LONDRA

Başbakan Binali Yıldırım, İngiltere Dışişleri Bakanlığının tarihi Lancaster House yerleşkesinde, İngiltere ve Birleşmiş Milletler'in (BM) ev sahipliğinde düzenlenen Somali Konferansı'nın açılış oturumuna katıldı.

"Ulusal Güvenliğin Güçlendirilmesi" başlıklı basına kapalı oturumda katılımcılara hitap eden Yıldırım, hafta başında Somali'de düzenlenen hain terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi.

Son dönemde istikrar yolunda büyük mesafe kateden Somali'nin barış ve huzurunu hedef alan menfur terör eylemlerini kınayan Yıldırım, dost ve kardeş Somali hükümeti ve halkıyla terörle mücadele alanındaki dayanışma ve iş birliğinin daha da kararlı şekilde sürdürüleceğini vurguladı.

Somali'de geleceğe ve hayata dair yanan umut ışığını parlak tutmanın, uluslararası toplumun müşterek sorumluluğu olduğunu belirten Yıldırım, 1991 yılından bu yana gerek uluslararası toplumun gerekse bölge ülkelerinin, Somali'nin barış, huzur ve refaha kavuşması amacıyla pek çok çaba ve girişimde bulunduğunu hatırlattı.

Bu çerçevede devam eden sürecin belirli aşamasının geride kaldığını anımsatan Başbakan Yıldırım, bu uzun ve sancılı sürecin sonunda Somali halkının ve hükümetinin, geleceğini tanzim edebilecek düzeye erişmesinden mutluluk duyduğunu kaydetti.

Türkiye'nin Somali ile tarihten gelen yakın ve köklü ilişkileri, kardeşlik hukukuna dayalı münasebetleri bulunduğunu belirten Yıldırım, 2011 yılında, uluslararası toplumun Somali'yi unutmaya yüz tuttuğu bir dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mogadişu'ya ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı.

Yıldırım, ziyaretin, tam da bu kardeşlik hukukunun tezahürü olduğunu vurguladı.

"Somali'ye destek vermeyi sürdüreceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinin, Somali'nin sorunlarının dünya gündemine bir kez daha taşınmasına vesile teşkil ettiğini anlatan Yıldırım, "Bu girişimle Türkiye, Somali halkına karşı önemli sorumluluk da almıştır. Buradan bir kez daha ifade etmek isterim ki önümüzdeki dönemde de Somali'ye güçlü şekilde destek vermeyi ve uluslararası toplumun bu yöndeki çabalarında yer almayı sürdüreceğiz. Somali'de uzun yıllar süren çatışma ve siyasi istikrarsızlığın artık geride kalmakta olduğunu memnuniyetle müşahede ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Ülke genelinde güvenliğin sağlanabilmesi için gerekli siyasi iradenin güçlü biçimde ortaya çıktığını aktaran Yıldırım, şöyle konuştu:

"Somali'nin normalleşme yolculuğunda gideceği uzun bir yol bulunmaktadır. Yol üzerinde aşılması gereken çok sayıda engel ve sınamalar mevcuttur. Tabiatıyla geleceğe yönelik cevaplandırılması gereken sorular vardır. Örneğin, devletin inşası ve barışın kalıcı tesisi yolunda başarı sağlanabilecek midir? Bu yolculukta gerekli adımlar atılabilecek midir? Yolculuk kurallarına uyulacak mıdır? Belki de en önemlisi, uluslararası toplumun üyesi bizler, Somalili kardeşlerimize bu yolculuklarında gerekli ve yeterli desteği zamanlıca sağlayabilecek miyiz?"

"BM silah ambargosu hükümlerinin gözden geçirilmesini bekliyoruz"

Başbakan Yıldırım, Somali Konferansı çerçevesinde bugün kabul edilecek bildiri ile Güvenlik Paktı ve Yeni Ortaklık Anlaşması'nda kayıtlı hususların hızla yaşama geçirilmesinin hayati önem taşıdığını kaydetti.

15-16 Nisan tarihlerinde kabul edilen ulusal güvenlik mimarisinin ortaya koyduğu Ulusal Liderler İstişare Forumu Sonuç Bildirisi'ni önemsediğini belirten Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu sayede Somali güvenlik kurumlarının yapılandırılması sürecinin hızlanmasını, AMISOM askeri gücünün kademeli olarak azaltılmasını öngören bir yol haritası üzerinde anlaşmaya varılmasını ve güvenlik sektöründe kaydedilecek ilerlemelere paralel olarak BM silah ambargosu hükümlerinin gözden geçirilmesini bekliyoruz. Somali hükümetinin Eş-Şebab terör örgütüyle mücadelesinde düzenli bir orduya kavuşması elzemdir. Bu çerçevede, Somali ordusunun eğitimine katkı sağlayacak Mogadişu Anadolu Askeri Eğitim tesisimizin önümüzdeki eylül ayında tümüyle faaliyete geçeceğini de dile getirmek isterim."

