ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile ortak basın açıklaması yapan Başbakan Binali Yıldırım, "İki tane hassasiyetimiz var, bir tanesi Suriye’nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, etnik gruba avantaj sağlayacak bir şart oluşmaması. Türkiye, güney sınırında yeni bir Kürt oluşumunu asla kabul etmiyor, ulusal güvenliğimiz için tehdit olarak görüyoruz" dedi.

Yıldırım, darbe girişiminin planlayıcısı olduğu savunulan Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesiyle ilgili olarak, ABD ile iade sürecini başlatmış bulunuyoruz" ifadesini kullandı.

Darbe girişiminin planlayıcısı olduğu savunulan Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi ve Suriye'deki gelişmeleri görüşmek üzere Ankara'ya gelen ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile Başbakan Binali Yıldırım ortak basın toplantısı düzenliyor.

Biden, Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi konusunda yaptığı açıklamada, "Gülen konusunda Türkiye ile iş birliği yapıyoruz ancak kararı ABD mahkemeleri verir" demişti.

T24'te yer alan habere göre; Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"Değerli basın mensupları ABD Başkan Yardımcısı sayın Joe Biden’ın Ankara’da misafir etmekten gurur duyuyoruz. Size ve heyetinize bu ziyaret sırasında başta 15 Temmuz kanlı darbe girişimi olmak üzere bölgesel konularda fikir alışverişinde fırsatı yakaladık. Sizin de ifade ettiğiniz gibi ABD Türkiye ilişkilerinin çok uzun tarihi geçmişi var, dolayısıyla zaman zaman yaşanan olaylarla bu köklü ilişkilerin yara alması ve olumsuza dönüşmesini asla müsade etmememiz gerekiyor. Özellikle 15 Temmuz’da silahlı kuvvetler içerisinde asker elbisesi giymiş terörist grupların gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişimi başta sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin kararlılığı ve 79 milyon Türk vatandaşının ülkesine demokrasisine sahip çıkmasıyla etkisiz hale getirilmiştir.

Bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Sayın Biden sizin de ifade ettiğiniz gibi, bu alçak darbe girişiminin başı olan ve bu darbenin yönlendiricisi olarak bildiğimiz düşündüğümüz FETÖ’nün Fethullah Gülen’in aramızdaki anlaşmalar tahtında gerekli işlemlerin yapılıp ve ülkemize iadesi sürecini başlatmış bulunuyoruz. Bu konuda gerek hükümetimize, gerekse Türk halkına yönelik samimi açıklamalarınız sürecin sağlıklı işlemesi açısından hayati öneme sahip, teşekkür ediyoruz. Şunu bilmenizi isteriz ki bu konuda teknik heyetin Türkiye’ye gelmesi ve bizim savcılarımızla, hakimlerimize bu konuyu enine boyuna değerlendirmesi bu işin ne kadar ciddiye alındığını, sizin tarafından ne kadar önemsendiğini de ortaya koymuştur. Bizim buradaki en büyük beklentimiz bütün bu hukuki süreçlerin zaman kaybetmeden yürümesi ve burada milletimizin beklentimizin, sonucun ortaya çıkmasıdır. Demokrasimize karşı girişilen bu hareketi dost ve müttefikimiz olan ABD’nin tabii ki hiçbir zaman tasvip etmeyeceğini biliyoruz. Sizi, ABD hükümeti olarak sayın Başkan Obama ve diğer yetkililerin beyanatları esastır. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte eğer bu terör başının cezalandırılmak üzere ülkemize iadesi süreci hızlandırılabilirse buradaki işbirliğimiz artarak devam ederse Türk milletinin bu konudaki üzüntüsü, hayalkırıklığı da çok hızlı bir şekilde müspete dönecektir

