TC Necmi Uras

7 saat önce, İstanbul yakınlarında

SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN YAPILAN BİR HABERE GÖRE İKTİDARIN TAKSİM’DE BİR MİTİNG HAZIRLIĞI İÇİNDE OLDUĞU VE BUNUN İÇİNDE İSTANBUL’A POLİS TAKVİYESİ YAPTIĞI İDDİA EDİLİYOR .
SON DAKİKA: ‚‘‘TAKSİM DAĞITILACAK !‘‘
AKP TAKSİM‘de MİTİNG yapacak!
16. ve 17. Haziran istanbul ve ankara‘da miting yapmaya hazırlanan Tayyip Erdoğan ‚‘‘yurdun dört bir tarafından‚ ‘‘TAKSİM dağıtılması için‘‘, POLİS VE GÜVENLİK
Τ.C. TÜRKİYE CUMHURİYETİ

 

T.c. Mhmt Çlşkn

yaklaşık bir saat önce, mobil ile ·

  • SEVGİLİoku­yu­cu­la­rım, Tayyip’i birkaç günden bu yana herhalde izlediniz. Eliniz mahkum, izleyeceksiniz!.. Çünkü hangi kanalı açsanız karşınızda o var. Kürsülere çıkmış nutuklar atıyor, bağırıp çağırıyor, haykırıyor…
    Eline danışmanları tarafından tutuşturulan yazılı metinleri okuyor.
    Zaten okumadığı zaman pot kırıyor, birbiri ardına gaf yapıyor, sonra partisinin ve hükümetin yetkilileri “SayınBaşbakanımız öyle demek istememişti” diye açıklama yapmak zorunda kalıyor.
    Pazar günü Mersin’de idi… Akdeniz Oyunları Mersin’de yapılacak ya, bunun nasıl bir onur olduğunu anlatıp duruyor, Türkiye’de bir ilk gerçekleştiğini ve bu amaçla yapılan tesisleri ballandıra ballandıra anlatıyordu.
    Akdeniz Oyunları’nın 1971 yılında İzmir’de yapıldığını, 90 bin kişilik Atatürk Stadı dahil nice spor tesislerinin, sporcu merkezlerinin inşa edildiğini elbette ki bilemez. Daha doğrusu bilse de anlatmak işine gelmez…
    Çünkü onun tek bildiği, kendisinden önceki iktidarları vedevlet adamlarını kötüleyip suçlamaktır.
    * * *
    Pazar günü tam altı adet nutuk attı.
    Bu mitinglere parti örgütleri ve AKP’ li belediyeler tarafından otobüsler kaldırıldı, bindirilmiş kıtalar getirildi. Belediyelerin ve kamu kurumlarının çalışanları saatler öncesinden oralara yığıldı.
    Daha önce bağırıp çağırmıştı:
    “Onlar 100 bin kişi toplarsa biz bir milyon toplarız!..
    Seçmenimi zor tutuyorum, sabırlı olun diyorum!..”
    Değil bir milyon, toplamda 100 bin kişi bile toplayamadı. Ders almış olmasını umarım.
    Israrla söylediği bir şey vardı:
    “Taksim miting alanı değildir.”
    Ankara’da havaalanında miting düzenleyen kendisiydi.
    Demek ki artık havaalanları daTayyip’in miting meydanı olmuştu!
    * * *
    Gün boyu attığı nutuklarda yine cart curt ediyor, toplumu geriyordu:
    “Teröristler… Vandallar… Çapulcular… Yeniçeri ocağı (Padişahlara karşı isyan eden yeniçerileri kast ediyor)… Ümüğünüzü sıkarız… CHP zihniyeti pisliktir… Eylemler
    bitmezse anladığınız dilden konuşmak zorunda kalırım…”
    Üstelik toplumu germek için yalanlar söylüyordu:
    “Camilere bira şişeleriyle girdiler…”
    “Benim başörtülü kızlarıma, bacılarıma saldırdılar…”
    Tamamen yalan. Camilere hiç kimsenin bira şişeleriyle girmediğini o camilerin imamları ve müezzinleri açıkladı.
    Bugüne kadar yapılan eylemlerde hiçbir başörtülüye saldırı olmadı. Varsa açıklamak zorundadır. Tam tersine, çok sayıda başörtülü eylemlerde yer alıyor.
    Bakınız, bu sözleriyle bile din sömürüsü yapıyor, kitleleri birbirine düşürmek için
    yalanlar söylüyor.
    * * *
    Sevgili okuyucularım, burada çok ilginç bir olaydan daha söz etmek istiyorum.
    İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu önceki sabah Taksim’deki eylemci gençlere twit atıp özür diledi, pişmanlığını dile getirdi:
    “Zaman zaman görülen hata veaşırılıklar için özür diliyorum. Bir gönül için bin özür dilerim. Gençler, parkta aranızda olmayı isterdim…”
    Vali Bey’i yakında Taksim’de elinde taşıdığı “Tayyip şaşırma sabrımızı taşırma” pankartıyla ve slogan atarken görürseniz siz de sakın şaşırmayın!
    Oysa olaylar ilk başladığında,verdiği emirlerle gençlerin üzerine polisin gaddarca saldırmasını sağlayan o vali idi. Taksim gaza boğulmuş, insanlar yaralanmış,
