HACI ÇEVİK

Güncel siyasetin en önemli gündem maddelerinden biri, Kürdi siyaset geleneğinin devamı olarak görülen Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıdır. Üç yıldan fazla süren ve “Barış Süreci”, “Çözüm Süreci”, “Müzakere Süreci” gibi isimlerle adlandırılan çatışmasızlık sürecinin ardından tekrar başlayan savaş siyaseti bilinen devlet aklının da tekrar ortaya çıkmasına neden oldu. Bilinen devlet aklı, Kürdi siyaset mücadelesi yürüten legal siyasi partileri legal alandan uzaklaştırma, “kafasına bastırıp” hapsetme ve görmeme üzerine kuruludur. Bu bağlam içerisinde önemi bir kat daha artan legal siyaset mücadelesinin tarihini derinlemesine ele alan Eyyüp Demir tarafından hazırlanan Yasal Kürtler: HEP’ten HDP’ye Kürt Siyaseti adlı kitap gündemin yakıcılığını anlamlandırmak için önemli bir konumda…

Kürdi siyasi partilerinin içerisinde çalışmalar yapan, bu konuda çeşitli kitap ve yazılara sahip olan Eyyüp Demir, Yasal Kürtler çalışmasında legal siyaset alanında mücadele etmeye çalışan Kürt Siyasi Hareketinin partileşmeden önceki süreçlerini de kapsayacak şekilde bugüne kadar kurulan siyasi partilerin tarihinin analizini yapıyor. Kürdi legal siyasetin tarihi günümüze ışık tutacak şekildedir. Kitap okunup bütünlüklü olarak ele alındığında, Kürdi siyasi partilerin demokratik olarak gelişmesinin tersine, Türkiye demokrasisinin olduğu yerde kaldığını ve sürekli olarak aynı dışlayıcı politikalar ile hareket ettiğini görmek zor değildir. Bu durum, legal siyasi alanın dışına itme, terörize etme gibi birtakım sorunların HEP’ten HDP’ye kronikleşmesine neden oldu. HEP ile mücadeleye başlayan Kürt grupları günümüzde de geçmişte olduğu gibi tutuklamalar, Meclis dışına atmalar, parti kapatmalar gibi sorunlar ile mücadele ediyor. Bu nedenle kitap okuyucuya geçmiş ile bir karşılaştırma yapma imkânı sunarken, bir taraftan da devlet aklının Kürt Sorununa yaklaşımının farklı iktidarlar döneminde dahi ne denli “aynı olduğunun” göstergelerini sunuyor.
Kürt halkının legal siyasi mücadelesinin kayıt altına alınmış bir tarihi konumunda olan çalışmanın en önemli eksikliği ise son dönem siyasi süreçlerinin üzerinde çok durmamış olmaması. BDP, HDP gibi yakın geçmiş siyasi partilerin analizleri çok kısa tutulmuş. Bu eksikliğin, devam eden süreçlerin sosyal bilimler alanında çalışılmasının zorluğundan kaynaklandığını tahmin ediyorum. Nihayete ulaşmamış sorunlar dizisinin sosyal bilimler açısından analizinin yapılması hem zorluk hem de eksiklik içerecektir. Yazar bu bağlam içerisinde son dönem legal siyaset mücadelesini derinlemesine ele alamadı.
HDP ile Kürt siyasi hareketinin yaşadığı dönüşüm, Kürt Sorununun algılanmasında da değişikliklere neden oldu. Barış Sürecinin önemli bir aktörü olarak konumlanan HDP, Türkiye’de çeşitli kesimlerinin temsilcisi olabilmeyi başardı fakat bu başarı kitabın da temel olarak vurguladığı gibi devlet aklının sürekliliği tarafından son dönemde gölgelenmek isteniyor. Kürdi Siyasi Partilerin tarihini merak eden ve bu konuda araştırma yapmak isteyenler için başucu kitabı niteliği taşıyan bu eser, son dönemde tekrar ortaya çıkan şiddetin derinliğini anlayabilmek açısından da önemli. Sözü yazara bırakırsak: Yasal Kürtler günümüzün “Anka Kuşu”nun öyküsüdür. Kürtlerin devletle kurduğu bir ötekilik ilişkisidir. Okudukça bu öykünün “Zümrüdüanka”ya ne kadar benzediğini görecek, her defasında bir bitiş ve yeniden doğuşa tanık olacaksınız.”

Kaynak: Birgun.net