BURAK ABATAY / @abatayburak

Uzun yıllardır Türkiye'de müziğin nabzını tutan bass gitarist Cem Tuncer bir süredir müzik hayatını Londra'da sürdürüyor. Cem Tuncer ile İngiltere macerasını ve çalışmaları üzerine konuştuk.

Jojo Mayer’dan, Dave Weckl’a kadar birçok müzisyenle beraber çalıştınız. Çalışmaktan en keyif aldığınız isimler kimlerdi?

Aslında bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Enstrümanımla ilk tanıştığım dönemlerde, büyük keyif ve hayranlıkla dinlediğim, izlediğim insanlar ile bir araya gelmek tarif edilemez bir tecrübe.

Biraz politik bir cevap gibi gelebilir ama samimi düşüncelerimi belirtmem gerekirse; sahne veya stüdyo ortamında bir araya geldiğim her müzisyen ile büyük keyif alıyorum. Her biri farklı deneyim ve sana kattıkları müzikal bakış açısı her seferinde bu konuda ciddi yol kat etmemi sağlıyor.

Öte yandan uzunca bir süre Türkiye’de müzik piyasasını bilen biri olarak Londra yolculuğunuz nasıl gerçekleşti?

Yaklaşık beş yıl önce Londra'da bir stüdyonun işlerini yapmaya başlamıştım. Bu sayede bağlantı oluştu fakat Ankara Belediye Başkanlığı seçimleri sonucunda, hazır bağlantılarım da oluşmaya başlamışken Londra’ya yerleşme fikir daha yakın geldi. Biraz da Londra Belediye Başkanlığı seçimlerini görmeye karar verdim.

Londra’da müzik yapıyor olmanın avantajları ya da dezavantajları var mıdır?

Londra büyük bir metropol. Dünyanın her yerinden çok iyi müzisyenler burada piyasaya giriyor. Bu insanlarla bilgi alışverişi çok büyük bir avantaj sağlıyor. Dünya müziğini gerçek anlamda tanımaya başlıyorsun ve bu çok büyük avantaj.

Çok fazla iyi müzisyen var. Burada çocuklar 5 yaşından itibaren Grade sınavlarına hazırlık yapıyor. Çünkü iyi okullarda okumak istiyorsan müzikal yeterlilik belgelerine sahip olmak zorundasın. İyi okullara giriş puanı 100 ise elinde Grade sertifikaların varsa artık ihtiyacın olan sadece 45 puan. Dolayısıyla çok küçük yaşlarda müzik eğitimi alan insanlardan oluşan toplumun içerisinde sen müzisyen kimliğin ile daha iyi olmak zorundasın. Bu durumu avantaj ya da dezavantaj olarak değerlendirmek mümkün. Rekabet gerçekten çok üst düzeyde!

Bas gitar çaldığınızı ve Türkiye’de olduğunuz dönemde sahne dışında da yaptığınız birçok çalışmalar vardı ve bu düzen orada da devam ediyor mu, mevcut projelerden bahseder misiniz?

Bir bakıma evet, burada kendime ait bir prodüksiyon şirketim var, CT Music Production. Stüdyo çalışmaları için, Türkiye’den ve buradan albümünde beraber çalıştığımız birçok arkadaşım var ve bir kısmı devam ediyor. Mevcut sahne projelerimiz Eser Ebcin prodüktörlüğünde Kerrie Masters' Band (albüm ile beraber), Anıl Göçen şefliğinde "NJoy", memleketimizdeki farklı yörelerden parçaların farklı aranjelerle çalınan festivallerde yer aldığımız "The Oddbeats", Mete Ege - "London Blusion Band", Koma Zelal, Olcay Bayir, Soner Ersen Jazz Trio, James Oram Band, vb. diye gidiyor şu an için.

Bizleri bekleyen başka projeleriniz var mı?

Var evet öncelikle bitmeyi bekleyen bir solo albüm var, ayrıca Hakan Kilman, Louis Erkin Yalaz, Baha Yetkin ile çalışmalarına başladığımız 3 farklı proje yolda. Ayrıca bu projelerden biri içinde güzel bir albüm için kollar sıvandı bile.

Kaynak: Birgun.net