Konut ve çatılı iş yeri kiralarında sözleşmenin sona erme halleri Türk Borçlar Kanunu 347 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin kiracıdan kaynaklanan sebeplerle dava yolu ile sona erme hallerinin düzenlendiği, 352. Maddesini incelediğimizde, sona erme sebeplerinin üç başlık altında düzenlendiğini görmekteyiz. Bunlardan ilki kiracının boşaltma taahhüdünü içeren ve uygulamada tahliye taahhüdü olarak isimlendirilen belge ile sona erme, ikincisi iki haklı ihtar nedeniyle tahliye ve üçüncüsü ise kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe yahut belde sınırları içinde oturmaya elverişli konutunun bulunması sebebiyle tahliyedir.

Tahliye taahhütnamesi; bu hususta paralel hükümler içeren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6101 sayılı kanun ile yürürlükten kaldırılan 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hak. Kanun uyarınca, mevcudiyeti halinde kiralayana taşınmazın tahliyesini talep etme yetkisi veren, kira sözleşmesinden bağımsız olarak, bir taşınmazı kiralayan kiracının belirli bir sürede kiraladığı taşınmazı herhangi bir şart öne sürmeden boşaltacağına dair verdiği yazılı irade beyanı olarak ifade edilmektedir.

GEÇERLİLİK ŞARTLARI


Tahliye taahhüdünün geçerliliği; mevzuat, doktrin ve yargı kararlarınca belirli şartlara tabi tutulmuştur. Bu şartlar, tahliye taahhüdünün taşıması gereken nitelikleri ifade etmektedir.

Yazılılık


Türk Borçlar Kanunu 352. Maddesinin ilk fıkrasında ifade edilen tahliye taahhütnamesi, ‘’..belirli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği…’’ ibarelerinden de anlaşılacağı üzere yazılı olarak düzenlenmelidir.
Kanunda ifade edilen yazılılık şartı, adi yazılı olma şartı olarak anlaşılmalıdır. Bu kapsamda, sözlü olarak akdedilen tahliye taahhüdü geçerlilik kazanamayacaktır. Buna karşın, taraflar ortak iradesiyle adi yazılılık şartını ağırlaştırmak suretiyle, geçerlilik şartını resmi yazılı şekil olarak düzenlemesi hukuken mümkündür. Nitekim kanunen geçerliliği için adi yazılılık şartı aranan akitler, resmi yazılı şekle tabi olarak düzenlenebilmektedir.

Bizzat Yahut Temsilci Tarafından Düzenlenme


Yine Türk Borçlar Kanunu 352. Maddesi ilk fıkrası hükmü incelendiğinde, taahhüdün bizzat kiracı yahut kiracının vekaleten tahliye taahhüdü vermekle yetkilendirdiği kimse tarafından verilmedikçe geçerlilik kazanamayacağı sonucu elde edilmektedir. Nitekim taahhüdü vermekle yetkili kimse yani kiracı, aynı zamanda taahhüdü gerçekleştirmekle yani taşınmazı belirlenen tarihte tahliye etmekle yükümlü olan kimsedir.

Birden fazla kiracının mevcut olduğu hallerde ise, tahliye her kiracı tarafından ayrıca taahhüt edilmelidir. Zira birden fazla kiracının kira sözleşmesine taraf olduğu hallerde, söz konusu kiracılardan bir yahut birkaçının tahliyesi söz konusu olmayacaktır.

Tarih


Kiracı tahliye taahhüdünde, taşınmazı tahliye edeceği tarihi açıkça belirtmiş olmalıdır. Türk Borçlar Kanunu 352. Madde ilk fıkrasında yer alan ‘’…belirli bir tarihte…’’ ibareleri, mülga edilen 6570 sayılı kanundaki bu boşluğu bertaraf etmiştir. Söz konusu ibareler, tarihin gün/ay/yıl şeklinde belirli olması yahut belirlenebilir olmasını ifade etmektedir.

Serbest İrade


Kiracının serbest iradesi ile vermediği tahliye taahhüdü, ispatlanması halinde mutlak suretle batıldır. Bu kapsamda özellikle, tahliye taahhüdü kira sözleşmesinden önceki bir tarihte veya yapıldığı sırada verilemez. Bu durum mülga 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanun’da her hangi bir hüküm bulunmasa da genel hükümler uyarınca kabul edilmekteydi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 352. maddesinde artık bu durum “kiralananın teslim edilmesinden sonra” şeklinde belirtilmek suretiyle açıkça hüküm altına alınmıştır.
Zira uygulamada konut ihtiyacı olan kiracı zor durumda olduğu için önüne çıkabilecek evrakları imzalamak suretiyle serbest iradesini yansıtmayan şekilde taahhüt verme yükümlülüğü altına girmiş olabilir. Dolayısıyla bu suretle verilen bir tahliye taahhüdü kanunun tahliye taahhüdüne yüklediği önemi bertaraf ettiği için mutlak suretle batıldır. Nitekim konut veya iş yeri ihtiyacı olan kiracının kira sözleşmesiyle birlikte imzalamış olduğu tahliye taahhütnamesi geçersizdir. O halde tahliye taahhüdünün kira sözleşmesi imzalanmasından sonra vermesi gerekmektedir. Zira artık kiracının imzalamış olduğu tahliye taahhüdünü konut veya iş yeri baskısı altında olmadan vermiş olacağı kabul edilir ve bu tahliye taahhüdüne geçerlilik tanınır.

Velhasıl kelam tahliye taahhütnamesi, kiracı tarafından taşınmazın belirlenen tarihte tahliye edileceği taahhüdü altına girdiği belgedir. Kiracı bakımından ağır sonuçlar doğuran söz konusu belge, kanun koyucu tarafından belirli şekil şartlarına tabi tutulmuştur. Bu şekil şartlarına riayet edilerek düzenlenmiş bir taahhütname, kiraya verene belirlenen tarihi takiben 1 ay içerisinde, tahliye taahhüdüne dayalı icra takibi ile yahut tahliye taahhüdüne dayalı tahliye davası aracılığı ile taşınmazın tahliyesini talep etme yetkisi vermektedir.

Tahliye davalarında görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleridir.

Kaynak : Tahliye Taahhüdü - HukukiBLOG

Kaynak: Hukukiblog
https://hukukiblog.com/ozel-hukuk/tahliye-taahhudu/