Kuzu, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Taksim Gezi Parkı olayları nedeniyle Twitter başta olmak üzere sosyal paylaşım medyasını daha yoğun takip ettiğini, bundan dolayı takipçi sayısında yaklaşık 30 binlik bir patlama olduğunu ifade etti.
 
Bazı twitlerde, "Hocam siz demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü yazıyorsunuz ama gençlerin anayasa konusundaki görüşlerini hiç itibar etmiyorsunuz" denildiğini bildiren Kuzu, şöyle devam etti:
 
"Ben onlara, 'bize gelen görüşler ilk 6 ayda halka açık olarak bütün Türkiye'yi dolaştı' diyorum. Oralarda Meclis Başkanlığı zaten gerekli katkıları aldı. Dernekti, vakıftı, sendikaydı, vatandaştı... İnternet üzerinden bazı özel siteler ve Meclis Başkanlığı'nın sitesine bilgi geldi. Bu anayasayla alakalı gelen öneriler Meclis Başkanlığı'na sunuldu. Ama siz 'biz bunun farkında olmadık, bugün katılmak istiyoruz' diyorsanız, Anayasanın nasıl olmasını istiyorsanız ben onları alıp, Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na iletmeye söz veriyorum' dedim. Bu benim değil, gençlerden gelen bir talep. Toparlarım, yazarım, veririm. Arkasında da çok büyük destek geldi. Biz ona her zaman açığız.
 
Gençlerde gerçekten çok orijinal bildikleri ya da bizim aklımıza gelmeyen şeyler olur mu, olur. Bunları almak isteriz. Anayasada zaten neler olduğu aşağı yukarı biliniyor. Özgürlükler konusudur, Meclis'in ve milletvekillerinin durumudur, yargının yapılanmasıdır. Bu gibi konularda ne gibi düşünceleri varsa eğer benim adresime twit atarlarsa onları alırım, komisyona iletirim."
 
"Size bedava hukuk danışmanlığı yapayım"
 
Sosyal medyadaki sorunlara değinen Kuzu, "Korkunç bir bilgi eksikliği var. Önlerine birini kattılar mı, vuruyorlar. Sosyal medya çok meşgul ettiği için insanlar okuyamıyor, okumayınca da bilgi sahibi olamıyor" dedi.
 
Son 20 gündür Twitter'da sabahlara kadar bildiği doğruları yazmaya çalıştığını dile getiren Kuzu, Twitter'de çok fazla küfür kullanıldığını, bunun da gençlere yakışmadığını söyledi. Kuzu, "Hoca olduğum yıllarda gençler silahla çatıştılar, birbirlerini öldürdüler. 5 bin 200 gencimiz gitti o yıllarda ama hiç küfür duymadım. O günkü çocuk da küfürü iyi bilirdi ama etmezdi. Şimdi çok ağır küfürler oluyor. Dün 'bunların hepsi suç, benden size hatırlatması, size bedava hukuk danışmanlığı yapayım' dedim" diye konuştu.
 
"Ruhlar alemi gibi"
 
Bu şekilde sosyal medyayı kirlettiklerini belirten Kuzu, şunları söyledi:
 
"Güzel kullanılırsa çok iyi bir alan. Ben sosyal medyayı önemsiyorum. Dünyada artık böyle bir gençlik türedi. Ruhlar alemi gibi orası, ne olduğu belli değil. Mezar ötesi mi, mezarın bu tarafı mı onu da bilmiyorum. Havada bir şey işte ne olduğunu bilmiyoruz. Her gelen bir tane salvo yapıyor ama nereye gidiyor, ne oluyor bilemiyorsun. 'Siyaset yok' deniyor ama hiç öyle değil. Sosyal medyada pekala siyaset var. Pekala gençler belli bir şeye angaje olmuşlar. Gelen twitlerden belli. Başbakan'a, bizlere hakaretler. İçlerinden birtanesinden de 'ya hocam öylemiymiş özür dileriz' diye bir şey yok. O zaman beklenti sağlanamıyor.
 
O sosyal medyadan ne elde edeceksin, hiç kötülük çıkar. Niye? Basar düğmeye birtanesi yukarı elini kaldırır, 'Taksim Meydanı'na buyurun.' Bitti, yüzbinler topladın, vurun. Ondan sonra bu memleket yaşanmaz hale gelir. Sonunda sorunlu bir alan. Dünya bu alanı iyi kullanırsa barış getirir ama kötü kullanırsa dünyanın sonu gelir açık söylüyorum."
 
Kuzu, Twitter'da yasaklama değil de, bir süzgeç görevi olması gerektiğine işaret ederek, "Bu hakaretler, küfürler neyse karşılığını bulmalı. Yani bir adamı gazetede yazdığın zaman bunlar suç oluyor da orada yaptığı zaman olmayacak mı? Bilişim suçları var. Bilişim suçlarında cezalar zaten öngörülmüş.
 
Bir ceza burda da vardı. Ama yeterli ama yetersiz, bilemem. Yasaklama anlamında değil ama daha temiz kullanılmasını sağlamak anlamında bu alandaki bir düzenlemeyi doğru bulurum" dedi.
 
Kuzu, Twitter gibi sosyal medyada çok ağır ifadeler kullanıldığını, bunun gençlere yakışmadığını belirtti.
 
Sosyal medyanın gençlerin kitap okumasına engel olduğunu vurgulayan Kuzu, "Zaman yok. Çünkü adamın bütün dünyası orası. Taksim'e gidince, bunlar piyasaya çıkmış oldular. 'Dünyada bizden başka adamlar da varmış' diye çocuklar bir hafta orada yattılar, piknik yapar gibi. Neticede hakikaten bir rahatladılar. Dünya varmış ya biz dört duvar arasında gir çık" şeklinde konuştu.
 
"Kronik sorunlar hala duruyor"
 
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun çalışmalarına ilişkin olarak Kuzu, şunları kaydetti:
 
"Komisyondan bir şey çıksın istiyoruz. Çıkmamış canda umut varmış derler. Ama gidişat biraz sıkıntılı. Aşağı yukarı 175 madde görüşülmüş, onların içerisinde bir 40 -45 maddede uzlaşma var. Bu da özgürlükle alakalı bölüm. Yargı bölümü kıpkırmızı duruyor. Yürütme bölümü öyle. Başka alanlar var öyle. Zor alanlar duruyor, kronik sorunlar hala bir kenarda duruyor. Bir gayret yok mu? Var. 4 partimizin 4'ü de Allah var gayret ediyorlar. Ama herkesin durduğu bir nokta var, oradan bir adım öteye atmıyor. Öyle olunca 'sen bana gel' diyor o da ona gidemiyor. Dört ayrı noktada duruluyor. Bazen biraraya geliyorlar sonra yine herkes kendi alanına geri çekiliyor. Oy birliği şartı bunun bir engeli mi ama başka da çare yok."



AA