Ankara'da son beş ay içerisinde üçüncü, son bir ayda ise gerçekleştirilen ikinci bombalı saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısı 37’ye yükseldi. 15’i ağır olmak üzere 48 yaralının ise hastanelerde tedavi görüyor. Başbakan Davutoğlu, dün akşam yaptığı açıklamada, 35 cenazenin kimliğinin tespit edildiğini, kimliği tespit edilenlerden birinin saldırgan, bir diğerinin ise ona gözcülük eden bir kişi olduğunu söyledi. Davutoğlu, 11 kişinin gözaltına alındığını da kaydetti.

Saldırganlar iki kişi
Bombalı araç ile düzenlenen saldırıyı henüz üstlenen olmazken, saldırıyı gerçekleştirenlerin, biri kadın iki kişi olduğu bildirildi. İlk bulgulara göre kadın saldırganın üniversite öğrencisi S.Ç.D. olduğu iddia edildi. Olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı araştırmalar sonucu hurdaya dönen BMW marka bomba yüklü araçtan elde edilen ceset parçaları ve parmak izinden, S.Ç.D.’nin kimliğine ulaşıldığı kaydedildi.

Yapılan incelemede, S.Ç.D. ile bir erkeğin Ankara’da benzin alırken kameralarca görüntülendiği de ileri sürüldü. Kadınla birlikte görülen erkeğin de intihar saldırısına katılmış olması ihtimali üzerinde duruluyor. İkinci şüphelinin "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, PKK bağlantılı" olduğu iddia edildi.

2013’te kayıp başvurusu
Balıkesir Üniversitesi öğrencisi olan S.Ç.D.'nin, Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesinde, "PKK üyeliği ve propagandası" suçlamasıyla da yargılandığı belirtildi. Davanın firari sanığı olduğu belirtilen kadın saldırganın Tekirdağ Marmara Ereğlisi doğumlu, BAUN Turizm Fakültesi Seyahat İşletmesi İkinci Öğretim Bölümü'ne 2012 yılında kayıt yaptırdığı ve okula geldikten bir süre sonra kayıplara karıştığı kaydedildi. S.Ç.D.'nin babasının 2013'te kızının kaybolduğuna dair polise başvurduğu öğrenildi. S.Ç.D.'nin Tekirdağ'da yaşayan ailesi de gözaltına alınarak emniyete götürüldü. İfadesi alınan baba C. D., ‘Kızımla 2013’ten beri hiç görüşmedim. Üniversiteye giden tek çocuğum. Polis ekipleri geldi, hastaneye gittik ve DNA testi yaptılar” dedi. Babanın yanı sıra erkek kardeşin de Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü’nde ifadesi alındı. Ardından baba C.D. ile oğlunun Tekirdağ Devlet Hastanesi’nde DNA karşılaştırması için kan örneklerinin alınarak Ankara’ya gönderildiği bildirildi. Ailenin yaklaşık 30 yıl önce Kars'tan göç ederek Marmara Ereğlisi’ne yerleştiği belirlendi.

10 Ocak'ta çalınmış
Ankara'da kullanılan aracın 10 Ocak'ta Urfa'dan çalındığı, İstanbul plakalı 95 model aracın yaşlı bir kadına ait olduğu ve çalındığı gün Diyarbakır'a götürüldüğü de iddialar arasında. Aracın 26 Şubat’ta Ankara’ya getirildiği belirtilirken, saldırının beyaz renkte BMW 5.20 marka bir araçla gerçekleştirildiği bildirildi. Mobese görüntülerinden, aracın Genelkurmay kavşağından Kızılay istikametine doğru indiği ve Sıhhiye Meydanı'ndan dönüş yaparak patlama noktasına ulaştığı tespit edildi.
Ankara polisi, bundan 2 hafta önce, 27 Şubat Pazar günü alarma geçmiş ve Kızılay bölgesinde bombalı araç aramıştı.

