ABD’nin, Suriye ordusunu havadan bombalayıp 60’tan fazla Suriye askerini katlettikten sonra “yanlışlıkla yaptık” açıklamasına inanan varsa inansın. Bunun kasıtlı bir saldırı olduğunu Rusya yetkililerinden, Savunma ve Güvenlik Komitesi Başkan Yardımcısı Frants Klintseviç açıkça söyledi zaten. ABD, bu katliamla IŞİD’in elini bir hayli rahatlattı kuşku yok. Bunu yapmaktaki amacı neydi üzerinde çok konuşulacak tabii ki.

ABD ordusunun aslında sürekli “yanlışlar” yapan, bu alanda başka ordularla karşılaştırılamayacak derecede “sakar” bir ordu olduğu söylenebilir rahatlıkla. Tabii kasıtlı yaptığı her saldırı ya da katliama “yanlışlık” demeyi tercih ettiğini bilerek söylüyorum bunu. Üstelik bu yeni de değildir. ABD iç savaşı sırasında da hem Güney’in hem Kuzey’in ordusu kendi askerlerinin ölümlerine yol açan “yanlışlar” yaptı. Tek orduya kavuştuktan sonra da ABD, sürekli yanlışlar yapan, hedefi tutturamayan bir ordu olmayı sürdürdü. Operasyon sahasında “düşmandan” çok dostlarını vuran bir ordu bir kere. En çok da her uğursuz girişimde partneri olagelmiş İngilizlerin canını yakmıştır. Örnekleyelim:

Tarih 23 Eylül 1950: Kore savaşı sırasında “Battle of Hill 282” adı verilen çatışmalarda üç adet USAF P-51 Mustang türü Amerikan savaş uçağı İngiliz ordusunun tuttuğu bölgeleri napalm bombasıyla vurdu. 17 İngiliz askeri öldü, 76 İngiliz askeri de yaralandı. Yaralılar arasında bulunan George Younger 80’li yıllarda İngiltere Savunma Bakanı olarak görev aldı.

Daha yakın zamanlardan örneklerle devam edelim. Tarih 26 Şubat 1991: Dokuz İngiliz askeri ABD tarafından yapılan bir saldırı sonucu öldü. Bu olayın hemen ertesi günü iki İngiliz asker ABD tanklarından açılan ateş sonucu ağır yaralandı. Tarih 14 Nisan 1994: ABD uçaklarınca vurulan bir helikopterde bulunan ikisi İngiliz 26 müttefik askeri ile çok sayıda sivil öldü.

Afganistan’da da sürekli “yanlışlık”

ABD ordusunun Taliban’la savaştığı gerekçesiyle operasyonlar, saldırılar gerçekleştirdiği Afganistan’da yaptığı “yanlışlık”lar var. 5 Aralık 2006’da İngiliz Deniz Kuvvetleri’ne mensup Jonathan Wigley adlı asker bir ABD savaş uçağından açılan ateş sonucu yaşamını yitirdi. 2007 Temmuzu’nda bir Amerikan Apaçi helikopterinin ateş açtığı İngiliz asker Matthew Lyne-Pirkis, Afgan ordusuna mensup üç askerle birlikte yaralandı. Aynı yılın Ağustos ayında bir F-15’ten “yanlış koordinat sonucu” atılan bir bomba üç İngiliz askerinin ölümüne yol açtı.

ABD ordusunun “yanlışlıkları” bitecek gibi değil doğrusu. 21 Aralık 2009’da yine bir İngiliz asker bir ABD helikopterinden açılan ateşle ağır yaralandı, 11 siville birlikte. Bir yıl sonra 5 Aralık 2010’da İngiliz asker John Howard, 23 Mart 2003’te bir İngiliz savaş uçağı ABD patriot füzelerince düşürüldü, uçaktaki iki ekip üyesi öldü. Beş gün sonra da Matty Hull, bir ABD A-10’den açılan “dost ateşi”nden öldü, beş İngiliz askeri de yaralandı.

O kadar pervasız bir tutumu var ki ABD ordusunun herkes bundan payını alıyor. Afganistan’da çatışmaları izleyen BBC editörlerinden John Simpson ile ekip arkadaşları 6 Nisan 2003’te bir ABD F-15 savaş uçağından düşen ve müttefik Kürt güçleri ile ABD askeri konvoyundan 15 kişinin ölümüne yol açan bomba sonucu yaralandılar. Aynı olayda BBC tercümanı Kamuran Abdurrezzak Muhammed de hayatını kaybetti.

Bitecek gibi değil

Yanlışlığın ABD ordu literatüründe bir adı da “dost ateşi” tabii. Durumu bu kadar iyi açıklayan bir tanım olabilir mi? “Dost’unu öldürüyorsun ya da “dost”un tarafından öldürülüyorsun. Trajediyi hafifleten ya da sanki bağışlatmayı kolaylaştıran bir yanı var şu “dost ateşi”nin. Benim tutulduğum tanımlardan biri de “collateral damage” tanımı. Bir operasyonda ya da “yanlışlık”ta yaşamını yitiren sivller oldu mu “çok taraflı zarar” anlamına gelen bu sözcükle açıklarlar durumu. Devam edelim biz “yanlışlıklar” serisine: 10 Haziran 2014’te yine Afganistan’da 5 ABD ordusu mensubu, Taliban mevzilerini vurduğunu sanan koalisyon (yani ABD’nin içinde bulunduğu müttefik güçlerden birlik) uçaklarının bombalarıyla öldü.

