Zeynep Yüncüler
[email protected]
@yunculerzeynep

7 Haziran genel seçiminin ardından çoğu Bölge illerinde başlayan sokağa çıkma yasakları ile beraber yürütülen operasyonlar ve bu bağlamda gelişen olayların Anayasa'daki karşılığı ve hukuki gerçekliği bir takım atılan adımlar ile tartışılmaya devam ediliyor; AİHM başvuruları, başta HDP olmak üzere, CHP'nin de Meclis'e sunduğu soru önergeleri, araştırma komisyonu talepleri, çatışma alanlarına dair inceleme raporları ve insan hakları örgütlerinin raporları.

Bölge illerde yaşanan süreci ve eklenen yeni uygulamaları hukuki açıdan BirGün'e değerlendiren Van Baro Başkanı Murat Timur, özellikle üzerinde durulması gereken en önemli noktanın, Mardin'in Nusaybin ilçesinde gündeme gelen 'valilerden askere yetki devri' olduğunu vurguladı. Söz konusu değişiklik de tartışma konularından biri. Çünkü hukukçulara göre, bu uygulama da Anayasa'ya aykırı. Avukat Timur, bu aykırılığın öncesinde, temel sorunun; Anayasa'ya göre vali ile kaymakamın sokağa çıkma yasağının ilan etme hakkı olmadığı. "Vali veya kaymakamın kanuna aykırı bir yetkisi nasıl kanuna aykırı ise, bu kanunsuz yetkinin de askere devrilmesi ayrı bir hukuksuzluk" diyen Avukat Timur şöyle devam etti: "Sokağa çıkma yasağı kararları veren vali ve kaymakamların; kanunda yer almayan bir yetkiyi kullanmaları niteliğinde olup bu da Anayasanın 7. maddesindeki “Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir. Bu yetki devredilemez” hükmüne de aykırıdır. Sokağa çıkma yasağı yetkisi kanunda açıkça yer alması gereken bir yetki olup yorum yoluyla bu yetkinin çıkarılmasının yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesine de aykırıdır."

Rejim sözkonusu değil

Anayasa'nın 13. Maddesi’ne göre temel hak ve hürriyetlerin yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilemeyeceğini belirten Av. Timur, Nusaybin için beklenen valiler kararnamesini de şöyle değerlendirdi: "Anayasa ve yasaya uygun bir biçimde uygulanan olağanüstü bir rejim söz konusu olmadığından bir kısım idari yetkinin validen askere devredilmesi" sokağa çıkma yasağında belirttiğimiz gerekçeler" ile hukuka aykırıdır. Temel hak ve özgürlükleri ilgilendiren düzenlemeler kararname ile düzenleme yapılacak alanlar değildir. Bu konuda yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulması durumunda evrensel hukuk kuralları gözetilerek meclis tarafından gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekir."

AKP'nin Kürt meselesini hukuk devleti kimliğini bir kenara bırakarak askeri yöntemler ile çözmeye çalıştığını ifade eden Av. Timur, "Cumhurbaşkanının kaymakamlar toplantısındaki "Mevzuatı bir tarafa bırakın..", Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar kararı sonrası ise,"Karara uymuyorum, saygı duymuyorum" şeklindeki yaklaşımı Bölge'de karşılığını bulmuş olup, temel hak ve özgürlükler keyfi ve sistematik bir biçimde ihlal edilmeye başlamıştır. Yargı ve idari makamlar ise genel güvenlikçi yaklaşıma uygun bir biçimde yaşanan hak ihlallerine karşı hareketsiz kalmaktadır" dedi.

Özgürlükler sorunu

Vali yetkisinin askere devredilmesini, Cumhuriyet döneminden beri Kürt meselesinin sona ermesinin askeri ve güvenlikçi yaklaşımlarla ortadan kaldırmadığı sonucu ile değerlendirilmesi gerektiğini belirten Av. Timur "Rasyonel çözüm ise meseleyi doğru tanımlamak ve doğru çözümler geliştirmektir. Mesele Türkiye'nin demokratikleşme ve özgürlükler sorunu olup bu da daha fazla demokrasi,özgürlük ve diyalog ile mümkündür" diye konuştu.

Kaynak: Birgun.net