DEMOKRASİ İÇİN BEDEL ÖDERİZ

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Odatv baskınına tepki göstererek yeni televizyon kanalını kurdurmamak için Soner Yalçın’ın gözaltına alındığını ileri sürdü. Muhaliflerin “Ergenekon terör örgütüne üye olmakla” suçlandığını belirten Kılıçdaroğlu “Nerede bu örgüt gideceğim üye olacağım! Akıl, mantık yok. Seninki kalsın, bizim dokunulmazlığımızı kaldır. Senin savcıların, yargıçların bize dokunmak için suç üretebilirler, hepimizi gözaltına alabilirler. Demokrasi için bedel ödemeye hazırız” dedi.

Kılıçdaroğlu, Yalçın’a sahip çıktı, Ergenekon soruşturmasında mantık kalmadığını söyledi

‘Nerede bu örgüt?’

© Darbe soruşturmalarında yargıya yapılan müdahalelere dikkat çeken Kemal Kılıçdaroğlu, “Kimse soruşturma açma demiyor ama sen aynı olay dolayısıyla yan yana bile gelmeyen insanları aynı potanın içine koyup biz bunları nasıl aynı potada eritiriz ve hepsine baskı uygularız anlayışıyla çıkarsan olmaz” dedi. Gözaltına alınan gazeteci Soner Yalçın’a da destek veren CHP lideri, Ergenekon üyeliği suçlamalarıyla ilgili olarak “3 yıldır devam ediyor ama istediğiniz zaman üye olabiliyorsunuz. Nerede bu örgüt, gideceğim üye olacağım! Akıl, mantık yok” diye konuştu.

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Odatvnin sahibi gazeteci Soner Yalçının gözaltına alınmasıyla ilgili olarak Yandaş değil, besleme değil. SoyadıYalçın, kaya gibi. Her türlü desteğimiz arkasındaaçıklamasını yaptı.

Kılıçdaroğlunun grup toplantısında yaptığı konuşmada verdiği mesajlar ana başlıklarıyla şöyle:

Gülün diyet borcu: Şaşırtan -öyle demeyelim de- davranışını kısmen yadırgadığımız, o kadar da olmaz dediğimiz kişilerden birisi de Sayın Cumhurbaşkanı. Yasa geldi, kimseyi dinlemedi, imzaladı. Noter bile önüne gelen metne bakar hata var mı yok mu diye. Diyet borcunu ödeyenlerin zaten yapacak başka bir şeyleri yoktur.

Vatanseverlere çağrı: TBMM Başkanı usulen başkan. Yargı bağımlı ve taraflı. Hâkim benim istemediğim kararı vermeyecek mi? Elimde HSYK var, vurun kellesini, vuracaklar. Ve medya, konuşamayan, yazamayan medya. Geçmişte hangi partiye oy vermiş olursa olsun, bütün vatanseverleri görev başına çağırıyorum, CHP çatısı altına çağırıyorum.

Darbe edebiyatı: 3 yıldır darbe edebiyatı gidiyor. Ama darbe olmadı. 500- 600 kişi toplanıp darbe planı yapıyormuş. Nasıl bir darbe, varsa bir adam darbe yapıyorsa adam gibi bulursun çıkarır yargılarsın, mesele biter. Kimse suçluyu korumuyor. Kimse soruşturma açma demiyor ama sen aynı olay dolayısıyla yan yana bile gelmeyen insanları aynı potanın içine koyup biz bunları nasıl aynı potada eritiriz ve hepsine baskı uygularız anlayışıyla çıkarsan olmaz.

Dolmabahçe buluşması: Son tutuklamalarla ilgili olarak Sayın Genelkurmay Başkanıyla mahkemenin savcısı görüştüler. Biliyorsunuz, Erdoğan mahkemenin savcısı. Şimdi siz, yargı bağımsız diyebilir misiniz, o yargı tarafsız diyebilir misiniz?

Esir kampı gibi: Ne zaman çağırsalar herkes gidiyor mahkemeye, kaçan göçen yok, birdenbire 100 küsur kişiye tutuklama kararı verdiniz. Tarafsız ve bağımsız yargıcımız, kapıları kapatın derhal diye bağırıyor. Afrikadaki esir kampındalar çünkü. Adam yurtdışında, tutuklama kararı çıkınca geliyor, buyurun ben geldim diyor, kaçan yok. Eğer delilleri karartacaklarsa hay hay peki, bunlar yokken siz insanları hangi gerekçeyle tutukluyorsunuz, yarın bunlar beraat etti diyelim, çünkü çoğu sahte belgelerin.