“Dost ateşi”ne hedef olanlar

Amerika’nın Afganistan’da savaşa girdiği Ekim 2001’den itibaren kaybettiği asker sayısının 4 bine ulaştığı belirtiliyor. Bunların arasında “dost ateşi”yle ölenlerin sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. Ben özellikle önceki gün Suriye askerlerine yönelik ABD saldırısının “yanlışlıkla” yapıldığına inananlardan değilim. Ama bazı olaylar var ki bunların gerçekten de ABD operasyonunu yönetenlerin ahmaklıklarından kaynaklandığı su götürmez. Çünkü ABD ordusu birlikte yola çıktığı müttefik ülkelerin askerlerini de hedef alıyor yanlışlıkla. Suriye ordusunu vurup “yanlışlıkla oldu” demesi için ABD’nin dünya kadar gerekçesi var ama müttefiklerini neden vursun? Kendi askerlerini ya da?

ABD iç savaşında iki düşman ordu mensubu kabul ettikleri için birbirini boğazlamalarının dışında ABD kendi askerlerini de öldürüyor. Bunlar arasında en dikkat çekici kayıp olan Pat Tilmman’ın ölümü tabii ki. Bu asker, Arizona’daki son derece kazançlı işini bırakıp orduya katıldığı için ölümünden sonra ulusal kahraman ilan edildi. Katıldığı birlikteki başarıları sonucu Gümüş Yıldız madalyası almış bir askerdi. Afganistan’da “dost ateşi” sonucu ölümü şok etkisi yaratmıştı.

Tabii şimdi, kendi askerini bile “yanlışlıkla” öldüren bir ordu olarak, ABD’nin Suriye ordusunu yanlışlıkla vurması mümkün değil mi denecek. Sonuçta bu yanlışlık ABD’nin isteklerine uyumlu olduğu için kolayca “yanlış” denemiyor işte. Ben diyemiyorum yani.

ABD ordusunun şu “dost ateşi” aptallığına örnekler verelim biraz da. Nisan 2002’de Kanada güçleri Güney Afganistan’da gece talimi yaparken neye uğradıklarını şaşırdılar. Çünkü tepelerine ABD’ye ait bir bombardıman uçağından 500 kiloluk bomba düştü. Dört Kanadalı asker öldü, sekizi de ciddi olarak yaralandı. 2007 Ağustosu’nda üç İngiliz asker, Taliban’a saldırıya geçen bir Amerikan F-15 uçağından atılan yine 500 kiloluk bombanın patlaması sonucu öldü.

Taliban’a karşı yürütülen operasyon sırasında bir ABD Apaçi helikopteri “yanlışlıkla” İngilizleri vurdu, dokuz askeri yaraladı. 2011 Kasım ayında NATO helikopterleri kuzeybatı Pakistan’da bir askeri denetim noktasını yanlışlıkla ateşe tuttular. Bilanço korkunçtu: 24 ölü Pakistan askeri. Pakistan ile NATO arasında ilişkileri bir hayli geren söz konusu olayda 13 Pakistan askeri de ağır yaralanmıştı.

“Yanlışlıkla” vurulan siviller

Sadece askerler yanlışlıkla vuruluyor değil. Nedense dünyanın en gelişmiş ordusu olan ABD yapıyor bu yanlışlıkları. Yanlışlık olduğunu kabul ettiği birkaç olayı anımsatalım: Tarih 3 Temmuz 2010 Cumartesi, Afganistan’ın güney kesiminde Taliban’a karşı operasyon düzenleyen NATO ile Afganistan güçlerinin biri kadın olmak üzere 2 sivili “kaza sonucu” öldürdü.

2015’te Afganistan’ın Kunduz kentinde Sınır Tanımayan Doktorlar örgütüne mensup bir klinik de, binayı Taliban karargâhı sanan ABD uçaklarınca vuruldu. Aralarında doktorların da bulunduğu 9 sağlık personeli ile 7 hasta hayatını kaybetti. ABD, olayın “insan hatası olduğunu” belirterek suçunu kabullendi.

3 Ekim 2015’de Afganistan’ın Kunduz eyaletinin Taliban güçlerinden geri alınması için yürütülen operasyonlar sırasında da en az 30 sivil can vermişti.

ABD’nin PYD güçlerine de “yanlışlık”la saldırdığı oldu. PYD güçleri IŞİD ile çatışırken ABD füzelerinin bombardımanıyla karşılaştılar. Saldırıda 45 PYD’li hayatını kaybetti.

Yani şu ABD’nin hedefi olmak için “düşman” olmak gerekmiyor, “dostu” olmak da son derece tehlikeli. Kendilerini ABD’nin “dostu gören ya da ABD’yi kendilerine dost görenler varsa, her an bir “kaza” kurbanı olma olasılıkları olduğunu hesap etmeliler.

Tabii “hesaptan kitaptan” gerçekten anlıyorlarsa. Salih Müslim’in anlamadığını öğrendik çünkü.

Kaynak: Birgun.net