    hastanelik olmuştu. Eylemler ondan sonra yoğunlaştı ve ülke düzeyine
    yayıldı.
    Peki aynı vali şimdi niçin hem de“Bin defa” özür diliyor?
    Bunlar taktik, hepsi taktik.
    Bir yanda Tayyip topluma cart curt edip herkese posta koyarken, öbür yanda bazıları yine “İyi polis” rolüne soyunuyor.
    İyi de, o utanç verici saldırıları başlatan ve ülkemizin yurtdışında bile rezil olmasına neden olan emirleri kim vermişti?
    Aynı vali!
    Ama bana sorarsanız valiye o gün“Saldır” emrini veren de Tayyip…
    Çünkü hiçbir vali başbakandandoğrudan emir almadıkça o saldırıları gerçekleştiremez.
    Bu taktikleri ayarlayan bizzat Tayyip’in kendisi.
    Şimdi İstanbul Valisi’nin onun haberi olmadan eylemcilerden özür dilemesi mümkün mü? Biraz sıkar!
    Tayyip valiye ve diğer görevlilere, hatta hükümet üyelerine direktif veriyor:
    “Ben sert çıkacağım, siz alttan alın ve gerekirse özür falan dileyin!.. Ben çapulcuları korkutmaya çalışırım, siz yumuşatmaya çalışın!.. Bir de böylesini deneyelim bakalım!”
    Ey vatandaşım, sakın uyuma!.. Senin üzerinden taktik provaları yapılıyor.
    Oynanan bu oyunları herkesin görmesi ve bilmesi gerekiyor.
    * * *
    Son olaylar sadece Tayyip’in karizmasını çizmekle kalmadı, ülkemizi yurtdışında da rezil etti.
    Aklınıza gelen ve gelmeyen bütün yabancı ajanslarda, gazete ve televizyon kanallarında iktidar aleyhine çok sert yayınlar yapılıyor.
    Biliyorsunuz, oralarda yandaş medya yok! Para babası patronların iktidardan emir alan medyası da yok.
    İşin daha da vahim boyutu, gerek ABD yönetimi ve gerekse AB ülkeleri, Tayyip’i sürekli olarak kınamayı sürdürüyor… Çünkü onların kitabında “Demokratik hak ve özgürlükler” diye vazgeçilmez bir kavram var.
    Hak arayan “Çapulcuların (!)” üzerine polisin copla, sopayla, gazla ve zıhlı araçlarla saldırması onların kitabında yer almıyor.
    Bizim Hariciye Nazırı Molla Ahmet’in bakanlığı, bütün gününü bunlara yanıt yetiştirmekle geçiriyor ama takan yok.
    Tayyip bu durumu biliyor, elemanlarından bir bölümünün “Yumuşama çağrıları” yapmasını
    işte bu yüzden istiyor…
    Dış dünya yerse!
    * * *
    Sevgili okuyucularım, Tayyip sürekli olarak “Faiz lobisinden” söz ediyor, olayları bu lobinin çıkardığını (!) iddia ediyor, “Onların da ümüğünü sıkarım” diyor. Ancak faiz lobisinin ne olduğunu, hangi kişi ve kurumlardan oluştuğunu kendisi dahil bilen yok.
    Faiz lobisi eğer yüksek faiz geliri elde eden kişi ve kurumlardan oluşuyorsa, onlara en yüksek faizi bugüne kadar veren hep Tayyip iktidarı oldu. İstanbul borsasının yüzde 76’sı yabancıların elinde. Bunlar borsaya girdiler, çıktılar, yine girdiler ve Tayyip’in gözlerinin önünde ülkemizi sömürdüler, milyarlarca doları yurtdışına çıkardılar.
    Şimdi, dün bir okuyucumdan, ne olur ne olmaz diye soyadını vermiyorum, “Sade vatandaş Ziya Bey’den aldığım mesajı size aktarıyorum:
    “Faiz lobisi ile ilgili olarak işin çok basit olan aslını sizinle paylaşmak istedim. Başbakan ‘Faiz lobisi’ dedikçe ne demek istedi, kimi kast etti diye hepimiz çok şaşırıyoruz. Çoğu insan herhalde bankacıları veya para piyasalarıyla ilgili bir kesimi kastediyor diye düşünmüş olabilir.
    Başbakanın ‘Faiz lobisi’ dediği şey aslında İngilizce ‘Interest lobby’ yani ‘Çıkar lobisi’ demek.
    ‘Interest’ İngilizcede aynı zamanda ‘Faiz’ demektir.
    Yani her şey Başbakanın bu konuşma metinlerini hazırlayan danışmanlarının ‘Çıkar lobisi’
    sözcüklerini yanlışlıkla ‘Faiz lobisi’ olarak çevirmesinden ibaret!
    Bu durumda akla şu soru geliyor: Başbakanın ne söyleyeceği de ABD’den mi dikte ediliyor?
    Umarım bu konunun netleşmesine yardımım olmuştur.”
    Okuyucuma çok teşekkür ediyorum.
    Gerçekten de Tayyip bu konuda boşuna haykırıyorsa, “Faiz lobisinin ümüğünü sıkarım” diye yanlışlıkla bağırıyorsa, olmayan bir şeyi ağzında böyle geveliyorsa hem ona yazık, hem de onu bilmeden dolduruşa getiren danışmanlarına.

