Hollanda'da yaşayan uluslararası hukuk uzmanı avukat Ejder Köse, Türkiye'nin Mavi Marmara baskınıyla ilgili Lahey Adalet Divanı'na başvurması halinde büyük ihtimalle davayı kazanacağını söyledi.

Köse, "uluslararası anlaşmalara göre İsrail'in baskından dolayı hem özür dilemek hem de ölümlerle ilgili tazminat ödemek zorunda olduğunu" bildirdi.
    
BM'ye bağlı Uluslararası Hukuk Komisyonu'nun 2001'de kabul ettiği ve BM Genel Kurulu'na da sunulan "Responsibility of States for Internationally Wrongful Acts" (Devletlerin Uluslararası Hukuka Aykırı Eylemlerinden Sorumluluğu) adlı anlaşma tasarısının Türkiye'nin haklılığını ortaya koyduğuna işaret eden Köse, "Türkiye bu anlaşma tasarısına dayanarak bir an önce konuyu Adalet Divanı'na taşımalı bence. Davayı kazanma şansı oldukça yüksek" dedi.
    
Anlaşma tasarısının 34, 35, 36 ve 37. maddelerinde açık bir şekilde, mağdur olan tarafın hatalı taraftan resmi özür ve tazminat talep etme haklarının özellikle belirtildiğini kaydeden Köse, şöyle konuştu:
    
"Bu tam anlaşma olmamasına rağmen, yani tasarı olmasına rağmen Uluslararası Adalet Divanı'nda geçerli sayılmaktadır. Yani Türkiye'nin elini güçlendiren bir metin. Bakın Türkiye'nin bu konuda üç talebi var. Bunlar Gazze ablukasının kaldırılması, tazminat ve özürdür. İlki siyasidir. Ama son iki talep hukukidir. Bunlarla ilgili muhakkak Lahey Adalet Divanı'na başvurulması lazım. Türkiye'nin hukuki olarak özür ve tazminat talep etme hakkı var. Aynı şekilde İsrail'in de bunları yerine getirme mecburiyeti var."

 -"Bireysel davalar İsrail'de açılmalı"

Lahey'de bulunan Adalet Divanı'nın devletler arası sorunlara baktığını, dolayısıyla buraya bireysel başvuru yapılamadığını hatırlatan Köse, Türkiye'nin ya devlet olarak ya da görevlendireceği uzman hukukçular aracılığıyla dava açabileceğini ifade etti. Köse, buna karşın olayda mağdur olanların yakınlarının İsrail'deki yargıya bireysel başvuruda bulunabileceğini söyledi.
    
"Mağdur yakınları şu andaki siyasi süreci göz önünde bulundurarak İsrail'de dava açabilirler" diyen Ejder Köse, şöyle konuştu:
    
"İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin Mavi Marmara baskınında aşırı (orantısız) güç kullandığı, bunda İsrail devletinin sorumluluğu bulunduğu belirtilerek, bağımsız İsrail yargısına başvurulabilir. Bunun yanı sıra İsrail hükümetinin, Savunma Bakanının ve Kuvvet Komutanlarının aleyhine de yetkili ülkelerde suç duyurusunda bulunulması gerekmektedir. Böyle bir suç duyurusunun adresi ilk önce İsrail savcılığıdır. Kanaatimizce İsrail yargısı bu davayı hukuka göre bitirme cesaretini gösterebilir."


İSRAİL BASINI: "DÜNYA, TÜRKİYE'Yİ DESTEKLEYECEK"

Türkiye'nin, son haftalarda küresel toplumdaki statüsündeki "yükselişi"ne dikkat çekilerek, İsrail'e yönelik yaptırımlar için uluslararası destek sağlaması beklendiği yorumları yapıldı. Haaretz gazetesinin, tanınmış yazarlarından Zvi Bar-el, Ankara'nın "yükselen yıldızı"na katkı bulunan unsurlar arasında Suriye'ye yönelik sert eleştiriler, Libya Geçici Ulusal Konseyi ile işbirliği ve Mısır'daki devrime verilen destek ile erken uyarı sistemi olarak sıraladı.
Zvi Bar'el, İsrail Büyükelçisinin Ankara'dan kovulması ve diplomatik ilişkileri ikinci katibe indirilmesinin en hafif yaptırım hale gelebileceğini belirterek, "filo baskınının kurbanlarının ailelerinin hem Türk hem de uluslararası mahkemelerde İsrail'e yönelik girişimlerinin desteklenmesi ve Gazze ablukası için Uluslararası Adalet Divanı'na başvurulmasının çok daha güçlü bir yaptırım olabileceği" yorumunu yaptı.

-"İSRAİLLİ SUBAYLARIN YURT DIŞI SEYAHATLARINI ETKİLEYEBİLİR"-

Zvi Bar'el, "Son yaptırım, İsrailli subayları ve karar vericilerin yurt dışı seyahat planlarını etkileyebilir, birincisi ise, Gazze konusunun, İsrail'in göreli bir avantajı olduğu yerel sahneye, şimdiye kadar İsrail'in Gazze politikasına müdahale etmeyen uluslararası sahneye kaydırır" dedi.

-"ANKARA'NIN YÜKSELEN YILDIZI"-

"Türkiye'nin, son haftalarda küresel toplumdaki statüsünde yükselişinin ışığında İsrail'e yönelik eylemler için uluslararası destek sağlaması muhtemel gibi görünüyor" denildikten sonra "Ankara'nın yükselen yıldızı"na katkı bulunan unsurlar arasında Türkiye'nin son dönemde Suriye'ye yönelttiği sert eleştiriler, Libya Geçici Ulusal Konseyi ile işbirliği ve Mısır'daki devrime verdiği destek de sıralandı.

-"ERKEN UYARI SİSTEMİNE ONAY ÖZELLİKLE ÖNEMLİ"-

Bu açıdan, Türkiye'nin İran'ı hedef alan, NATO'nun erken uyarı sisteminin topraklarına konuşlanmasına izin vermesinin "özellikle önemli" olduğunun belirtildiği yazıda, "kararın, Türkiye'nin, genel olarak NATO ile özel olarak da ABD ile ittifakına bağlılığına işaret ediyor ve Ankara'nın Batı'dan uzaklaştığı suçlamasını bertaraf edici" bir niteliğini taşıdığı ifade edildi.
Zvi Bar-el, yazısında Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Ankara'nın attığı adımların, Netanyahu hükümetinin politikalarının sonucu olduğunu anımsatarak, "Davutoğlu'nun sözleri, Türkiye'nin yaptırımları, bir politika veya stratejiden çok İsrail'in politikasını değiştirmeye yönelik bir araç olarak gördüğü beyanıdır" değerlendirmesini de yaptı.


AA/ANKA