BARIŞ AKPOLAT

Yazı yazarken ya da bir makale okurken, kısacası gündelik işlerimi yaparken bildiğim müzikleri dinlerim. Keşif kafam öyle her dakika açık değildir. Yeni bir şeyi değil bildiklerimi o anki ruh halime göre harmanlayarak dinlerim. Apple Music ve Spotify’ı premium hesaplarla kullanıyorum. Özellikle Spotify’da oyun oynar gibi listeler hazırlıyorum. Fakat geçen gün ne olduysa canım yeni bir şeyler ya da en azından 10 yıldır dinlemediğim sesleri duymak istedi. Yma Sumac’tan girdim Ofra Haza’dan çıktım, Zeki Müren dinlerken Gilberto Gil’e uzandım sonra da içime kahır gibi çöken Ümmü Gülsüm’ü açtım. Türler arası dolaşırken fazlasıyla eğlendim. Sonra Spotify’ı Latin ülkeleri neler dinliyor diye merak edip kurcalamaya başladım. ABD, İtalya, Türkiye, Fransa, uruguay dolaştım durdum. Yahu arkadaş bütün dünya neden aynı müzikleri dinliyor anlamadım ben. Latin Amerika’dan Fransa’ya kadar herkes aynı şarkıları dinliyor. Yerel tat kalmamış. Global listeyle Türkiye listesi arasında neredeyse fark yok. Şimdi tek tek listeleri inceleyip muazzam çıkarımlar yapmayacağım ama her listede Rihanna, Sia, ZAYN, David Guetta görmekten içim bayıldı. Bu isimler küresel yıldız ve şarkılarını herkes dinliyor, kabulümdür. Fakat o ülkelerin yerel sanatçıları da meşhurların kötü taklidi gibi, özellikle Latin Amerika.

Bizim listemizde ilk 10’da bizden kimse yok. 11. sırada 27 ve Birol Namoğlu’nun ‘Muhtemel Aşk’ adlı şarkısı 19. sıradaysa Simge’nin ‘Yankı’ adlı şarkısı bulunuyor.

Buradan şöyle bir çıkarım yapabiliyorum kabaca. Şarkılar 70 ve 80’li yıllarda efsane radyolardan öğrenildi. 90’larda ise televizyona kaydı bu hareket. Yani dinleyiciler bu mecralardan onlara sunulan şarkıları dinlediler. Son zamanların popüler dizisi Vinyl’ı izlediyseniz görmüşsünüzdür şarkıları radyo ve müzik dükkanlarında önplana çıkartmak için ne gibi yolları izlediklerini… 2000’lerin başında müzik yazarlarının seçtikleri çok büyük önem arz ederdi, artık o da pek kalmadı. İnsanlar artık dijital müzik platformlarında şarkıları kısa kısa dinleyip global listelere göz atıyor. Albümlerin hükümdarlığı biteli çok oldu. Artık krallık tek şarkıların yani single’ların. Patladın patladın yoksa geçmiş olsun. Kısacası tüm dünyanın çok büyük bir kısmı aynı şeyleri dinliyor. Farklılaşmak çok zor.

Okuyucuya not: Yazının başında bahsettiğim farklı tarzlar arasındaki seyahatimi Spotify’da listeleştirdim. Arama bölümüne adımı yazıp profilimden ‘Serbest Çağrışımlı Kafalar Karışık’ ve diğer listelerime ulaşabilirsiniz.

PLAKLAR PLAKLARIMIZ

Gün geçmiyor ki plakların yükselişi hakkında bir bilgi gelmesin. Amerikan Kayıt Endüstrisi Birliği’nin (RI) açıkladığı son rakamlara göre plak hala en hızlı yükselen format. Bilgilere göre 2015’teki satışlar 2014’e göre yüzde 32 arttı ve 1988’den bu yana ilk defa 416 milyon doları buldu. Apple Music, Spotify ve Tidal şirketlerinin de ücretli üyelerden elde ettiği gelir yüzde 29 artış gösterip 2,4 milyar dolara ulaştı. Dışarıdan baktığınız zaman fantastik rakamlar bunlar. Fakat içeride en az kazanan yine müzisyen. Ülkemizde albümünü çıkarttığı firmaya anlaşmalarla tüm eser haklarını veren grup ve sanatçılar var. Eseri yaratıp sektöre en büyük katkıyı sağlayan bireyi bu kadar ezdiğimiz sürece bu sistem içeriden çürüyerek büyüyecektir. O balon da bir gün elbet patlar.

Kaynak: Birgun.net