622 sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da değişiklik yapan ve bütün partilerin ittifakı ile TBMM’den geçen yasa Cumhurbaşkanı  Gül’ün vetosuna takılabilir. Buradan çıkarılacak ders var..ister  muhalefet, ister iktidar tarafından teklif edilmiş olsun yasalar resmi gazetede yayınlanıncaya kadar emin olamayız..

6222 sayılı yasa gerçekten suçla orantılı olmayan ağır cezayı mueyyideler içermektedir. Yasa bu açıdan ceza hukuku prensibleri ile çelişmektedir..Yasanı bir başka rahatsızlık yaratan tarafı ise yasalaşma sürecidir. Bugün içeride bulun kişilere karşı  yapılan operasyon 2010 Aralık ayında başlıyor. Yani maçlar devam ederken.. Şöyle düşünün suç işlenirken yasa çıkıyor ve şike eylemine hapis cezası müeyyidesi getiriliyor. Bir yerde bir eylem yapılıyor..1. lig maçları devam ediyor..İddiaya göre maçlara Aziz Yıldırım Suç Örgütü müdahele ediyor..Siz suçun işlenişini seyrediyorsunuz..Aylardan 2010 Aralık..Mahkemeden şüphelilerin dinlenmesi ve teknik takip için karar çıkartıyorsun.. Ortada 6222 sayılı yasa yok..Bu nedenle bu yasaya göre telefon dinleme ve teknik takip için mahkemeden karar almak mümkün değil..İşi kitabına uyduruyorsunuz ve suç örgütüne karşı bu kararları alıyorsunuz.. Daha burada başlıyor hukusuzluk..Son yıllarda adalet sistemimiz bu suç örgütü kavramı ile sakatlanmış durumda.. Bugün Türkiye’de gazeteciler bu suç örgütü düzenlemesinden tutuklular..Her tarafa çekilebilecek bir düzenleme..Her suçu bu kavrama sokabilirisiniz..hırsızlık, hakaret, iftira, her suçu… Devam eden bir  eylem var, siz seyrediyorsunuz ve düşünüyorsunuz ”bu eylemi suç yapmalı, hem de ağır cezalar getirelim, bir de suç örgütü ekleyim yasaya..”  Ve öyle de yapıyorsunuz..Eylem devam ederken eylemi suç olarak tarif ediyorsunuz ve bir yasa çıkrarak ağır cezayı müeyyideler getiriyorsunuz.. Böyle bir durum  ancak bizim ülkemizde olabilir..

TOPLUMSAL YARAR

Her  ceza maddesi bir toplumsal yararı ve hukuki değeri korur..Önce toplumda bir kanaat oluşacak bu eylemin suç kabul edilmesi ve cezalandırılması konusunda..Bunun  için önce kamuoyu bu eylemi ve cezai müeyyidesini tartışmalı, korunacak hukuki değer netlik kazanmalı ve sonra düzenleme yapılmalı..Bu yasanın çıkışında böyle bir yol izlenmiyor..

YASANIN ADI İLE TOPLUMUN KAVRAYIŞI ARASINDA FARKLILIKLAR VAR

Yasanı adı ile koruduğu hukuki değer arasında çelişki var..Yasanın adı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun…Kamuoyundaki adı Şike Yasası.. Yasanın toplum tarafından algılanması ile adı arasında bir çelişki var..İşte bu çelişki bile cezanın yasallaşması sürecindeki hastalığı ortaya koyuyor..Şimdi bu yasa  Şike Yasası mı yoksa   Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’ mu? Gerçekte Şike Yasası..Peki neden farklı bir isim verildi?Bu bir kandırmaca, şark kurnazlığı..Herkes yasanın adına bakıp futbolda şiddetin önlenmesi için çıkarıldığını düşündü..Oysa yasa futbolda şiddetin önlenmesinden daha çok şikeyi cezalandırıyor ve bu yüzdende toplumda Şike Yasası diye anılıyor..

YASA SUÇLA ORANTISIZ CEZALAR İÇERİYOR

Cezaların orantılılığı ceza hukukunun temel prensiplerindendir. Şike Yasası’nın 11. Maddesi suçla orantılı olmayan ağır cezalar içermektedir.  Maddenin 1. Fıkrası maçın sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına  menfaat temin eden kişiye 5 yıldan 12 yıla kadar hapis, yirmi bin iş günü adli para cezası öngörüyor..Tabii suça katılanlarada aynı ceza..Şike yapanla teklif eden şike konusunda anlaşmaya varamasa da 3. Fıkraya göre aynı ceza ile cezalandırılıyor..Suç kamu görevlisi, klüp yöneticisi, suç örgütleri  tarafından işlenmişse  ceza % 50 artırılıyor, yani ceza 7.5 ile 18 yıl arasında olacak ve adli para cezası da otuz bin iş günü…

ŞİKE MUTLAKA CEZALANDIRILMALI

Şike mutlaka cezalandırılmalı, ancak suç ve ceza önce toplum tarafında özümsenmeli, sonra da suç ile ceza orantılı olmalı..

ŞİKE YASASINDAN YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN YASALLAŞMASI RİSKE GİRDİ

İktidar kim? Gül’ mü, Erdoğan mı?

Bu gelişme bizim akılımıza ikdidar kim sorusunu getiriyor? İktidar kim? Gül ile Erdoğan arasında çelişki var mı? Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz başbakanın her dediği olmayabilir..

Av.Rahmi OFLUOĞLU