Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetteki toparlanmanın güçlendiğine işaret ettiği bildirildi.

Kurulun 15 Haziran toplantısına ilişkin yayımlanan özette, mayıs ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,45 arttığı ve yıllık enflasyonun 0,15 puan azalarak yüzde 11,72 olduğu hatırlatıldı.

Bu dönemde gıda enflasyonundaki yükseliş ve enerji enflasyonundaki yavaşlamanın sürdüğü belirtilen özette, temel mal grubunda, Türk lirasındaki birikimli değer kaybının gecikmeli etkilerinin sürdüğü, yıllık enflasyonun giyim fiyatlarındaki yöntem değişikliğinden kaynaklanan etkilerle gerilediği ifade edildi.

Özette, bu dönemde, söz konusu geçici etkiler arındırıldığında enflasyonun ana eğilimindeki iyileşmenin sınırlı olduğu, gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyonun 1,28 puan yükselerek yüzde 16,9'e ulaştığı bildirildi.

Bu gelişmede yıllık enflasyonu yüzde 48'e ulaşan taze meyve-sebze grubunun öne çıktığı aktarılan özette, "Taze meyve-sebze dışı gıda grubunda da fiyat artış eğilimleri belirginleşmiş; özellikle kırmızı et fiyatlarındaki yukarı yönlü seyir dikkati çekmiştir. Haziran ayına ilişkin öncü göstergeler ise gıda yıllık enflasyonunun temelde işlenmemiş gıdadaki baz etkisine bağlı olarak azalacağına işaret etmektedir. Enerji yıllık enflasyonundaki aşağı yönlü seyir ise döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki görünümle birlikte mayıs ayında da sürmüş, enflasyon yüzde 8,72'ye gerilemiştir. Öncü veriler, yıllık enerji enflasyonundaki yavaşlamanın haziran ayında da sürdüğünü göstermektedir." değerlendirilmesinde bulunuldu.

"Enflasyon yüksek seviyesini korumakta"

Özette, hizmet grubu fiyatlarının mayıs ayında yüzde 0,93 arttığı, grup yıllık enflasyonunun 0,19 puan yükselerek yüzde 9,06 olduğu belirtildi.

Hizmet enflasyonu üzerinde döviz kuru ve gıda fiyatlarından kaynaklanan maliyet artışlarının yanı sıra genel enflasyona endeksleme davranışının etkilerinin de hissedildiği ifade edilen özette, temel mal grubu yıllık enflasyonunun mayıs ayında 0,31 puan azalarak yüzde 9,71'e gerilediği anımsatıldı.

Özette, bu düşüşte, giyim grubunun ağırlık sistemindeki yöntem değişiminin getirdiği geçici etkinin belirleyici olduğu, giyim dışı gruplarda yıllık enflasyonun Türk lirasındaki birikimli değer kaybının gecikmeli etkilerine bağlı olarak yukarı yönlü seyrini koruduğu kaydedildi.

Özellikle giyim ve dayanıklı dışı temel mallarda bu dönemde tarihsel ortalamalara kıyasla daha güçlü bir artış eğilimi gözlendiği vurgulanan özette, enflasyonun yüksek seviyesini korumakta olduğu bildirildi.

Son aylarda yaşanan maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarında beklenen kısmi düzeltmeye rağmen fiyatlama davranışlarına ilişkin risklerin önemini koruduğu belirtilen özette, şu ifadelere yer verildi:

"Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2017 yılı ilk çeyreğinde yıllık yüzde 5 artmış, çeyreklik büyüme yüzde 1,4 olmuştur. Böylelikle iktisadi faaliyetteki toparlanma eğilimi devam etmiştir. Dönemlik büyümenin temel sürükleyicileri sırasıyla ihracat, inşaat yatırımları ve kamu tüketimi olmuştur. Makine-teçhizat yatırımlarındaki zayıf seyir sürmüş, öne çekilen talebe bağlı olarak özel tüketim yavaşlamıştır. Dönemlik büyümeye net ihracatın yüksek katkı yapması cari işlemler dengesini destekleyen bir büyüme kompozisyonuna işaret etmiştir.

Öncü göstergeler iktisadi faaliyetteki toparlanmanın ikinci çeyrekte güç kazandığına işaret etmektedir. Nisan ayı sanayi üretimi ve mayıs ayı PMI göstergeleri ikinci çeyrekte bir önceki döneme kıyasla daha güçlü bir artış sinyali vermiştir. İmalat sanayisine ek olarak hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerinde de yakın dönemde daha kuvvetli bir faaliyet gözlenmektedir. Bu gelişmeler ekonomideki toparlanmanın sektörel yayılımının arttığı yönünde sinyal vermektedir."

