Sporda şiddeti önlemek amacıyla 2011 yılında çıkartılan kanun sonrası oluşturulan bilgi bankasında bugüne kadar 4 bin 427 kişi hakkında yasal işlem yapıldığı öğrenildi. Ceza alan iki bin kişinin müsabakalardan men cezası almasına karşılık bunlardan sadece 683’ü cezai sorumluluğunu yerine getirdi. Bin 157 kişinin hükümlülüğünü yerine getirmediği için savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
 
Ayrıca bin 319 kişi ile sporda şiddetten en çok ceza alan kesimin öğrenci olduğu da dikkat çekti. Son 10 yıl içerisinde sporda şiddet olaylarında hayatını kaybedenlerin de 16-21 yaş arası öğrenci oldukları öğrenildi. Yeni sezonun 17 Ağustos’ta başlayacak olmasına rağmen sporda şiddet ve holiganizmi önlemek amacıyla alınan tedbirler planlanan şekilde ilerlemedi.
 
Kanun çerçevesinde oluşturulan bilgi bankası verilerine göre; bin 96 kişiye spor alanlarına yasak madde sokulmasından, 699 kişiye taşkınlık yapmaktan, 129 kişiye alkollü olarak spor alanına girmekten ve çeşitli suçlardan ceza verildi. Sporda şiddetten ceza alan kişilerin bin 319’unun öğrenci olması da dikkat çekti. Ayrıca son 10 yıl içerinde sporda şiddet olaylarında hayatını kaybedenlerin de 16-21 yaş arası öğrenci oldukları öğrenildi. Spor hukukçuları da konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda, özellikle kanunun uygulama noktasında ciddi eksikleri olduğu görüşünü ortaya koydu.
 
Alpay Köse (Spor Hukuku Enstitüsü Başkan Yardımcısı):
Şu anda holigan ile taraftar arasında bir ayrım söz konusu değil. Şiddete ulaşmak için maçları kullanıyorlar. Özellikle İngiltere, Almanya gibi ülkelerde holiganlığın ayrımı yapıldı. Ağır cezalara tabi tutuluyor. 6259 sayılı kanunda yapılan değişiklikte şiddeti yapanların cezaları da hafifletildi. Nihai karar aşamalarında taraftar grupları yer almamalı.
 
Emin Özkurt (Spor hukukçusu): Yürürlüğe giren kanun yeterli derecede koruyucu ve emniyetli. Ancak uygulama noktasında hem emniyet hem de yargıda ciddi eksiklikler var. Savcılık, emniyet birimlerini bilinçlendirme ve eğitim kampları gibi alternatifler olabilir. Futbol maçı bunlar olur, gibi yaklaşımlar bu noktaya getiriyor. Çok ciddi can kayıpları oldu, bu noktalara getirmemek lazım.
 
Genç F.bahçeliler lideri Sefa Kalya: Son dönemlerde tribünlere siyaset girdi. Gezi Parkı eylemleri bahane edilerek propaganda yapıldı. Bu da şiddetin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bir taraftar eğer suça karışmışsa cezasını çekmeli. Sporda şiddeti anlamak için öncelikle tribün psikolojisini anlamak gerekiyor. Son zamanlarda tribünleri siyaset yönetiyor. En büyük korkumuz, stadyumlarda Gezi Parkı bahane edilip siyasetin yayılması.
 
Beşiktaş Çarşı Grubundan Ömer Faruk Yüksel: Tribünlerde son dönemlerde yaşanan şiddet olaylarını tasvip etmiyoruz. Bizler sadece takımımızın peşinden gidiyoruz. Hiçbir siyasi kimliğin içinde olmadan takımımızı destekliyoruz. Tribünleri karıştırmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Özellikle Gezi Parkı olaylarında Beşiktaş üzerinden siyaset yapan kişilerle aynı ortamda ve tribünde bulunmak, onlarla birlikte hareket etmek istemiyoruz.



Haber Kaynağı: Zaman
BURAK ÇAN, FEHMİ UR İSTANBUL