Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen İşkence Görenlerle Dayanışma Günü çerçevesinde açıklamalarda bulunan CHP Parti Meclisi üyesi ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, AKP iktidarları boyuncu işkence ve kötü muamelenin bir hükümet politikası olarak istikrarlı şekilde sürdüğünü ifade etti. Tanrıkulu, 2002 ile 2015 yılları arasında AKP’nin işkence karnesini açıkladı.
“İşkenceye sıfır tolerans söylemiyle kamuoyunu aldatan, kürsüde hak, hukuk ve adalet naraları atıp uygulamada da yurttaşlara işkence uygulayan AKP iktidarı, halihazırda tüm ülkeye, kendisine biat etmeyen tüm yurttaşlara aslında işkence uygulamaktadır” şeklinde konuşan Tanrıkulu, AKP dönemindeki işkence vakalarını şöyle sıraladı:
“2002 yılında 988 kişi, 2003 yılında 72’si çocuk olmak üzere 600 kişi, 2004 yılında 193 kişi, 2005 yılında 988 kişi, 2006 yılında 339 kişi, 2007 yılında 320 kişi, 2008 yılında 269 kişi, 2009 yılında 259 kişi, 2010 yılında 228 kişi, 2011 yılında 243 kişi, 2012 yılında 323 kişi, 2013 yılında 228 kişi, 2014 yılında 1039 kişi ve 2015 yılında 5671 kişi, toplamda 11 bin 668 kişi işkence ve kötü muameleye maruz kaldı. Cezaevleri ve diğer yerlerde gerçekleşen işkence vakaları bu sayıya dahil değil.”
“İktidarda kalabilmek için işkence yapıyor”
Rakamlara göre, AKP’nin son iki yılda işkence vakaları konusunda korkunç bir artışa sebebiyet veren politikalar yürüttüğünü ifade eden Tanrıkulu, “AKP’nin iktidara geldiği dönemde 900 dolaylarında olan işkence vakaları 2015 yılında 5 bin 671 gibi korkunç bir rakama ulaşmıştır. Sırf bu bile, iktidarda kalmak için muhaliflere alenen işkence yapan AKP’nin gerçek yüzünü ortaya sermeye yetmektedir. AKP dönemi boyunca işkence istikrarlı bir biçimde sürerken, son iki, üç yıl içinde bu ‘istikrar’ sıkıyönetim koşullarını bile aşmış durumdadır” dedi.
“Fincancı’nın tutukluluğu bir mesaj”
İşkence mağdurlarının rehabilitasyonu konusunda etkin çalışmalar yürüten Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın cezaevinde olmasının anlamlı olduğunu belirten Tanrıkulu, “Fincancı’nın tutukluluğu, işkencecilere verilmiş bir mesaj, bir ödüldür. Bu hukuksuz tutuklamaya derhal son verilmesi gerekmektedir. İşkence, insanlık onuruna yönelik bir saldırıdır ve insan hakları hukuku bakımından, hiçbir istisnayı kabul etmeyecek bir biçimde yasaktır” ifadelerini kullandı.