"AB ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisi sürmektedir"

PPK toplantı özetinde, üretim sektörlerindekine benzer bir görünümün talep göstergelerinde de izlenmekte olduğu belirtildi.

Son dönemde gerek tüketici güveni gerekse yatırım eğiliminin iyileştiği ifade edilen özette, teşviklere konu olan gruplara yönelik tüketim talebinin gücünü korurken ilk çeyrek itibarıyla zayıf seyrini sürdüren yatırımlarda da iyileşme sinyalleri bulunduğu vurgulandı.

Özette, yılın ikinci çeyreğinde yurt içi talebin büyümeye katkısının artacağının öngörüldüğü, iç talepteki iyileşme devam ederken mal ihracatında sektörler ve ülkeler geneline yayılan güçlü artışlarla net dış talebin büyümeye olumlu katkı yaptığı kaydedildi.

Başta Avrupa Birliği bölgesinde iyileşen büyüme görünümü olmak üzere küresel ölçekte gözlenen toparlanma eğilimi ve dış piyasalarda pazar çeşitlendirme esnekliğinin ihracatı desteklemeye devam ettiği bildirilen özette, şu görüşlere yer verildi:

"Mal ihracatındaki artışların cari açıktaki bozulmayı yavaşlattığı, çekirdek cari açık göstergelerinde ise iyileşme sağladığı görülmektedir. Mal ihracatındaki güçlü seyrin cari dengeye olumlu katkı vermeye devam etmesi beklenmektedir. İş gücü piyasasında şubat döneminden sonra mart döneminde de iyileşme gözlenmiştir. Bu dönemde, başta inşaat ve sanayi olmak üzere tarım dışı sektörlerde istihdam artmıştır. İktisadi faaliyetteki toparlanmanın iş gücü piyasasına yansımaları yılın ilk çeyreği itibarıyla nispeten sınırlı kalsa da mart dönemi verileri ve öncü göstergeler ikinci çeyrek için daha olumlu bir resim sunmaktadır. Ekonomideki toparlanmanın güç kazanmasıyla birlikte önümüzdeki dönemde istihdam yansımalarının daha belirgin olması ve işsizlik oranlarındaki düşüş eğiliminin sürmesi beklenmektedir."

Özette, son dönemde açıklanan verilerin iktisadi faaliyetteki toparlanmanın güçlendiğine işaret ettiği belirtildi.

İç talepte iyileşme gözlendiği, Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisinin sürdüğü ifade edilen özette, alınan  destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iktisadi faaliyetin güç kazanmaya devam etmesinin beklendiği vurgulandı.

Özette, Kurulun, yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğinin değerlendirildiği kaydedildi.

(PPK) toplantı özetinde, ABD Merkez Bankasının (Fed) para politikasında sıkılaşma sürecinin ılımlı olacağı algısının da oluşmasıyla beraber, küresel risk iştahı tarihsel olarak yüksek seviyelerde seyrettiği ve gelişmekte olan ülkelere portföy akımlarının Mart 2017'den itibaren hızlandığı bildirildi.

Kurulun 15 Haziran'daki toplantısına ilişkin yayımlanan özette, küresel iktisadi faaliyette toparlanmanın devam ettiği belirtilerek, "Toparlanmanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde eşanlı olarak gerçekleşmesi ve yakın dönemde küresel büyüme tahminlerinin yukarı yönlü güncellenmesi küresel piyasalardaki iyimserliği desteklemektedir." ifadelerine yer verildi.

Özette, olumlu büyüme görünümüne rağmen enflasyon oranlarının halen düşük düzeylerde seyretmesinin ABD dışındaki gelişmiş ülkelerin para politikalarının destekleyici konumunu sürdürmesine neden olduğu bildirildi.
Buna ek olarak, ABD Merkez Bankasının (Fed) para politikasında sıkılaşma sürecinin ılımlı olacağı algısının da oluşmasıyla beraber, küresel risk iştahının tarihsel olarak yüksek seviyelerde seyrettiği ve gelişmekte olan ülkelere portföy akımlarının Mart 2017'den itibaren hızlandığı vurgulanan özette, küresel iktisadi faaliyetteki toparlanmaya rağmen son dönemde düşüş eğiliminde olan enerji fiyatlarının enflasyon görünümü ve cari denge açısından destekleyici bir tablo çizdiği kaydedildi.

Özette, son dönemde gözlenen olumlu tabloya karşın, küresel ekonomiye ilişkin aşağı yönlü risklerin varlığını sürdürdüğünü ifade edildi.