"Somalililerle birlikte gerçekleştirmeliyiz"

Başbakan Yıldırım, Somali'nin zorlu yolculuğunun sadece yardımlarla başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını, ekonomik kalkınmayı, ulusal güvenlik ve istikrarın temel dayanağı gördüklerini belirtti.

"Somali'nin siyasi, ekonomik ve kültürel gerçekliklerini ve önceliklerini gözeten kalkınma faaliyetlerini Somali'de, Somalililerle birlikte gerçekleştirmeliyiz." diyen Yıldırım, kağıt üzerindeki rakamlar ve yapılan açıklamaların, Somalililerin günlük yaşamlarında yüzleştikleri sorunlar karşısında anlam taşımadığına işaret etti.

Türkiye'nin bu anlayışla 2011 yılından bu yana Somali halkı için fark yaratan projelere, Somali'nin kalkınma çabalarına 600 milyon dolardan fazla katkı sağladığını anlatan Yıldırım, 2016 Mayıs ayından bu yana Somali hükümetine sağlanan sektörel bütçe katkısının, önümüzdeki dönemde de devam ettirileceğini bildirdi.

Somali'nin güvenlikten kuraklığa birçok sınamayla karşı karşıya olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Somali'nin en büyük sorunu, imaj sorunudur. Somali'nin uluslararası toplumun gündeminde olumsuz başlıklarla yer almasını önlememiz lazım. Göreve başladıktan sonra yolsuzlukla mücadeleyi başlıca öncelikleri arasında sayan Sayın Cumhurbaşkanı Fermacu ve Somali hükümetinin önümüzdeki dönemde kendilerine tahsis edilen kaynakları en verimli ve etkin biçimde kullanacağından kuşku duymuyoruz. Bununla beraber Somali'de 2011 yılında yaşanan kuraklığın bir benzerinin içinde bulunduğumuz dönemde de yaşanmasından büyük üzüntü ve endişe duymaktayız."

Yıldırım, bu çerçevede Türkiye'nin, başta Somali olmak üzere Doğu Afrika'da kuraklıkla mücadele amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öncülüğünde mart ayında büyük çaplı yardım kampanyası başlattığını hatırlattı.

Türk Kızılayının, ramazan ayı öncesinde Somali'ye önemli miktarda gıda yardımında bulunmak için hazırlıklar yaptığını kaydeden Yıldırım, Türk Hava Yollarının da uluslararası yardım kampanyası için uçak tahsis ettiğini aktardı.

Başbakan Yıldırım, İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanı sıfatıyla da teşkilat ve üye ülkeler nezdinde Somali ve Doğu Afrika'ya destek sağlamak için girişimlerin sürdüğünü belirtti.

"Somalili yetkililerin omuzlarında tarihi sorumluluk bulunuyor"

Siyasi liderlik olmadan güvenlik ve ekonomi alanında ilerlemenin sağlanamayacağına dikkat çeken Yıldırım, Somali'nin siyasi istikrarının sürdürülebilir kılınmasını temenni etti.

Somali'de cumhurbaşkanı, başbakan, federal parlamento ve federe devlet liderlerinin omuzlarında tarihi sorumluluk bulunduğunu bildiren Başbakan Yıldırım, "Federal yapının meşru temelde oluşturulabilmesi için öncelikle anayasanın geniş bir toplumsal mutabakatla kabul edilmesi gerekmektedir. Anayasa, güç, kaynak ve yetki paylaşımı konularını, tartışmaya mahal bırakmadan çözmelidir. Merkezi hükümetin ve federe birimlerin kurumsal kapasitelerinin uyum içinde geliştirilmesi, siyasi istikrarın da ön şartıdır. Federal hükümetin liderliğinde federe birimlerin inşasına öncelik verilmelidir. Unutulmamalıdır ki Somali ancak devleti ve milletiyle tek parça halinde yolculuğunu tamamlayabilecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Muhabir: Sinan Uslu,Tayfun Salcı,İnci Gündağ

Kaynak: AA