Zirvenin ardından yayınlanan sonuç bildirgesinde Batı Balkanlar üzerinden geçenler de dahil olmak üzere tüm güç yollarına yönelik 'ihtiyatlı yaklaşımın' devam edeceği belirtildi.

Ancak Libya'nın deniz üzerinden Avrupa'ya geçiş yolu olan 'Orta Akdeniz' güzergahının yapısal bir sorun olduğu, 'acil ve ciddi şekilde kaygı yaratan bir meseleye' dönüştüğü ifade edildi. Sonuç bildirgesinde, "İnsani krizin daha da kötüleşmesini engellemek için AB ve üye devletlerin kontrolü yeniden sağlaması gerekmektedir" denildi.

Açıklamada, Libya Sahil Güvenlik güçlerinin eğitimi ve gerekli ekipmana kavuşturulmasının AB'nin yaklaşımının en önemli parçası olduğu vurgulanırken, bu çalışmaların hızlandırılması gerektiği belirtildi.

Rota İtalya ve İspanya'ya doğru kaydı

Libya üzerinden İtalya'ya ve Fas üzerinden de İspanya'ya geçiş güzergahları, Türkiye ile AB arasında Mart 2016'da varılan anlaşmanın ardından giderek daha çok kullanılan yollar haline gelmişti.

Ocak 2015 ile Mart 2016 arasında Türkiye üzerinden 1 milyondan fazla göçmen Avrupa'ya geçiş yaptı. Artan göç akını ve yasa dışı yollardan geçmek isteyenlerin Ege Denizi'nde batan gemilerde hayatını kaybetmesi üzerine Türkiye ile AB bir göç anlaşması yaptı.

Türkiye ile AB arasında varılan anlaşma kapsamında deniz yoluyla Yunan adalarına ulaşan göçmenlerin Türkiye'ye geri gönderilmesi ve bunun karşılığında da Türkiye'nin kabul ettiği her bir göçmen için AB ülkelerinin de Türkiye'deki mülteci kamplarında bulunan kayıtlı bir kişiyi alması öngörülüyor.

Şu an 1'e düştü...

Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Faruk Kaymakcı, varılan bu anlaşmanın başarı oranının yüzde 99 olduğunu söylüyor.

Brüksel'de BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Kaymakcı, her ne kadar en ideal çözüm olmasa da, 'bire-bir' anlaşmasının Avrupa'ya yasa dışı ya da düzensiz bir şekilde gidenlerin geri döndürüleceği mesajını verdiğini ve bunun da gidişleri 'bıçak gibi kestiğini' söyledi.

Kaymakcı, "2015 ağustosunda günde 7 bin kişi düzensiz olarak geçmeye çalışıyordu. Şu anda 35-40'a düştü. Yüzde 99'luk bir başarı. Ağustos 2015'te 100 iken, şu an 1'e düştü. Bu kadar net ve başarılı bir şey" diye konuştu. Ancak Büyükelçi, bunun Türkiye'ye ek bir yük getirdiğini ve geçici koruma altındaki Suriye ile diğer ülke vatandaşlarının sayısının 2,5 milyondan 3,2 milyona çıktığını söyledi.

Kaymakcı, AB'nin Türkiye'deki Suriyelilere yardım için taahhüt ettiği finansal yardımın yapılmasının kendi standartlarında hızlı olmasına karşın yine de yavaş gerçekleştiğini sözlerine ekledi.

AB, önce 3 milyar Euro'luk bir mali yardım yapacağını taahhüt etmiş ve ardından da 3 milyar Euro'luk ikinci bir dilimi devreye sokacağını söylemişti.

Kaymakcı'nın verdiği bilgiye göre, ilk etapta taahhüt edilen 3 milyar Euro'nun 1,5 milyar Euro'luk kısmı sözleşmeye bağlandı ve kullanma süreci başlatıldı bunun da 811 milyon Euro'luk kısmı harcandı. Geriye kalan 1,5 milyar Euro'luk kısmın ise planlaması devam ediyor.

Kaynak: BBC Türkçe

 

Kaynak: HABER7.COM