    CESUR KALEM EMİN COLASAN DAN
Arzu Kurtulus
Taksim'de at izi it izine karıştı tabiri caizse. Polise saldırmanın anlamı yok. Molotoflu, havai fişekli saldırı normal değil. Artık herkes hakkını imza toplayarak, demokratik yollardan aramalı.

"}" id=".reactRoot[11]">Beğen · · Paylaş · yaklaşık bir saat önce ·

TC Yeter Kılıç
Saat 7.30'da Taksim'e biber gazı atiliyor

Betül Yergök Üçtaş

Evet gerçek tablo ortaya çıktı. Anlatayım şöyle:
Taksim'de Türk Bayrağı ve Atatürk Bayrağı haricindeki tüm bayraklar daha önce temizlendi. Yalnızca bir tek SDP bayraklarını bırakmış. Neden bırakmış? Az sonra
Sabah güya bu gruba müdahale kararı veriliyor.
İlk etapta siyasetsiz ve bayraksız Gezi isteyen dostlar "bırakın temizlensin bayraklar" dediler.
Fakat sonra Polis'in özellikle molotof kokteyli atılmasını ister davranışları, beklemeleri, grubun anlamsız yere hiç sebep yokken molotof kokteyli atması Provokasyon ihtimalini GERÇEĞE dönüştürüyor.
Sonuç olarak bu grubun bayrağına müdahale edilmemesinden son ana kadar gelişen her şey bütün gerçeği ortaya çıkarıyor.
Bu arada penguenci basın ve yandaş medya o kadar sessizliğin ardından bugün "CANLI YAYIN" verme kararı almış. Bu da planın parçasıdır.
Son olarak provokasyonun asıl devletten geldiğini anlayan taksim dayanışma grubundaki çevreciler devreye girerek grup ile ayrı polis ile ayrı konuştular ve olayların yarışması için uğraştılar. Grubun taş ve molotf almamasını isteyen ve sainde devreye giren çevreciler bir yandan Polis' i sakinleştiriyor.
Penguenci CNN tam olayları canlı verirken ve Gezi Parkı direnişine mal ederken arka planda çevrecilerin grup ve Polis ile görüşerek sakinleştirmeye çalıştığı görüntüleri ise yine yine her zamanki gibi Gezi Parkı'nın gerçek direnişçilerinin temiz yürekliliklerinin provokasyona karşı zaferini ortaya koyuyor.
Sonuç olarak nereden gelirse gelsin provokasyon burada bir sebep ya da sonuç olmayacak çünkü bu insanların yürekleri temiz akılları hür ve sizden zekiler.
Nokta.

Formun Üstü

Beğen · · Paylaş · 58 dakika önce, mobil ile ·

  •  

Formun Altı

Ali Şahin
Molotof atan serefsizler geziparkina girmez insallah #direngeziparki

Ali Şahin

Oyuna bak bildiğin hükümeti ve Akp'yi aklamak için oscarlık oyun oynaniyor Taksim'de!!! Penguenci medya da destekliyor..

Formun Üstü

Beğen · · Paylaş · 2 saat önce, Cakmaklı yakınlarında ·

  •  

Formun Altı