MUSTAFA K. ERDEMOL / [email protected]

Latin Amerika ülkelerinden Venezuela’nın Dışişleri Bakanı Delcy Eloina Rodriguez Gomez’in Recep Tayyip Erdoğan’ı gelecek ay Venezuela’da düzenlenecek olan Bağlantısızlar Hareketi Zirvesi’ne davet etmek amacıyla Türkiye’yi ziyaret edeceği haberini okuyunca yeniden adını duyduk Bağlantısızlar Hareketi’nin. Neydi, ne tür ilkeleri vardı, neden kurulmuştu? Yeniden hatırlamaya muhtaç bir uluslararası oluşum bu.

Non Aligned Movement, yani Bağlantısızlar Hareketi dünyanın emperyalizm marifetiyle Doğu/Batı diye ikiye ayrıldığı Soğuk Savaş Dönemi’nin bir sonucuydu. Ama bir barış dönemi politikasının da adıydı aynı zamanda.

Sömürgecilik döneminin sona ermesinin ardından yani 60’lı yıllarda bağımsızlığına kavuşan ülkelerin sayısının hızla artmasıyla birlikte bu eski sömürge ülkeler bir arada tutum alma ihtiyacı duydular, malum. Tabii bu birlikte hareket etme fikrinin tarihi bir hayli eskiye dayanıyor, onu vurgulayalım önce. Örneğin 1926 yılında Fransa’nın Bierville’de yapılan bir toplantı vardır: Barış Konferansı. Bu toplantıya henüz bağımsızlığını kazanmamış olan Hindistan delegasyonu damgasını vuracaktır. İlk kez Hint delegeleri Batı’yı doğrudan hedef alacak, dünyadaki mevcut tüm sorunlara kendi gözlüğüyle bakmakla suçlayacaktır. Bir yıl sonra, 1927’de Brüksel’de yapılan toplantının adı bile çarpıcıdır: Ezilen Halklar Kongresi. İşte bu kongre yıllar sonra kurulacak olan Bağlantısızlar Hareketi’nin kıvılcımı sayılır. Yine bu toplantıda Hareket’in aralarında ülkesinin gelecekte Başbakanı da olacak olan Javarhalhal Nehru’nun da bulunduğu en önemli figürleri de yer almıştır.

Zorlu-Nehru tartışması

Bağlantısızlar Hareketi’nin oluşumuna yol açan bu konferanslarda, toplantılarda sömürge topluluklar bağımsılzıkl sonrası nasıl bir tutum alacaklarını belirlemiş sayılırlar bir anlamda. Bu toplantılarda alınan kararların somut politikalara dönüşmeye başlaması 1954 de yapılan Bogor Toplantısı olacaktır. Bir yıl sonraki ünlü mü ünlü Bandung Konferansı’na hazırlıktır bu toplantı. Bizi ilgilendiren bir tarafı şu olabilir belki, toplantıya dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu başkanlığında Türkiye’de katılmıştır. Bağımsızlığına kavuşmuş olan Hindistan da tabii. Hindistan’ı temsilen Nehru da vardır toplantıda. Hemen belirteyim, o toplantıda düşünceleri aynı olmayan, kimi batı yanlısı kimi Sovyetler Birliği taraftarı katılımcılar da vardır. O nedenle toplantı bir hayli tartışmalı geçer. Örneğin Türkiye Batı’nın, Çin Halk Cumhuriyeti de (o sıralar arası Sovyetlerle henüz limoni değildir) Sovyetler’in temsilcisi gibi algılanır. Toplantının en sert tartışması Zorlu ile Nehru arasında yaşanır.

Zor bir toplantıdır ama önemli kararlar alınır yine de. En önemlisi de “Barış İçinde Bir Arada Yaşama” ilkesinin tüm maddelerinin kabulü olmuştur. Bir yıl sonraki Bandung Konferansı ise sömürge ülkelerin katıldığı ilk toplantı olması açısından önemlidir.

Ve Bağlantısızlar doğuyor

Bütün bu toplantıların katılımcıları ile sonra eklenenlerin de hep birlikte gerçekleştirilen 1961 Kahire Toplantısı beş maddenin kabulüyle artık şekillenmiştir. Bu beş maddeden biri ulusal bağımsızlık hareketinin desteklenmesidir. Aynı yıl Belgrad’da, Mısır’ın sol eğilimi Başkanı Cemal Abdül Nasır ile Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Broz Tito’nun öncülüğünde Belgrad’da artık dünya sahnesindeki yerini alacaktır Bağlantısızlar Hareketi.

Bağlantısız ama tarafsız değil

Soğuk Savaş kavramını reddeden bir oluşumdu her şeyden önce. İki blokun dışında bir alternatif olabileceğini de gösterdi dünyaya. Bağlantısızlar Hareketi’nin önceliği her iki blokun sorunlarına karışmadan ekonomik kalkınmaya önem vermekti. Bu kalkınmanın ancak bağımsızlıkla mümkün olabileceği temel ilkesi uyarınca da daima sömürge karşıtı, dolayısıyla antiemperyalist bir çizgisi oldu Bağlantısızlar Hareketi’nin. BM’de daima sosyalist dünyanın yanında oldu, onların aldığı kararlara hep destek verdi.

Recep Bey katılacaksa eğer

Eğer daveti kabul eder de Venezuela’daki toplantıya giderse Recep Tayyip Erdoğan, şimdi eski gücünü yitirmiş olan, daha çok insan hakları başta olmak üzere, sivil hakların gelişiminin destekçisi, ırkçılık karşıtı, bağımsız uluslararası ticaretin savunucusu devasa bir oluşum olarak hayatımızda olan Hareket’in toplantısında bağımsızlığını kazanmış bir ülke olan Hindistan’la karşı konumlara düşen Türkiye’nin itibarını kazanabilecek mi?

Bilemeyiz. Ama Erdoğan’ın çok keyif alacağı bir toplantı olacak bu. Sivil haklar konusunda Türkiye’nin kötü sicili bu konuda konuşmasına engel elbette ama BM’ye ağzına geleni bir kez daha söyleyebilecek Venezuela’da. Çünkü Bağlantısızlar Hareketi yıllardır BM’nin yapısının değişmesi için de mücadele veriyor.

Çok şanslı bir adam bu Erdoğan. Konuşacağı bir şey çıktı işte.

Kaynak: Birgun.net