İSTANBUL - Gülsüm İncekaya

Ufuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sencer İmer, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, Amerikan dış politikasının, Suriye konusunda duvara çarptığını söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın kasımda yapılacak Temsilciler Meclisi ve Senato seçimlerine "Güçlü Amerika, Güçlü ekonomi" sözünü yerine getirerek girmeyi istediğini anlatan İmer, ülkede yapılan son kamuoyu yoklamasına göre Trump'ın "dış politikada gelmiş geçmiş en düşük halk desteğini alan başkan" olduğunu hatırlattı.

İmer, "Trump kararını verdi ve Suriye'den çekileceğini ifade etti. Tabii başta Merkez Kuvvetler Komutanı Votel'ın başını çektiği şahin kanat buna direniyor. Şimdi Amerika ilk olarak dış politikadaki bu hatasını düzeltmeye çalışıyor." diye konuştu.

Kasımda yapılacak seçimlerde ABD Temsilciler Meclisi'nin tamamının, Senato'nun ise üçte birinin yeniden seçileceğini anlatan İmer, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Yani Trump Senato'daki 51'e 49 üstünlüğünü kaybedebilir. Temsilciler Meclisi'nde de çoğunluk elinden gidebilir. Halkın desteği sadece yüzde 33. O yüzden Trump 'topal ördek' durumuna düşmemek için seçimlere kadar Amerikan halkını memnun etmek zorunda. Gümrük vergileriyle içerideki sanayiyi hareketlendirdi. Avrupalıları korkuttu. Ancak garip olan şu ki, çeliğe getirdiği yüzde 25, alüminyuma getirdiği yüzde 10 gümrük vergisi, Çin ve Türkiye'yi kapsarken, Avrupa ülkelerini kapsamıyor. Avrupa Londra'daki casus olayının karşılığında bu imtiyazı almış olabilir. Alman, İngiliz ve Fransızların en çok korktuğu otomobillere konacak gümrük vergisiydi. Ama artık bu konu konuşulmuyor bile. O halde Avrupa'ya, Rusya'yı dışlamaları karşılığında verilmiş olan gizli mükafat, bu gümrük tavizleri olabilir.

Suriye konusunda ise ABD Türkiye'yi kaybetmek istemediği için buradan çekilecektir. Ancak içeride bunun tartışması devam etmektedir. Türkiye kararlılığını devam ettirirse, Menbiç'e ve Fırat'ın doğusundaki terör unsurlarının üstüne yürürse, ABD'nin Suriye'den çekilmesi daha da hızlanacaktır."

"Türkiye-Rusya bölgeye güven veriyor"

Prof. Dr. Sencer İmer, kasımda seçimlerin olması, Türkiye'nin kararlı tutumu, Türkiye-Rusya-İran iş birliği, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin referandum yenilgisinin ABD'nin artık bölgede istenmeyen bir güç olduğunu iyice ortaya koyduğunu vurguladı.

Suudi Veliaht Prensi Salman'ın, İran tehlikesi bahanesiyle ABD'nin Suriye'de kalmasını istediğine değinen İmer, "Suudi Arabistan Yemen'deki Husi grubuna karşı başarı elde edemedi. Her yeri bombaladı, çoluk çocuk öldürdü ama bir başarı kazanamadı. Böyle bir ülke Suud. Şimdi istediği kadar silah alsın. Bu hiçbir şey ifade etmez. Katar’a ambargo uygulamaya kalkıyor, sonra vazgeçiyor, bir yandan İsrail’in yanında yer alıyor. Bunlar devlet ciddiyetine yakışmayan tutarsız tutarsız işlerdir." diye konuştu.

ABD'nin, Suudi Arabistan, İsrail ve Mısır'la kol kola Orta Doğu’ya barış ve istikrar getiremeyeceğini savunan İmer, şöyle devam etti:

"Trump, Türkiye ve İran olmadan Suriye'de barışın sağlanmayacağını hissediyor, o yüzden rüzgar gülü gibi bir oraya bir buraya savruluyor, kafası da çok karışıktır. Türkiye yapması gerekeni yaparak Ankara'da Türkiye-Rusya-İran üçlü zirvesini gerçekleştirmiştir. Ben Rusya-Türkiye yakınlaşmasını Almanya ile Fransa arasındaki tarihi iş birliğine benzetiyorum. İki düşman ülke 1950'lerde anlaştılar, Alman-Fransız dostluğunu kurdular, bunun yanına İtalya ve Benelüks ülkeleri girdi, oldu size Avrupa Birliği. Rusya ile Türkiye, arasına sokulan birtakım nifaklar açığa çıktıktan sonra birbirlerine çok yaklaştı, yeni bir eksen kurdu. Bu, bölgeye düzen getirecek bir eksendir. Bay Putin, yüzde 78'le yeniden seçildi. Yani Rus halkı da bu birlikteliği istiyor.

Nükleer santral teknolojisinin Türkiye'ye getirilmesi, S-400 hava savunma sistemi anlaşması çok önemli gelişmeler. Yani Türkiye ile Rusya, birbirini tamamlayan iki ülke halinde bu bölgeye güven veren yeni bir eksen oluşturuyor. İran da bu eksenin yanında yer alıyor. Bu ülkeler bu bölgeye barış getirirler. Suriye iç savaşı biter, Irak’taki mücadeleler son bulur, dolayısıyla bu bölge yeniden inşa edilir.”

"Neoconların kullanım süresi doldu"

Prof. Dr. Sencer İmer, ABD askerlerini Suriye'de tutmaya devam ederse Türkiye'yi tamamen kaybedeceği öngörüsünde bulunarak, Washington'un Türkiye'yi kaybetme hatasına düşmek istemeyeceğine dikkati çekti.

Suriye'den çekilmenin Beyaz Saray açısından stratejik bir karar olduğunu ifade eden İmer, "Oradan çekilecektir. Günübirlik politikaların, hayali hedeflerin peşinde koşan General Votel gibi neoconların kullanım süresi sona ermiştir. Bana sorarsanız yeni Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da aşırı davranışlar içerisinde olamayacaktır. Türkiye ve İran düşmanlığına devam ederse o da gidecektir. Çünkü Amerikan halkı hiçbir şekilde savaş istememektedir. Ülkelerinin bu bölgede bu şekilde para harcamasını da istememektedir. Bunu Trump da söylüyor, 'Orta Doğu'da 7 trilyon dolar para harcadık, sonuç sıfır, ölümler ve yıkımlar.' diyor." ifadelerini kullandı.

"Fransa'nın buna gücü yetmez"

Prof. Dr. Sencer İmer, Fransa'nın PYD'ye destek için Suriye'ye asker göndermesinin ekonomik ve askeri gücünü aşan bir durum olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Fransa’daki, ekonomik ve sosyal sıkıntılar, sendikaların ayaklanması, terör belası Cumhurbaşkanı Bay Macron’u kuşatmış durumda. Bu durumda olan Fransa’nın Suriye’de iç savaşı daha da uzatacak olan bir terör örgütünün yanında yer alması kabul edilebilir bir şey değildir. Zaten Fransa’nın buna gücü de yetmez. Buradan mutlaka geri dönmeli, bunun Fransa’ya faydası yok, zararı var."

Kaynak: AA