Antalya Kumluca'da çıkan orman yangınında Büyükşehir İtfaiye Batı Koordinatörü Mehmet Çam'ın, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel'le kucaklaşırken çekilen fotoğrafı tartışma yaratmış ve Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka "Makam şoförünü koordinatör yapmış" diyerek Türel'i twitter'dan eleştirmişti.

Türel ise Nazlıakaya'ya, "Kaçak kullandığın sular bu yangını söndürmez" sözleri ile yüklenmişti. Ankara milletvekili Aylin Nazlıaka, Menderes Türel'in 'kaçak su' iddiası ile ilgili bir cevap metni hazırladı.

Nazlıaka'nın cevap metni şu şekilde:

Benim ve komşularımın kaçak su kullanmadığı yargı kararıyla tescil edilmiştir. Buna rağmen devam ettirmeye çalıştığınız bu iftirayla ilgili yargıda hesaplaşacağız.

Bu iftiranızı bir kenara bırakıp asıl konuya dönelim.

Asıl meselemiz ihmal nedeniyle ormanlarımızın cayır cayır yanmasıdır.


Orman yangınını söndürmek uzmanlık, bilgi ve tecrübe ister. Ev yangını ile orman yangınını karıştırmamak gerek. Anlaşılan o ki siz bu ayırımın farkında olamayacak kadar konudan uzaksınız.

İtfaiye mensuplarının emeği elbette göz ardı edilemez, ancak orada cansiperhane bir şekilde çalışan orman emekçilerini yok sayan ve işi şova dönüştüren tavrınız kabul edilemez. Konu kişiler değil; AKP hükümetinin yaptığı yanlış ve rantçı politikalardır.

Size biraz bilgi vereyim.

Hükümet politikalarında üç temel yanlış vardır.

Birincisi orman köylüsü devre dışı bırakılmıştır. 1980'de nüfus yaklaşık 45 milyonken 10 milyon orman köylüsü vardı. (Nüfusun neredeyse yüzde 24'ü) Şimdi nüfusumuz oldu 78 milyon. 7 buçuk milyon orman köylümüz var.

İkincisi personel sorunu. 1980 ve 2010'lu yıllarda yangın sayısı hemen hemen aynı fakat son yıllarda yanan alan yüzde 50 daha fazla. Şimdi daha yüksek teknoloji kullanılıyor. Ama ne hikmetse yangınlar söndürülemiyor! Yangınlara müdahale edecek personel, orman yangınlarında uzman olmalı ve bölgeyi tanımalıdır. Bu da uzun yıllar aynı yerde çalışmak anlamına gelir. Hükümet rotasyon adı altında orman teşkilatını tarumar etti. Bir yandan profesyonel ekibi zorlu koşullar altında çalıştırırken, bir yandan da yandaş kadrolar oluşturuldu. Yangın süresince aşağı yukarı 4 saat çalışıp 4 saat dinlenmesi gereken personel, bu son yangında da olduğu gibi saatlerce çalıştırılıyor.

Ayrıca AKP hükümeti döneminde yangına ilk müdahale ekiplerinin verdiği hizmet özelleştirdi. Bu özel şirketler yangın başına para alıyor. Yani ne kadar yangın o kadar gelir!

Üçüncüsü ise zihniyet sorunu. 'Gölgesinden faydalanamadığın ağacı sat' mantığı nedeniyle ormanlarımız ağlıyor. Elbette yangınlar çıkabilir. Ancak ne yazık ki ormanlarımız sadece çıka(rtıla)n yangınlarla değil rant ve imarlarla da yok ediliyor.
Şimdi siz bu bilgileri hazmetmeye çalışın. Ben bu arada bu işin asıl sorumluları olan hükümet yetkililerinden hesap soracağım.

Kaynak: Birgun.net