Sizin de ifade ettiğiniz gibi bu konunun dışında terörle mücadele adına birlikte bugüne kadar yaptığımız işbirliğini değerlendirdik. Başta Suriye olmak üzere DAEŞ, PKK ve diğer terör örgütleriyle mücadelede kararlılık vurgusu yaptık. Suriye’de milyonlarca insan terk etti, 500 bin Suriye vatandaşı hayatını kaybetti. Çocuklar, yaşlılar, memleketlerini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye, 3 milyondan fazla insana kucak açtı. Ancak bu sürdürülebilir bir durum değildir, mutlaka bölgede başta ABD ve Rusya olmak üzere Türkiye’nin de etkin katılımıyla, İran ve bölge ülkelerinin de yaklaşımıyla daha fazla insanın hayatını kaybetmemesi için ortak biz uzlaşmayı gerçekleştirmemiz lazım. İki tane hassasiyetimiz var, bir tanesi Suriye’nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, etnik gruba avantaj sağlayacak bir şart oluşmaması. Türkiye, güney sınırında yeni bir Kürt oluşumunu asla kabul etmiyor, ulusal güvenliğimiz için tehdit olarak görüyoruz. Bütün etnik grupların temsil edildiği, adil bir yönetimin sağlanmasıdır. Uzun yıllardan beri devam eden Kıbrıs sorununa yönelik sizin yıllardır ortaya koyduğunuz gayretleri biliyor ve takdir ediyoruz. Kıbrıs’ta çözüm şansı ilk seferinde kaçırılmıştır ama bu sefer bu şansın kaçırılmamasını özellikle Kıbrıs Rum Yönetimi’nin şansı ıskalamamasını öneriyoruz. Türkiye, KKTC her zaman izolasyonlarla mağdur olan taraf olarak çözümden yana olmuştur, çözümü desteklemiştir. Bu kez de aynı şekilde çözümü destekleyecektir. Kimsenin endişesi olmasın. Günün sonunda eğer bir anlaşma olsa bile bir referanduma konu olduğunu da akılda tutmamız gerekiyor. Sayın Biden Türkiye ABD ilişkilerini ne 15 Temmuz darbe girişimi ya da başka sorunlar asla ve asla bozmamalıdır. Bozmasına izin vermememiz gerekir"

Soru-Cevap

Soru: Bugün sabah başlayan operasyonla ilgili verebileceğiniz bir detay var mı? Kürt koridoruna ilişkin ABD nasıl bakıyor? YPG-PYD’ye yönelik bazı destekleri olduğu biliniyor ABD’nin, Türkiye’nin bu endişeleri konusunda ABD ne durumdadır?

Arkadaşlar bildiğiniz gibi bir süreden beri Suriye Arap Koalisyonu adıyla bir yapı oluşturuldu ve Menbiç şehrinin DAEŞ’lılardan temizlenmesi için operasyonlar yapıldı. Bu operasyonlar sonucu DAEŞ unsurları Türkiye’ye doğru hareket etti ve Karkamış’ın karşısında Cerablus bölgesinde yerleşmeye başladılar. Aynı zamanda PYD unsurları da onları takip ederek kuzeye, bir yandan da güneyden Afrin bölgesine yayılma gayreti içerisine girdiler. Hem sınır güvenliğini korumak, bölgedeki roket atışlarıyla vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamak açısından bir operasyon başlattık. Buraya gelen terör unsurlarını püskürttük. ABD ile mutabık kaldığımız bir konu var, PYD unsurlarının asla Fırat’ın batısına yayılmamaları ve burada herhangi bir faaliyet içerisine girmemeleridir. Bu konuyu da değerlendirdik ve burada ABD’nin bu konudaki kararlılığını bir kez daha gördük ve hiçbir şekilde PYD-YPG unsurları Fırat’ın batısında varlık gösteremeyecekler. Biz biliyoruz ki bunlar PKK ile iç içeler. Ne kadar DAEŞ için yardımcı oluyor gibi gözüküyorsa da ABD bilmelidir ki bir terör örgütüyle başka bir terör örgütünü alt edebilirsiniz ama ondan sonra elinize kalan terör örgütünü nasıl alt edebileceğiniz bir sorundur. YPG ve PYD’ye bakış açısını yeniden gözden geçirme konusunu ifade etmek isterim.

.

Kaynak: Birgun.net