Fed'in bilanço küçültme sürecine dair belirsizliklerin, Avrupa'daki siyasi iklimin, Brexit görüşmelerinin seyri ve jeopolitik gelişmelerin risk algısını kısa sürede değiştirebilecek faktörler olarak değerlendirildiği belirtilen özette, şu ifadelere yer verildi:

"Para politikasındaki sıkı duruşun da etkisiyle, Türkiye, döviz kuru ve risk primi göstergelerinde diğer gelişmekte olan ülkelerden olumlu yönde ayrışmaya devam etmektedir. Makroihtiyati politikalar ve kredi garanti desteğinin etkisiyle yıl başından bu yana bireysel kredi ve Türk lirası cinsinden firma kredi büyümelerinde önemli artışlar görülmektedir. Yakın dönemde, bankacılık sistemindeki arz yönlü etkilerin devreye girmesiyle, hızlı kredi büyümesinin yerini daha ılımlı bir görünüme bırakması beklenmektedir. Kredilerde kaydedilen canlanmanın toplam talep ve iktisadi faaliyete ne ölçüde yansıyacağı yakından takip edilmektedir. 

Yakın dönemde açıklanan göstergeler iktisadi faaliyete dair aşağı yönlü risklerin zayıfladığı ve ekonomideki toparlanmanın yılın ikinci çeyreğinden itibaren güç kazanacağı yönündeki geçmiş değerlendirmeleri teyit etmiştir. Böylelikle 2017 yılına ilişkin büyüme görünümü iyileşmiştir. Turizm gelirlerinin göreli olarak istikrara kavuşması, güven kanalının güçlenmesi, birikimli değer kaybının net ihracata olumlu etkisi ve Rusya ile ticari ilişkilerin normalleşme sürecine girmesi büyümeye olumlu katkı yapmaktadır. Ayrıca, tüketim ve yatırım harcamalarını artırmaya yönelik alınan önlemler ve uygulanan teşvik paketleri, belirsizlik algısındaki zayıflama ve finansal koşulların sıkılığındaki iyileşme de büyümeyi desteklemektedir. Öte yandan, turizm gelirlerindeki toparlanmanın hızı, gelişmiş ülke para politikalarına ilişkin belirsizlikler, sermaye akımlarının seyri ve jeopolitik gelişmeler, yakın dönemde olduğu gibi 2017 yılında da büyüme üzerinde aşağı yönlü risk teşkil etmektedir."

"Merkez Bankası elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecek"

Özette, yakın dönemde Türk lirasında gözlenen istikrarlı seyir ve emtia fiyatlarındaki düşüşlerin yıllık enflasyona olumlu yansımalarının sınırlı kaldığı belirtildi.

Gıda fiyatlarındaki düzeltmenin henüz arzulanan boyutta olmamasının, grup enflasyonunda baz etkilerine bağlı olarak haziran ve temmuz aylarında beklenen kayda değer düşüşlerin kalıcılığı konusunda temkinli bir duruş gerektirdiği ifade edilen özette, "Bunun yanında, beyaz eşya ve mobilya sektöründeki geçici vergi indirimlerinin ekim ayında geri alınacak olması ve giyim grubundaki yöntem değişikliği kaynaklı etkiler de kısa vadede enflasyonda dalgalanmaya neden olacak gelişmeler olarak not edilmiştir." görüşlerine yer verildi.

Özette, ayrıca kurulun, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın güçlenmesiyle birlikte talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde verdiği desteğin azaldığı değerlendirmesinde bulunduğu bildirildi.

Son aylarda yaşanan maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarında beklenen kısmi düzeltmenin sınırlayıcı etkisine rağmen, enflasyonun bulunduğu yüksek seviyelerin fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturduğu vurgulanan özette, bu görünüm altında kurulun haziran ayındaki toplantısında, sıkı para politikası duruşunun korunmasına karar verdiği ve Geç Likidite Penceresi (GLP) uygulaması çerçevesinde borç verme faiz oranını yüzde 12,25'te sabit tuttuğu anımsatıldı.

Özette, Merkez Bankasının, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği ifade edildi.

Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceği aktarılan özette, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmelerin yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabileceği kaydedildi.

"Mali disiplinin sürdürülmesi ekonominin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri"

PPK toplantı özetinde, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmelerin enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edildiği belirtildi.

Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlar ile vergilerde öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceğinin varsayıldığı ifade edilen özette, şunlar kaydedildi:

"Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir. Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesi Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olmuştur. Mali disiplinin sağlamış olduğu alan kullanılarak yakın dönemde dengeleyici maliye politikası uygulanabilmiştir. Döngü karşıtı maliye politikası uygulama kapasitesini güçlendirecek yapısal tedbirler, maliye ve para politikası eş güdümüne katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı destekleyecektir."

Kaynak: HABER7.COM