Cumhuriyet- ÇYDD’nin, Türkiye’de eğitimde fırsat eşitliği ve kız çocuklarının okullaştırılması konularında 25 yıldır kesintisiz tutturduğu uzun soluklu koşusu sürekli önüne çıkarılan engellere karşın sürüyor. Ya İçişleri Bakanlığı ve SGK tarafından yapılan rutin denetimlerin süresi, normalde olduğundan çok daha uzun tutularak derneğin okulların açılacağı zamanda yapması gereken bağış kampanyalarının önü kesiliyor ya da üye olmayanların gönüllü olarak çalışmaları engelleniyor. Bugüne kadar 100 bini aşkın öğrenciye burs sağlayan 125 yurt, okul ve anaokulu yaptıran ve eğitime bu kadar katkılarına karşın iktidar tarafından “uçlarda bulunan dernek” statüsünde değerlendirilen ÇYDD’nin başkan yardımcısı Nihal Kızıl ile konuştuk.

- Son gerekçe gerçekten komik... İzin almadan yardım toplayabilen kuruluşlardan sayılma” talebine “Hükümet değişikliği nedeniyle başvurunuz işlemden kaldırılıyor” yanıtının verilmesi. Yeniden başvuru yapacak mısınız?

Yapacağız. Ama bu dosyaların yeniden hazırlanması cidden zorlu bir süreç. Üstelik ne değişecek ki? Bizim ÇYDD olarak 25 yıldır eğitimde fırsat eşitliği ve kız çocuklarının okullaştırılması konusunda yaptıklarımız ortada. Türkan Saylan hocamızın bıraktığı mirası şimdi genel başkanımız Prof. Dr. Aysel Çelikel’in liderliğinde sürdürüyoruz. On binlerce çocuğumuzun hayatını değiştirdik bugüne kadar. Okul yüzü görmeyen kız çocuklarını, kapı kapı dolaşıp ailelerini ikna ederek okuttuk. Türkiye’nin hâlâ kanayan bir yarasını sarmaya çalışıyoruz elbirliğiyle. Buna karşın devletin bakanı çıkıp “Ben uçlarda bulunmalarına rağmen defalarca ÇYDD’nin yaptığı yurt açılışlarına katıldım” diyerek bizi uçta bir dernek olarak konumlandırıyor. Üstelik bunu Deniz Feneri davası ile ilgili yaptığı açıklamada söylüyor. Deniz Feneri, hakkındaki onca şaibeye ve onca davaya karşın 3 ayda bu statüyü almış halbuki bizim başvuru dosyamız 2005 yılından beri sürüncemede. 2006 yılında İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu kendi bakanlığının bu konudaki olumlu yanıtını Başbakanlık’a göndermiş. Bakın şöyle diyor: “ 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca ÇYDD’nin kamu yararına çalışan dernek statüsünde bulunması nedeniyle, adı geçen derneğin, ülke genelindeki proje ve çalışmalarında değerlendirilmek üzere ve anılan kanunda belirtilen yardım toplama şekilleri ile izin almadan yardım toplayabilecek kuruluşlardan sayılması bakanlığımızca da uygun görülmekte ise de takdir ve tensiplerinizi arz ederim...”

Bu yazının da üzerinden yıllar geçiyor ve sonunda hükümet değişikliği gibi bir gerekçe ile dosya işlemden kaldırılıyor...


Bu arada yaşadığımız bir olay da İçişleri Bakanlığı ve SGK tarafından yapılan rutin denetimlerin süresi... Bu süre daha önceki yıllara kıyasla bu sene çok daha uzun tutuldu. Hesap numaralarımızı yayımlayamadığımız için derneğin okulların açılacağı dönemde yapması gereken bağış kampanyalarını yapamadık. Biliyorsunuz biz bu çocukları okutabilmek için düzenli bağış toplayabilmeliyiz?

- Peki gelen bağışların sayısında bir azalma oluyor mu?

Aslında bireysel destekler arttı. Mağduriyetimiz ortaya çıktıkça, bize karşı geliştirilen tavırlara tepkiler de, gelen bağışlar da artıyor. Ama bunların çoğu bireysel. Eğitim için kurumsal bağışların yeri de çok önemli. Burada sıkıntımız var. Birçok alanda olduğu gibi burada da korku ve çekince olmuyor değil. Ama inandığımız ilkeler ve koyduğumuz hedefler o kadar güçlü ki yolumuzda ilerlemeyi sürdürüyoruz. En son kimi camilerde, cenazelerde ÇYDD’nin çelenk bağışı toplamasının engellendiğini öğrendik. Bu da örneğin münferit ve haksız bir uygulama. Son Şişli Camii’nde yaşadık. Bunların hepsiyle tek tek uğraşmak zorunda kalıyoruz.

- Milliyet gazetesinin el değiştirmesi ile ‘Baba Beni Okula Gönder Kampanyası’ na ne oldu?


Maalesef yeni yönetim bu kampanyayı sürdürmüyor. Milliyet’in eski yönetimi Turkcell ile anlaştı. “Kardelen Projesi”nin kapsamına alındı var olan burslar. Yani burs alan öğrencilerimizi yarıda bırakmıyoruz. Ama doğal olarak “Kardelen Projesi”nin belli bir bütçesi olduğu için yeni burs verilecek öğrenci sayısı çok çok azaltıldı.

Buna karşın artık Anadolu’dan gelen ve lisesi bitirip üniversite kazanan kızlarımızın sayısı yüzde 20 arttı, onlara yardımcı olmayı sürdürmek zorundayız.

- Simdi kaç projeyi yürütüyorsunuz?


İlköğretim ve liselere yönelik 3 projemiz vardı. “Baba Beni Okula Gönder”, “Kardelen”e eklemlendi. Bunun dışında “Anadolu’da Bir Kızım Var Öğretmen Olacak” projemiz sürüyor. Üniversite öğrencilerine yönelikse 1995 yılında başlattığımız “Bir Işık da Siz Yakın”  ismini alan projemiz var. Bu proje kapsamında bugüne kadar 47 bin 428 üniversite öğrencisine burs verildi. Bireysel ve kurumsal bağışçıların destekleriyle yürütülen projede her yıl ortalama 7 bine yakın başarılı ve ekonomik olarak bursa ihtiyacı olan üniversite öğrencisi burs alıyor.

- Peki öğrencilerden gelen başvuru ne kadar? Yani talebin ne kadarını karşılayabiliyorsunuz?

Her sene üniversiteyi kazanan ve bir üst sınıfa geçen 10 bini aşkın öğrenci, derneğimizden burs talebinde bulunuyor.