Balkan Araştırmacı Gazetecilik Ağı ile Örgütlü Suçlar ve Yolsuzluk Raporları Projesi’nin birlikte yürüttüğü bir araştırma, Avrupa’dan Ortadoğu’ya, çoğunlukla da Suriye’ye giden silah ticaretini ifşa etti.

İki kuruluşun ortak araştırması sonucunda Doğu Avrupa ülkelerinin 1 milyar pound (yaklaşık 4 milyar TL) değerindeki silahların ithalatına onay verdiği ortaya çıktı. Bu silahlar arasında binlerce suikast silahı, Kalaşnikoflar, havan topları, roketler, anti-tank silahları ve ağır makinalı tüfekler yer alıyor. Rapora göre bu silah ticaretinin, Suriye’de savaşın yıllardır bitmemesinde büyük bir etkisi var.

Araştırmacılar, bu raporu hazırlayabilmek için Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Karadağ, Slovakya, Sırbistan ve Romanya hükümetlerinin silah ihracat verilerini, Birleşmiş Milletler raporlarını, silah anlaşmalarını ve nakliye uçaklarını bir yıl boyunca inceledi.

Türkiye’den Suriye’ye
Rapora göre Suriye savaşı başladığından beri bu 8 ülke, Suriye’nin en büyük silah pazarı olan Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye’ye 1 milyar pound’luk silah satışı gerçekleşti. Bu silahlar Suriye’nin yanı sıra Yemen’de de savaş için kullanıldı. Bu ülkeler, Suriye’de savaş başlamadan önce Doğu Avrupa ülkelerinden neredeyse hiç silah almıyordu. Anlaşmaların en büyükleri de 2015’te gerçekleşti.
Araştırmacılar, bu silahların çoğunun Özgür Suriye Ordusu’na gittiğini, fakat bir kısmının da Ensar el-Şeria, Nusra Cephesi ve IŞİD gibi güçlerin elinde olduğunu ortaya çıkardı. Yemen’de ise silahlar Sunni güçlere gitti.
Uluslararası Af Örgütü’nün silah ticareti raportörü Patrick Wilcken ve Avrupa Parlamentosu silah ticareti raportörü Bodil Valero, bu silah ticaretinin en azından bazılarının büyük ihtimalle AB yasalarını, uluslararası anlaşmaları ve ulusal yasaları ihlal ettiğini açıkladı.

İlk adım Zagreb’de
İlk ticaret, 2012 kışında Suudi Arabistan’ın Hırvatistan’dan Yugoslavya döneminden kalma silahları almasıyla başladı. Silahların Zagreb’den Ürdün’e gönderilmesinden kısa bir süre sonra Suriye’de Hırvat silahları görülmeye başlandı. Hırvat hükümeti, herhangi bir silah ticareti gerçekleşmediğini iddia etse de ABD’nin 2011-14 yılları arasında Suriye Büyükelçiliği’ni yapan Robert Stephen Ford, bu silah ticaretinin gerçekleştiğini duyurmuştu.
Bu ticaretin ardından peş peşe yeni sevkiyatlar gerçekleşmeye başladı. Suudi Arabistan’a toplam 806 milyon avroluk silah gönderilirken Ürdün’e 155, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) 135, Türkiye’ye ise 87 milyon avroluk sevkiyat gerçekleşti.

Birleşik Krallık’taki The Guardian gazetesine konuşan Orta Doğu silah ticareti uzmanı Jeremy Binnie, bu 4 ülkenin tamamen Batı ürünü silahları kullandığını ve bu yüzden eski Sovyet ve Yugoslav silahlarının bu ülkelerin kendi ordularına kullanılmadığının kesin olduğunu ifade etti.

