Erk Acarer

Polis tarafından evinde öldürülen Dilek Doğan’ın katilinin yargılanması için adalet arayışı sürüyor. Doğan’ın katledildiği Küçükarmutlu’da direniş çadırı kuruluyor ve katil polis Yüksel Moğoltay’ın yargılanması talebiyle açlık grevi yapılıyor. Mahalle halkı, özellikle katil açığa çıktıktan sonra semte yönelik saldırıların arttığını ve her geçen gün daha da şiddetlendiğini belirtiyor.

'RANTA, İNANCA, HUKUKA SALDIRI'

Mahalleli çarpıcı açıklamalarda bulunuyor: “Burası Boğaz’ı gören bir rant bölgesi. Alevilerin yoğunluk olarak yaşadığı bir yer. Cemevi bulunduğu için bir inanç merkezi. Burada Dilek Doğan için adalet arayışı da sürüyor. Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde, Armutlu’da ne olduğu da ortaya çıkıyor. AKP Armutlu üzerinden ranta, inanca ve hukuka saldırıyor. Küçükarmutlu’da yaşananlar Güneydoğu’da olanlara benziyor. AKP; Güneydoğu’da yürüttüğü savaşı metropollere de taşıyacak gibi görünüyor. Sanki Armutlu pilot bölge seçildi.”

'SİZİ YILDIRACAĞIZ'

Belediyelerin hizmet götürmediği, alt yapı tesisi sağlamadığı, otobüs vermediği Armutlu’da yaşanan huzursuzluk yeni değil. Rant iştahı, ‘peşkeş’ oyunlarını da beraberinde getiriyor. Geçmişten bu yana semt sakinleri bölgeden çıkarılmak isteniyor. Armutlu’da yaşayanlar ilginç anekdotlar paylaşıyor: “Yol, su, elektrik yoktu. Burada yaşayanlar işe iki ayakkabıyla giderdi. İşyerinde çamurlu olanın yerine temiz olan giyilirdi. Bu sistematik bezdirme politikası, AKP iktidarında saldırılarla birlikte uygulanmaya başladı.”
Bitmeyen saldırıların, uyuşturucu tacirleri üzerinden güdülen yıldırma politikalarının tek bir amacı var. Devlet Küçükarmutlu sakinlerine, “Buraya el koyacağız parsel parsel satacağız” mesajı veriyor. AKP iktidarının yarattığı ‘teröristler’ algısını da böyle okumak lazım. ‘Hasan Ferit Gedik’ ismi ve uyuşturucu çetelerine karşı mücadele de bu şekilde daha anlamlı hale geliyor.

KATİL DEŞİFRE OLUNCA SALDIRILAR BAŞLADI

Armutlu’daki saldırılar ne zaman başladı, nasıl yoğunlaştı? Dahası mahallede neler oluyor? Muhatapları anlatıyor. Selda Karataş, konuyla ilgili olarak şunları aktarıyor: “Dilek’in katilinin yargılanması talebiyle direniş çadırı kurduk. Uzun bir süre boyunca kimse ilişmedi. Ancak ‘katledilme görüntüleri’ ortaya çıkınca iş değişti. ‘Bu işi artık deşifre etmeyin, daha fazla kurcalamayın’ demeye getiriyorlar. 4 tahta, bir muşambadan oluşan iptidai çadıra saldırmalarının anlamı da bu.”

Pir Sultan Abdal Derneği’nden Zeynep Yıldırım da ‘Doğuda yaşananları metropollerde uygulayacaklar, buradan başladılar, pilot bölge olarak Armutlu’yu seçtiler’ diyor. Yıldırım; “Mezhepçi, rantsever ve hukuku tanımaz bir iktidarla karşı karşıyayız” ifadelerini kullanıyor.

'BİNALARINIZI DA, CEMEVİNİZİ DE YIKACAĞIZ'

Mahallede yaşayanlar muhtarla birlikte Sarıyer İlçe Emniyet Mürürlüğü ve Kaymakam’a gittiklerini anlatıyorlar. Çözüm arayışı konusunda devlet temsilcilerinin söyledikleri düşündürücü. Anlatılanlar şöyle: “İlçe Emniyet Müdürü, “Çadırınızı da, Cemevinizi de yıkacağız dedi. Kaymakam’ın ağzından ise; “Bu başlangıç burada 250 ev yıkacağız sözlerini duyduk.”

AYNI NAKARAT: BARİKAT KURMAYIN

Bölgedeki “Hendekleri kaldırın” söylemi Armutlu’da, “Barikat kurmayın” ifadeleriyle yer değiştiriyor. Armutlu sakinleri ise konuyla ilgili şunları söylüyor: “Katiller yargılansın dediğimiz için saldırıya uğruyoruz. Özel TİM yolluyorlar. Onlarca akrep ve TOMA mahallede bulunuyor. Üzerimize hiç bilmediğimiz kimyasal gazlar sıkılıyor. Silahımız yok. Ancak saldırılara karşı kendimizi korumak zorundayız. Başka çaremiz yok.”

HAFIZASINI KAYBEDENLER VAR

Mahalleli, polisin gençleri evlerin önünden alıp darp ettiği anlatılıyor. Bu saldırılardan birine maruz kalan Vedat Akdemir, hafızasını kaybettiğini söylüyor. Bir eli de kırık olduğu için alçıda olan Akdemir, “Çok fazla şey istemiyoruz” diyor. “Katiller yargılansın yeni Dilekler olmasın.”

‘KANLI AYAKLARIYLA EVİ ARADI, TUTANAK YAZDI’

Küçükarmutlu’da dün düzenlenen basın toplantısında, Dilek Doğan’ın anne ve babası söz aldı. Anne Aysel Doğan’ın sözleri acı doluydu: “Polis canımızı almaya gelmişti zaten. Ben çocuğumu kolay mı yetiştirdim? Kızımı vuran polis evimizi aramaya devam etti. Kızımın kanıyla yerlere bastı. Arama tutanağını da o imzaladı. Baba Metin Doğan ise “Kızım gitti ama saldırılar bitmiyor Cemevi kurşun içinde. Delik deşik” dedi.

Doğan’ın avukatı Günay Dağ da kısaca şu ifadeleri kullandı: “AKP, ya bizdensiniz ya da değilsiniz’ diyor. Bölgede yaşananların bir benzeri de burada yaşanıyor. İstediğimiz tek şey, katilin yargılanması. Ancak o dışarıda. TİM komutanıydı. Şimdi belki de Cizre’de, Sur’da elini kolunu sallayarak görev yapıyor ve hâlâ insanları öldürüyor. Toplantıda Hasan Ferit Gedik’in dedesi de söz aldı. Mustafa Gedik; “AKP kendi düşüncesinden olmayanları yok sayıyor. Mücadele yolu birlik olmaktan geçiyor. Yoksa hepimizi tek tek öldürecekler” dedi.


Kaynak: Birgun.net