TAKDİR KOMİSYONU KARARINDA RE’SEN TARH NEDENİNİN HUKUKA UYGUN BİR ŞEKİLDE ORTAYA KONULMAMASI
Danıştay 3. Dairesi
Tarih    : 24.03.2016
Esas No : 2016/3738
Karar No  : 2016/2468

Takdir komisyonu kararlarında re’sen tarh nedeninin hukuka uygun bir şekilde ortaya konulması gerektiği hk.

İstemin Özeti: Davacı adına, ticari araç ve plakasının satış bedelinin gerçek değerinin altında gösterildiğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin 2. fıkrasının 2. bendine göre sevk edildiği takdir komisyonu kararına dayanılarak re’sen salınan 2010 yılına ait bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. (…) Vergi Mahkemesinin kararıyla; davacının satışını yaptığı ticari taksi ve plakasının gerçek değerinden düşük gösterildiğinin tespit edilmesi nedeniyle dönem matrahının belirlenmesi için takdire sevk edildiği görülmekte ise de 213 sayılı Kanun’un 30. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, eksik beyan üzerine takdire sevk halinde mükellefe, takdir komisyonu tarafından on beş günden az olmamak üzere bir mühlet verilmeden ve vergi matrahına ilişkin bilgileri vermeye ve kanuni defterlerini ibraz etmeye davet edilmeden matrah takdirine gidilmesi sonucu yapılan dava konusu tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyat kaldırılmıştır. Davalı idare tarafından, davacının faaliyet gösterdiği hat için İstanbul Taksiciler Esnaf Odası’nın görüşü değerlendirilerek takdir edilen matrahın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Karar: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinin ilk fıkrasında re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış ve maddede sayılı hallerden herhangi birinin bulunması durumunda, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceği hükme bağlanmıştır.

213 sayılı Kanun’un takdir komisyonunun görevlerini belirleyen 74. maddesinin (a) fıkrasına göre ise takdir komisyonu, takdir sebepleri bulunup bulunmadığını incelemeksizin yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak ve vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmekle görevlidir.

Dosyanın incelenmesinden, İstanbul ilinde ticari araçların devrine ilişkin noter satış sözleşmelerinin aralarında davacının da bulunduğu bir kısmında satış bedellerinin gerçek değerinin altında gösterildiği yolundaki İstanbul Emniyet Müdürlüğü yazısından hareketle 213 sayılı Kanun’un 30. maddesinin 2. fıkrasının 2. bendi gereği takdir komisyonuna sevk edilen davacı adına, tayin olunan matrah üzerinden dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, davacı adına düzenlenen takdire sevk fişinde sevk nedeni, vergi beyannamesi kanuni veya ek süreler içinde verilmekle beraber beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgilerin gösterilmemesi olarak belirtilmiş ise de beyannamesini matrahlı bir şekilde verdiği anlaşılan davacının beyannamesinde vergi matrahına ilişkin bilgilerin gösterilmediği yolunda idarece bir saptamada bulunulmadığı gibi söz konusu tarh nedeninin hangi bilgi ve belgelere dayandığının da açıkça belirtilmediği görülmektedir.

Bu durumda re’sen tarh nedeni hukuka uygun bir şekilde ortaya konulmaksızın belirlenen matrah üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığından, tarhiyatı kaldıran Vergi Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, kararın tebliğ tarihini izleyen on beş gün içinde Danıştay nezdinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.