YAŞAR AYDIN [email protected] @yasaraydinnn

AKP olağanüstü kongresini tamamladı. Erdoğan kendi kabinesini kurdu, kendi MKYK’sini oluşturdu, her şey onun istediği gibi ilerliyor. CHP ve MHP kendi iç gündemlerine dönmüş, HDP bir anlamda devre dışı bırakılmış durumda. Meclis Erdoğan’ın istediği zaman, istediği tarzda çalışıyor. AKP ve Erdoğan için hiçbir sorun gözükmüyor. Ama 65’inci Hükümet Programı’nın okunduğu gün dahi Ankara’da baskın bir erken seçim konuşulmasını engellenemiyor.

Kulislerde dolaşan bu iddia, dün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun erken seçime ‘her koşulda hazır’ olduklarını belirtmesiyle daha da inandırıcılık kazandı. Ankara’nın dışında uluslararası kamuoyu da benzer iddiaları dile getiriyor. Dünyaca ünlü derecelendirme kuruluşu JP Morgan’ın muhalefetin başkanlık sistemine destek vermemesi halinde Türkiye’de erken seçimin gündeme gelebileceğini açıklamasının ardından İngiltere’de yayınlanan Financial Times gazetesi de “Yeni Başbakan Binali Yıldırım’ın başında olduğu yeni hükümet güven vermeye çalışıyor ancak bu yıl içerisinde bir erken seçim olasılığının hâlâ masada” dedi.

AKP dikiş tutmaz
Anayasa değişikliğini dolayısıyla da Başkanlığı, Binali Yıldırım ve AKP ‘ilk görev’ olarak tanımladı. Tam bu sıralarda çok güvendikleri, en azından partili cumhurbaşkanlığı konusunda ikna edebileceklerini düşündükleri Bahçeli kesin bir dille “hayır” dedi. Ne hikmetse hemen ertesi gün Yargıtay da MHP kongresine dair beklenen ama Bahçeli’nin hoşlanmayacağı kararı açıkladı.
Belki yine bunun kadar önemli ama çok konuşulmayan bir başka gelişme de İsmailağa Cemaati’ne yakınlığı ile bilinen AKP Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın Vahdet gazetesinde Erdoğan’ı hedef alan bir yazı yazmasıyla yaşandı. Özdağ’ın parti içinde tek olmadığı biliniyor. Bu bile kongreden sorunlarını sıfırlayarak çıktığı görüntüsü veren AKP için sıkıntının öyle sanıldığı gibi bir çırpıda giderilemeyeceğini gösteriyor.



Hem içeriye hem dışarıya
AKP kurmayları ‘baskın seçim’ ihtimalini reddetse de bu konu en çok iktidar kulisinde konuşuluyor. Erdoğan’a yakın AKP kurmayları baskın seçimi gündemden düşürmeyerek parti içinde ‘mırıldanma’ eğilimi gösteren vekillere karşı önemli bir silahı ellerinde tutuyor. Ne zaman ateşleneceği belirsiz bu silah nedeniyle yeniden seçilmek isteyen tüm vekiller ‘tek adam’ ile arayı iyi tutmak zorunda kalacaktır. Kendi iç sorunlarıyla boğuşan muhalefet için ise kısa süre içinde bir erken seçim, en son isteyecekleri durum olacaktır.

Sadece bir sopa mı?
Tüm bunlara rağmen Ankara’da baskın seçimi sadece ’Erdoğan blöfü’ olarak görmeyenler de var. Erdoğan’ın Anayasa değişikliği yapamadığı takdirde erken seçimi gündeme getireceği konuşuluyor. Bu da iki nedene bağlanıyor; birincisi uzun bir dönem daha AKP Grubu’nun bütünlük içinde yola devam etme ihtimalinin düşük olasılık olarak görülmesi. İkincisi ise; özellikle Suriye ve Kürt savaşında lehte olan durumun terse dönme ihtimali.

Bu iki nedenden dolayı Erdoğan tüm yetkileri hukuken de kendinde toplamayı başaramazsa yine süreyi uzatmadan müdahale etmesinin yüksek ihtimal olacağı belirtiliyor.

Temel belirleyiciler
MHP kurultayı ve bunun sonucu baskın seçimin hangi hızla masaya geleceğini belirleyen etkenlerden olacak. Ama tek belirleyici faktörün bu olacağını söylemek olanaksız.
Erdoğan iktidarda kalmak için siyaseti dizayn edecek müdahaleleri dozunu da artırarak sürekli yapmak zorunda. “Erken seçim çok büyük bir risk. Erdoğan göze almaz” diyenler bile bugün kesin konuşamıyorsa bunun en önemli nedeni yönetmek için kendi otoritesini her zaman bir ‘tık’ daha yukarı çıkarmak zorunda olması. Zamanın aleyhine işlediğini gördü ve Davutoğlu’nun biletini kesti. Şimdi işlerin çözülmediğinin farkında. Gözleyecek, aşağıya gidişi hissettiği an seçimde tereddüt etmeyecektir.
O yüzden de Ankara’da baskın seçim olasılığı yaz boyunca hep gündemde kalacak gibi duruyor.

Kaynak: Birgun.net