Silahların bazıları havayoluyla, bazıları da deniz yoluyla gönderilirken Belgrad, Sofya ve Bratislava hava yoluyla gerçekleşen ticaretin merkezleri oldu. Sırbistan’daki havacılık yetkililerinden bilgi edinme hakkıyla alınan belgeye göre sadece Belgrad’dan 49 defa silah taşıyan kargo gönderildi. Bulgaristan ve Sofya’nın verilerine göre ise binlerce ton “tanımlanmamış” kargo, Suudi Arabistan ve BAE’ndeki askeri hava üslerine gönderildi. Daha sonra bu silahlar Ürdün ve Türkiye’deki iki gizli askeri harekat merkezine gönderildi ve buradan da bazen karayoluyla, bazen de uçaklardan atılarak Suriye’ye ulaştırıldı. Yemen’de ise sadece havadan bırakma yöntemi kullanıldı.

ABD gemisiyle Türkiye’ye
Deniz yoluyla gerçekleşen sevkiyatta ise ABD’nin önemli bir rolü oldu. ABD Ordusu’nun Özel Operasyonlar Birimi’ne ait 3 kargo gemisi, Aralık 2015’ten başlayarak defalarca Balkan ülkelerinin limanlarından Türkiye ve Ürdün’ün limanlarına silah taşıdı. Konuyla ilgili net bir açıklama yapmayan Özel Operasyonlar Birimi, yalnızca “Bu silah ve mühimmatlar Özel Operasyonlar’ın dünya çapındaki faaliyetlerini desteklemek içindir. Bunların ne olduğunu açıklamayacağız.”

Bu kargodan 2 hafta sonra Suriye’deki Kürt güçleri, ABD’nin gönderdiği silahların kendilerine ulaştığını gösteren fotoğrafları Twitter’da paylaşmaya başlamıştı.

Sırbistan Başbakanı Aleksandar Vucic ise silah ticaretiyle ilgili dikkat çeken bir açıklama yapmış, “İhracatımızı 5’e katladık ama yine de talebe yetişemiyoruz. Dünyanın bazı bölgelerindeki büyük savaşlar büyük talep yaratıyor” ifadelerini kullanmıştı.

Raporu hazırlayan iki örgüte konuşan ve güvenlik nedeniyle ismini gizli tutmak isteyen Halep’teki bir ÖSO komutanı, “Silahlar merkezi bir şekilde örgütlere dağıtılıyor. Açıkçası biz elimize geçen silahların nereden geldiğiyle çok ilgilenmiyoruz, yalnızca Doğu Avrupa’dan geldiğini biliyoruz. Sahadaki gruplara gelen silahlar da grupların kiminle savaştığına göre değişiyor. Eğer Esad’a karşı savaşıyorsanız silah bulmanız çok zor ama IŞİD’e karşı savaştığınızı söylerseniz istediğiniz silahı alabilirsiniz” dedi.

Hırvatistan Ekonomi Bakanlığı’nın silah ihracatı lisansı departmanının başında bulunan Darko Kihalic de raporu hazırlayan örgütlere şunları söylemişti: “Biz yasalara ve uluslararası anlaşmalara uygun bir şekilde lisans veriyoruz. Biz silahları Suudi Arabistan’a sattıktan sonra nasıl kullanacaklarına dair ne yapabiliriz ki? Suudi Arabistan karalisteye alınmış bir ülke değil. Silahlar kötü niyetle kullanılıyor olabilir mi? Tabii ki evet.”
Uluslararası Af Örgütü’nden Patrick Wilcken ise bu açıklamayı kabul etmiyor: “Tüm ülkeler eylemlerinin sonuçlarını hesaplamalı. Eğer bu silahların uluslararası anlaşmalara aykırı bir şekilde satılacağını düşünüyorsanız satmamalısınız.”

Mart ayında Hollanda, Suudi Arabistan’a silah satışını yasaklayan ilk ülke olmuştu. Hollanda bu yasağın gerekçesi olarak Yemen’deki sivil ölümleri ve kitlesel saldırıları göstermişti.

Kaynak: Birgun.net