değiştirdi.
Darbe girişimine karşı tüm partilerle ortak tavır ortaya koyan CHP’nin süreç ilerledikçe izlediği tavır parti içinde yeni tartışmalara neden oldu. CHP Liderinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine MHP lideri Bahçeli ile birlikte Saray’a gitmesi rahatsızlık yarattı. Bu gelişmeye rağmen İstanbul’da Taksim ardından da İzmir’de Gündoğdu’da düzenlenen “Darbeye, diktaya hayır” mitingler parti içindeki olumsuz havayı dağıttı. Ancak CHP liderinin, AKP ve Erdoğan’ın ısrarının ardından Yenikapı’daki mitinge Bahçeli ile birlikte katılması fitili yeniden yaktı. Bu süreçte iktidarın Saray ve Yenikapı’ya davet edilmeyen HDP’yi yargıdaki düzenlemeler için anayasa değişikliği sürecinde de dışlaması CHP’yi zora soktu. CHP’nin HDP’yi de içine alan bir komisyon önerisinin dikkate alınmamasına rağmen AKP ve MHP ile birlikte çalışmaları sürdürme kararlılığı parti içinde rahatsızlıklara neden oldu.

İzmir’de istifa çıkışı
Bu süreçte İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel’in geçen hafta ani bir kararla görevinden istifa etmesi de CHP’de kurultaydan beri devam eden yönetim anlayışıyla ilgili tartışmaları yine ön plana çıkardı. Yüksel, Seferihisar’da Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı toplantıdan il başkanı olarak son anda haberdar edilmesine tepki gösterdi. İstifanın ardından il yönetimi derhal seçim yaparak yeni başkanını belirledi. Ancak bu süreç MYK’nin bilgisi dışında gelişti. Yapılacak ilk toplantıda konunun gündeme gelmesi bekleniyor. Eğer parti yönetimi isim değişikliği isterse o zaman il başkanını görevden alarak yeni bir atama yapması ve ardından da kongre sürecinin başlatılması gerekecek. Bu da yeni tartışmalara neden olacak.

***

Meclis tatile girince sahaya inilecek

CHP’de tüzük ve yönetim anlayışında değişiklik isteyenlerin TBMM’nin 19 Ağustos’ta tatile girmesi ile sahaya inmesi bekleniyor. İllerde yapılacak toplantılarda ortaya çıkacak tablo, değişim isteyenlerin yol haritası açısından da belirleyici olacak. Değişimi beklentisini dile getiren bazı isimler, 15 Temmuz’un ardından ülkenin iktidar eliyle tümüyle yeniden şekillendirildiğine dikkati çekerek, “CHP değişmezse Türkiye değişmeyecek” görüşünü dile getiriyorlar.

Kaynak: Birgun.net