Cumhuriyet hedef gösterildi
Ankara katliamının üzerinden saatler geçmeden sosyal medyada Cumhuriyet gazetesi hedef alındı. Twitter’da dillendirilen ve havuz medyası tarafından yapılan haberde, canlı bomba eyleminde kullanılan aracın Güneydoğu’da serbest çalışan Cumhuriyet gazetesi muhabirine ait olduğu ve iki gün boyunca Cumhuriyet’in otoparkında kaldığı iddia edildi. İddiaya karşı açıklama yapan gazete, “Bizim ne Güneydoğu’da ne herhangi başka bir yerde ve herhangi bir zamanda bahsedilen isimde bir muhabirimiz olmadı. Dahası; bırakın bombalısını, benzinli araç konulacak bir otoparkımız da yok. Ülkenin yöneticileri ve resmi-gönüllü istihbaratçıları, gazetemizi karalamaya harcadıkları gayretin pek azını canlı bombaları bulmaya harcasa, belki bugün daha huzurlu bir ülkede yaşıyor olurduk” diye kaydetti. Havuz medyasının hedef gösteren haberleri bununla sınırlı kalmadı. Saldırıyı gerçekleştiren kadının avukatını da hedef alan Sabah Gazetesi, “Canlı bombanın avukatı tanıdık çıktı” ifadelerini kullanarak, Avukat Hüseyin Boğatekin’in saldırıyı gerçekleştiren kadının avukatı olduğunu öne sürdü.


Yaralı genç sabah bulundu!
Saldırıda yaralanan ODTÜ’lü öğrenci Hasan G. yaralı halde gelebildiği Adalet Bakanlığı ek hizmet binası bahçesinde dün sabah bulundu. Burada baygınlık geçirdiği anlaşılan 22 yaşındaki gencin sabah mesaiye gelen Bakanlık personeli tarafından bulunarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi. Bütün geceyi yaralı halde dışarıda geçiren gencin fark edilmemesi ise olay yeri incelemenin ve alınan güvenlik önlemlerinin sorgulanmasına yol açtı.


Protestolara saldırı
Ankara’daki katliamı protesto etmek isteyenler, polis saldırılarıyla karşılaştı. İstanbul Taksim Meydanı’nda, saldırıda hayatını kaybedenleri anmak için karanfil bırakarak oturma eylemi yapmak isteyen Halkevleri üyelerine polis saldırdı. Tünel’den Galatasaray Meydanı’na yürümek isteyen İstanbul Emek ve Demokrasi Güçlerine de polis plastik mermi ve tazyikli su ile müdahale etti. Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri ise bugün saat 18.00’de Kızılay’da anma yapacağını duyurdu.

TAK şüphesi
Emniyet birimleri, ilk bulgulardan yola çıkarak, saldırıyı TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri) örgütünün gerçekleştirdiğini değerlendiriyor. Önceki günkü saldırıda kullanılan bomba ile araçtaki patlama düzeneğinin, 17 Şubat’ta yine Ankara’da askeri servis araçlarına yönelik olarak düzenlenen saldırıda kullanılan patlayıcı ve düzenekle benzer olduğu tespit edildi. Bu arada saldırının hedefinin ise, Başbakanlık Merkez Bina ile birçok bakanlık ve Genelkurmay’ın bulunduğu bölgede güvenlik önlemleri alan çevik kuvvet polisleri olduğu düşünülüyor.

Araç sahibi gözaltında
Bombalı saldırının ardından Eskişehir merkezli, PKK’ye yönelik operasyonda Eskişehir’de 12, İstanbul’da ise 2 kişi gözaltına alındı. Öte yandan Urfa’nın Viranşehir ilçesinde olduğu öğrenilen otomobilin sahibi 70 yaşındaki kadın ile eşi dün gece saatlerinde gözaltına alındı. Şahısların ifadelerinde otomobili Urfa merkezde bulunan bir oto galericiye sattıklarını söyledikleri öğrenilirken, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, oto galeriye operasyon düzenledi. Operasyonda M.A.D., N.B., İ.D. ile A.D. gözaltına alındı. Şahısların otomobili yaklaşık 20 gün önce bir kişiye sattıklarını söyledikleri öğrenilirken polislerin, otomobili satın alan şahsın bilgilerine satışta düzenlenen evraklardaki eksiklikler nedeniyle ulaşmakta zorluk çektiği öğrenildi. Otomobili alan şahsın devrini üzerine almadığı ve bir miktar para verdikten sonra yaklaşık 6 bin lirayı sonradan vereceğini söylediği iddia edildi. Satılan otomobilin beyaz renkli 1994 model olduğu belirtildi.

SİM kartı inceleniyor
Ankara’daki saldırıdan önce Emniyet Genel Müdürlüğü’nün olası 20 bombalı aracın plakalarını yayınlayarak uyarı yaptığı iddia edildi. Öte yandan emniyet, Ankara’da saldırının gerçekleştiği yerde bulunan bir sim kartının canlı bombaya ait olduğunu değerlendiriyor. Saldırıdan önce o hattın 17 kez kullanıldığı öğrenildi.

Kaynak: Birgun.net