Yürüttükleri sendika ve tabip odası faaliyetleri nedeniyle baskı altında tutulmaya çalışılan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi çalışanları, "İnsanca yaşam mücadelemizi sürdüreceğiz" diyerek basın açıklaması gerçekleştirdi.

'Kölelik, ölüm, yağma ve talandan başka hiçbir şey vaat etmeyen baskıcı düzeniniz karşısında insaca yaşam mücadelemizi sürdüreceğiz' başlıklı açıklamanın tam metni:

"Bir süredir Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi çalışanları yürüttükleri sendika ve tabip odası faaliyetleri nedeniyle baskı altında tutulmaya çalışılıyor.

"Hastane çalışanlarının “Savaşa Değil, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin Yenilenmesine Bütçe” diyerek katıldığı 10 Ekim Barış Mitingi’nde katledilen, aralarında üyelerimizin de bulunduğu arkadaşlarımızın fotoğrafları nedeniyle Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası 2016 yılı takvimi toplatılmaya çalışılıyor. Barış istediği için katledilen arkadaşlarımızın fotoğrafları ve “Barış ve Demokrasiyi Getireceğiz; Katilleri Tanıyoruz Unutmayacağız; Hesabını Soracağız” yazısı anlamadığımız bir nedenle rahatsızlık veriyor.

"15 Ocak 2016 tarihinde, önce BİTAM (Bakırköy İnme Tedavi ve Araştırma Merkezi) binasından duvar takviminin indirilmesiyle hastanedeki bütün bölümler telefonla aranarak hukuki bir dayanak olmaksızın Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) duvar ve masa takvimlerinin kaldırılması istenmiştir.

"Muayene odasına ve sağlık çalışanları odalarına çalışanların olmadığı bir vakitte girilerek sendika afişleri, takvimleri toplatılmıştır.

"2016 Nisan-Mayıs ayı içinde, 23 Aralık 2015 günü birçok hastanede ortak ve eş zamanlı olarak mesai saatleri dışında yapılan ‘barış’ temalı “Ruh Sağlığımızdan Olmadan Barış Hemen Şimdi” basın açıklaması ile ilgili; Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde, katılımcılara Genel Sekreterlik tarafından soruşturma başlatılmıştır. Kişilerin soruşturmaya çağırılma şekli, sorulan sorular, insanların kanaatlerinin ve dünya görüşlerinin açıklamaya zorlanması, savunma hakkının kullanılmasına yönelik engeller hukuksuzluğu gözler önüne sermektedir.

"Sağlık çalışanları olarak dün ne diyorsak bugün de aynı şeyi söylüyoruz.

-Savaşın yıkıcılığından vazgeçmek ve yeniden barışı tahayyül edebilmek için silahlar hemen susmalıdır.

-Bu coğrafyada, bu topraklarda yaşayan insanlar sorunlarını, kana bulamadan, saldırmadan, demokratik yollarla çözmeyi başarabilirler.

-Toplumdaki bu savaş rüzgarına teslim olmayıp, yanımızdakilerle bir arada yan yana sağlamca durarak savaşa karşı durma zamanıdır.

-Cizre’de yaşamını yitirenler için Karadeniz’de, Karadeniz’den Ege’den yaşamını yitirenler için Diyarbakır’da ağlamadan, insanlığın kadim tarihince devam eden kutsallara saygı göstermeden, kayıplara duyulan yası ortaklaştırmadan, kendi haklılığımızı anlatma ısrarından vazgeçip ötekini dinlemeden, bu ülkenin her yakasında yaşayan insanlar birlikte yaşamak için kararlılıkla hep beraber barış güvercinleri uçurmadan hiçbirimiz güvende değiliz.

-Savaş insanın geçmişiyle ve geleceğiyle; en temelde kendisiyle olan ilişkisini değiştirir. Benliğini üzerine kurduğu temelleri etkiler-sarsar. Savaş direk maruz kalınmaksızın da içsel dünyalara yansır. Bu yüzden BARIŞ sadece çatışmaya maruz kalma ihtimali olanlar için değil her birimiz için temel bir gereksinimdir. Mutlu olabilmek için, hayattan alınabilecek tadı alabilmek için elzemdir.

"Tüm bu baskılara karşı biz sözümüzün arkasındayız. 'Ruh Sağlığımızdan Olmadan Barış Hemen Şimdi' diyoruz.

"Biliyoruz ki bizlere uyguladıkları baskıların nedeni sadece yaptığımız basın açıklaması ve barış çağrımız değildir.

-Baskıların nedeni; güvencesiz, kölece, ölümüne çalıştırmaya ve sağlıkta özelleştirmeye karşı, sağlık çalışanlarının hakları ve asistan hekimlerin eğitimi için yürüttüğümüz mücadelemizdir.

-Baskıların nedeni; taşeronluk adı altında köleleştiren; Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin yenilenmesi adı altında, alana özel sektörün kontrolsüz girişine yol açacak olan “Kamu-Özel Ortaklığı”, yap-işlet-devret gibi modellerle kamu kaynaklarını özel sektöre aktaran; doğayı, kentleri yağmalayan sermayeye karşı mücadele etmemizdir.

-Baskıların nedeni; ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı, düşmanlığa karşı kardeşliği, her türlü ayrımcılığa karşı eşitliği savunan, saflarında ırk-mezhep-cinsiyet temelli ayrımcılığa asla izin vermeyen ilkelerimizdir.

"Toplumsal sorumluluklarından kaçmıyoruz, milyonlara kölelik, ölüm, yağma ve talandan başka hiçbir şey vaat etmeyen baskıcı düzeniniz karşısında mücadelemize devam edeceğiz.

"Baskılar, soruşturmalar, işten çıkarma tehditleri haklı sesimizi susturamaz, mücadelemizi engelleyemez. Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunmayı sürdüreceğiz.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

İstanbul Tabip Odası

DİSK Devrimci Sağlık-İş"

Kaynak: Birgun.net