ŞADUMAN KARACA*

Ortalıkta ilkbahara dair hiç bir şey gözle görülmezken serçeler orkestralarını kurup, ses tellerini karşılıklı akord etmeye başlarlar. Ağaçların aylardır hazırda bekleyen dallarındaki tomurcuklar ve toprağın hemen altındaki bazı bitkiler serçelerin bu sinyalini alıp kış uzkularndan uyanıp gerinmeye başlarlar. Günlerin uzaması ve havaların ısınmasıyla birlikte, ilkbaharın gelmesi artık an meselesi oldu.

Her ne kadar doğadaki heyecan biz insanları etki alanına alsa da, şubat, nisan ayları arasında yine de çoğumuz baş dönmesi ve tansiyon problemlerinin yanında, kendimizi halsiz, yorgun, isteksiz ve aşırı hassas hissederiz. İşte bunlar ilkbahar yorgunluğunun belirtileri olabilir.

Vücudumuz, kış mevsiminde daha ziyade karanlıkta üretilmesi sebebiyle fazlaca ‘uyku hormonu’ olarak bilinen melatonin üretir. Günler uzadıkça/aydınlandıkça melatonin üretimi haliyle azalma gösterir ve bu nedenle kış mevsiminden ilkbahara geçerken yaşanan uyku eksikliği yorgunluğa yol açar. ‘Mutluluk hormonu’ olarak bilinen serotonin ise bu geçiş dönemindeki durumu beyin üzerinden dengeler. Akciğer, dalak, bağırsak ve merkezi sinir sisteminde üretilen bu hormon artan ışıkla beraber ancak yavaş yavaş harekete geçebilir. (Fakat bu dengenin sağlanması 1-2 ay sürebilir.) Kış mevsimindeki tükettiğimiz yemeklerin ağırlığı ve hareketsizliğimiz üzerine gelince kendimizi yorgun ve halsiz hissederiz. Bu durum eğer başka organsal sebepleri yoksa bir hastalık olarak değil, aksine bazı sağlığımızı koruyucu önlemler almanın zamanı geldiğinin belirtisidir.

İlkbahar yorgunluğuna karşı önlemler ise şu şekilde sıralanabilir:

Her şeyden önce vücudumuzun kış mevsimindeki yaşadığı eksiklikleri telafi etmeli: güneş, temiz hava, hareket ve taze gıdanın yanında aşağıdaki husularda önemlidir.

1. Günlük yaşamınızı güneşe göre ayarlayın ki yeterince gün ışığı depolayabilin. Erken kalkıp erken yatağa gidin. Önemli olan vücudunuzun gün ışığı altında melatonin üretimini azaltması ve serotonin üretimini artırmasıdır.

2. Açık havada ne kadar hareket edebilirseniz o kadar iyidir. Yürüyüş, spor veya kısa mesafelerdeki işleri yayan giderek uygulanabilir.

3. Sabahları alınan soğuk-sıcak dönüşümlü duşlar kan dolaşımını harekete geçirir. Duşunuzu soğuk su ile bitirmeye dikkat edin.

4. Beslenmenizin taze meyve ve sebzelerden oluşmasına özen gösterin. Bu dönemde tatlı, kırmızı et, alkol, sigara ve fastfood’dan kaçının.

5. Aşırı stresten kaçınıp, boş zamanlarınızı sevdiğiniz insanlarla ve keyif aldığınız etkinliklerle geçirmeniz bu süreci rahat atlatmanıza yardımcı olacaktır.

6. Eğer halsizliğiniz uzun sürerse mutlaka bir hekime veya uzmana danışmanızı öneririm. Bunun sebebi tahminen kronik yorgunluk sendromu, troit bezleri düşük fonksiyonu veya depresyon olabilir.

*Doğal Tıp Uzmanı

Kaynak: Birgun.net