Odatv baskını: Soner Yalçın kalemini satmaz, besleme, yandaş değil. Soyadı gibi Yalçın, kaya gibi bir adam. Yeni bir televizyon kanalı kuracaktık, onu kurdurtmamak için bunu yapıyorlar, sonuna kadar direneceğiz diyor. O hortumcu, yandaş olsaydı sırtı sıvazlanırdı. Onurlu, dik duran, saygın, kalemini satmayan bir gazeteci. Siz onu arama yaparak, baskı kurarak susturacağınızı sanıyorsanız yanlış yere çarptınız. Bizim de her türlü desteğimiz onun arkasında olacak.

Ergenekon nerede? Ergenekon terör örgütüne üye olmak... Ben merak ediyorum, 3 yıldır devam ediyor ama örgüte istediğiniz zaman üye olabiliyorsunuz. Nerede bu örgüt, gideceğim üye olacağım. Akıl, mantık yok. Ama bunlar için hukuk diye bir kavram yok ki. Ben bildiğimi okurum, istediğimi tutuklarım ve istediğim yargıca da düşürürüm. İstediğim kararı verdirtirim, yargıcı değiştiririm, yargıyı ben kendim kurarım. Bu mudur hukuk?

Dokunulmazlıklar: Bizim dokunulmazlığımızı kaldır arkadaş, istemiyoruz. Demokrasinin, yargının bu kadar kirlendiği ortamda hiçbir CHPli dokunulmazlık zırhına bürünmek istemiyor. Bize dokunmak için suç üretebilirler, hepimizi gözaltına alabilirler. Hepsini göze alıyoruz, senin dokunulmazlığın kalsın, bizimkini kaldır, biz her türlü bedeli ödemeye hazırız.

İyimayaya silah sorusu: Adalet Komisyonu Başkanının Kenan Evrenin avukatı olduğu ortaya çıktı. Ben para almadım demiş. Bu daha kötü, demek ki gönül birliği var, bu daha büyük ayıp. Para almadı ama bir şey aldı, tabanca aldı mı almadı mı? Bir darbeci ne verir? Tabanca. 

ERDOĞAN: HEZEYAN İÇİNDELER

Başbakan Erdoğan eleştirilere yanıt vererek Balyoz davasındaki asker tutuklamalarının “yargının tasarrufu altında ilerlediğini” söyledi. Erdoğan “Bu işleri hükümetle ilişkilendirenler, kusura bakmasınlar hezeyan içindedirler. CHP Başkanı tahrik edici açıklamalar yapıyor” diye konuştu. MHP lideri Bahçeli, Balyoz operasyonlarını “intikam” olarak nitelendirdi. Bahçeli “Mısır’daki askeri vesayete alkış tutanların ülkemizde darbe karşıtı tutum takınmaları, ikiyüzlülüğün dışa vurumu” dedi

Erdoğan, Balyoz tutuklamalarında yargıyı adres gösterirken CHP’yi tahrik edici olmakla suçladı

‘Hezeyan içindeler’

© Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında Balyoz soruşturmasında topu yargıya attı. Erdoğan tutuklamaları hükümetle ilişkilendirenleri ‘hezeyan içindeler’ diye nitelerken, CHP’yi tahrik edici tutum takınmakla itham etti. Başbakan, Bahçeli’ye ise ‘Bizi ecelle korkutmaya kalkma’ diye seslendi.

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan, Balyoz davasındaki asker tutuklamalarının, yargının tasarrufu altında ilerlediğini söyleyerek, hükümete yönelik eleştirilere, Bu işleri hükümetle ilişkilendirenler, kusura bakmasınlar hezeyan içindedirlerdedi. Erdoğan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum ve tutuklamaya karşı asker ailelerinin gösterdiği tavrı da, TSKye karşı takındıkları tavır ve kullandıkları üslup tahrik ve tahkir edici bir üslupturdiye eleştirdi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında Balyoz davasındaki tutuklamaları ilk kez değerlendirdi. Erdoğan şunları söyledi:

AKP ile ilişkilendirmek hezeyan: Süreç yargının tasarrufu altında ilerliyor. Aksi kanıtlanmadığı sürece herkes masumdur. Gözaltına alındığı, sorgulandığı, tutuklandığı, yargılandığı için hiç kimse suçlu kabul edilemez. Hakkında kesin hüküm bulunmadıkça hiç kimseye suçlu gözüyle bakılamaz. Ancak, ak ile karanın ortaya çıkması, sürecin hassasiyetle ilerlemesi, kamuoyuna tatmin edecek kararların verilebilmesi için herkesin bu noktada yargıya ve yargı süreçlerine saygı duyması şart. Bu işleri hükümetle ilişkilendirenler, kusura bakmasınlar hezeyan içindedirler.

