İSTANBUL - Nuran Erkul

Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Endüstri 4.0 tabirinin kullanılmasına karşı olduklarını belirterek, "Birilerinin kendi markalarını pazarlamak, pazarı yönlendirmek, kontrol altına almak için empoze ettiği şeylerin peşine kuyruk olacak değiliz. Kendi kurguladığımız çerçevede milli ve özgün kavramlarla bu alandaki dönüşümü yapacağız. Buna 'Milli Teknoloji Hamlesi' diyebiliriz." dedi.

İstanbul Teknik Üniversitesinde (İTÜ) düzenlenen Milli Teknoloji Buluşmaları, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Fatih Kacır, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Haluk Bayraktar ve çok sayıda öğrencinin katılımıyla gerçekleştirildi.

Bayraktar, programın ardından AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ilk insansız hava araçlarının, ülkeyi bu alanda dünyada ilk 6'ya sokacak şekilde Türk mühendisleri tarafından tasarlandığını ve bunların Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterine giren ilk milli insansız hava araçları olduğunu anımsattı.

Bu tür girişimlerin Türkiye'de artmasını istediklerini ifade eden Bayraktar, akıllı sistemler ve yüksek teknolojide gençlerin çok daha ileri seviyede başarılara imza atmaları için çalışmaları olduğunu belirterek, bu maksatla Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını kurduklarını, gençleri bu alanda desteklemeyi amaçladıklarını söyledi.

Bayraktar, İTÜ'nün bir anlamda milli insansız hava aracı serüveninin ilk başladığı yer olduğunu belirterek, "Babam, ben ve ekibimizin büyük bir kısmı İTÜ'lüydü. Türkiye'nin ilk milli güdüm sistemi, mini insansız hava aracı dediğimiz uçağın içine giren sistemdi. Bunlar robotik sistemler, ufaktan başladı, büyüdü ve son olarak silahlandı. Bayraktar Mini İHA havada 100 bin saati aşmış durumda. Büyük olan da havada ve 14 bin saati geçmiş durumda. İnşallah bu gibi girişimlerin sayısı bu yaptığımız iş birliği çerçevesinde artacak. Sadece havada değil, karada, denizde ve bunun ötesinde uzayda, uydu sistemleriyle ve yakın zamanda Antarktika'da inşallah ülkemizin bayrağını hakettiği yerde dalgalandıracağını düşünüyoruz." diye konuştu.

"Dene-yap atölyesi" açılacak

"Teknolojinin milli takımlarını destekliyoruz" diyerek bir çağrıya çıktıklarını ve öğrencilerden çok ciddi dönüşler aldıklarını anlatan Bayraktar, bu çağrı kapsamında ulusal ve uluslararası teknoloji yarışmalarına hazırlanan öğrencilere çok yönlü destek verdiklerini, teknik altyapı ve ekipman desteği sağladıklarını bildirdi.

Bayraktar, THY'nin desteğiyle bir yılda 250 öğrenciyi uluslararası yarışmalara götüreceklerini belirterek, "Bayrağımızı, ülkemizi temsil etmelerine destek olacağız ve madalyalar getireceklerini ümit ediyoruz. Ayrıca, sadece üniversitelere değil yine lise ve ortaokul öğrencilerine de eğitimlerimiz ve sunduğumuz destekler olacak." ifadelerini kullandı.

Yurt dışında "maker lab" olarak bilinen konsepti "dene-yap atölyesi" olarak Türkçeleştirdiklerini dile getiren Bayraktar, İstanbul'da 5 dene-yap atölyesi açılacağını, ortaokul ve lise öğrencilerinin buralarda "yaparak öğrenmeye" dayalı eğitimler alacağını bildirdi.

Bu kapsamda üniversitelerin desteğinin çok önemli olduğunu söyleyen Bayraktar, şunları kaydetti:

"Bu atölyelerde hem öğretmenlerimiz görev yapacak hem de lise ve ortaokul takımlarına, üniversitelerdeki teknoloji takım üyelerinin koçluk yapacağı bir modelimiz var. Üniversite öğrencileri vakfa üye olduktan sonra bir yandan alt jenerasyonu yetiştirecekler bir yandan da şehrin merkezinde kurulacak ve içinde farklı cihazların bulunduğu dene-yap atölyelerinde denemeleri yapıp, geliştirecekler. Belki ondan sonra da bir girişim ortaya çıkacak. İnşallah bu gibi girişimlerle imkanı olmayan gençlerimize imkan sunmuş olacağız ve buradaki koçlar da Vakıf bünyesinde daha önceden görev almış, proje takımlarında bulunmuş öğrenciler olacak. Bizim aynı zamanda 'milli teknoloji' bursumuz da var, çağrısına çıktık. Öğrencilerimize burs da vereceğiz, aynı zamanda burs alan öğrencilerimiz de koçluk yapabilecek. Eğitim ayağının yanı sıra gelişim ayağımız var. Dolayısıyla bu gençlerin kendi yeteneklerini kazandıktan sonra ülkemizin ihtiyaç duyduğu teknoloji alanlarında girişimlere adım atabilmelerine destek olmak adına İstanbul'da 2 ay içinde bir kuluçka merkezi açma hedefimiz var."

"İstiyorsak 5.0, 10.0 da diyebiliriz"

Bayraktar, Endüstri 4.0 tabirinin kullanılmasına karşı olduklarını belirterek, "Birilerinin kendi markalarını pazarlamak, pazarı yönlendirmek, kontrol altına almak için empoze ettiği şeylerin peşine kuyruk olacak değiliz. Olacaksa bir kere onların önünde bir yeri hedeflememiz lazım. Ayrıca, Endüstri 4.0 yabancı firmalar tarafından öne atıldı, gelişmiş ülkelerin hiçbirinde Endüstri 4.0 denildiğini görmüyoruz. Biz başkalarının kurduğu oyunların bir parçası olarak kendi medeniyetimizin hakettiği yere gelebileceğini düşünmüyoruz ancak kendi kurguladığımız çerçevede milli ve özgün kavramlarla bu alanda dönüşümü yapacağız. Hatta buna 'Milli Teknoloji Hamlesi' diyebiliriz. İstiyorsak 5.0, 10.0 da diyebiliriz ama muhakkak kendi koyduğumuz şartlara uygun şekilde olmalı." değerlendirmesinde bulundu.

"Kendi markalarımızı çıkaracağız"

İTÜ Rektörü Karaca da üniversitelerde eğitim sistemlerinin hızla değiştiğine işaret ederek, "Üniversitelerin de kendi deneyim ve birikimlerini paylaşması lazım. Öğrenci artık tek yönlü eğitimden çok, görerek ve yaşayarak öğrenmek istiyor. Vakfın da bu tür etkinlikler yapması gerçekten öğrenci için eğitici ve öğretici oluyor. İTÜ Teknokent bu konuda bir marka ve aracı olacak. Kuluçka merkezimizde bu tür projelere yer açacağız. Şu anda 6 bin proje bulunuyor ama bunun sayısının 20 binlere çıkması için hem Vakıf hem de bizler aracı olacağız. Kendi oyunumuzu kendimiz kuracağız, markalarımızı çıkaracağız." dedi.

Kaynak: AA