Batum ve tutuklu aileleri: CHP Genel Başkan Yardımcısının, onun ardından tutuklu yakınlarının askere karşı, TSKmize karşı takındıkları tavır ve kullandıkları üslup tahrik edici, tahkir edici bir üsluptur. Şundan hiç kimsenin endişesi olmasın, bu yargı süreci sonucu ne olursa olsun TSKyi daha da güçlendirecek, bütün iddialara net bir şekilde son verecek, zihinlerdeki soru işaretlerini ortadan kaldıracak bir süreçtir.

Kılıçdaroğlu tahrik ediyor: Bir kez daha, başta anamuhalefet partisi olmak üzere herkesi sorumlu davranmaya davet ediyorum. Zira son birkaç gündür, CHP Genel Başkanı, haziran seçimleri sonrasına ilişkin hayali bir tablo kurguluyor. Daha önce Anayasa Komisyonunda milletvekillerinin yaptığı sokak sokak direnmeçağrısına benzer bir şekilde, CHP Genel Başkanı da haziran sonrasına ilişkin tahrik edici açıklamalar yapıyor. Belli ki, CHP, bizzat genel başkan düzeyinde haziran seçimlerinde başarı sağlayamayacağını artık kanıksamış durumda. CHPnin, en üst düzeyde, genel başkan düzeyinde artık siyaseti bırakıp falcılık yapmaya başlamış olmasını da ben milletin takdirine bırakıyorum.

Bahçeliye: Hiç kimse de kalkıp bizi ecelle korkutmaya kalkmasın. Biz bu yola başımızı, canımızı, ruhumuzu, sadece elimizi değil bütün bedenimizi koyarak... Bir beyefendi çıkıyor şu ifadeleri kullanıyor: iktidara geldiğimizde iki şeyi yapacağız. Birincisi TOKİnin tüm çalışmalarını didik didik ettireceğiz. İkincisi hükümetin kademelerinde yer alan AKPlilerin tüm malvarlıklarını inceleyeceğiz, fitil fitil burunlarından getireceğiz.Sayın Bahçeli, toplu konut sana bağlıydı. Adama sormazlar mı? Ya sen kaç tane konut yaptın. Bunun hesabını verdin mi? Ne yaptın bunun hesabını ver. (...) Biz korkmayız, bu ucuz tehditlere de pabuç bırakmayız.

Arap kadınlarını küçümsüyorlar: On yıllar boyunca Arapları Ortadoğuyu nasıl küçümsedilerse maalesef aynı konumdadırlar. En son Arap kadınlarını tahkir edecek kadar vicdansız ve izansızlar. Sizin hiçbir ülkenin kadınına veyahut yaradanın yaratığı insanlara bu şekilde yaklaşma hakkınız olamaz. Ondan sonra kadın haklarından bahsediyorlar. Bunlar tornadan çıkmış hanımlar. CHP zihniyeti bu.

Türkiyedeki eylemler antidemokratik: Şimdi bizde bu tür (Mısırdaki gibi) eylem, gösteri yapanlar açık konuşuyorum demokratik yoldan iktidar arayışı içinde olmayanlardır. Bu tür gösterileri yapanlar, antidemokratik yollardan acaba bu ülkede bir şeyler olabilir mi demişlerdir. Bunlar 22 Temmuz seçimleri öncesinde Cumhuriyet yürüyüşleri düzenleyenlerdir, Ordu görevediye, orduya başka rotalar çizmeye çalışanlardır. Milletimiz ne dedi? AKPyi yüzde 47 ile iktidara taşıdı. Bunlara biz diyoruz, gösteri yapacaksan gel gösteri yapılacak yerler var, ne diyeceksen orada de, ne konuşacaksan orada yap diyoruz. Ama yok biz istediğimiz yerde yaparızdersen kusura bakma.