'Selam Tevhid'de kumpas' davası kapsamında firari sanık Fetullah Gülen ve Emre Uslu, eski emniyet müdürleri Yurt Atayün ve Ömer Köse ile muvazzaf subayların da aralarında bulunduğu 55'i tutuklu 122 kişinin yargılanmasına 1 Şubat'ta başlanacak.AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca daha önce yürütülen ve takipsizlik kararı verilen 'Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü' soruşturmasında usulsüzlükler yapıldığı iddialarına ilişkin 22 Temmuz 2014'te gerçekleştirilen operasyonda, aralarında eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de olduğu 11 emniyet görevlisi tutuklandı. 

Soruşturmayı genişleten savcılık, yeni deliller doğrultusunda Şubat 2015'te düzenlenen ikinci operasyonda, 'terör örgütü kurmak ve yönetmek', 'kurulan örgüte üye olmak', 'terör örgütünün faaliyeti kapsamında siyasal veya askeri casusluk', 'Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs'' suçlarından 29 polis hakkında gözaltı kararı verdi. Operasyonda gözaltına alınan 21 kişiden 17'si tutuklandı. Bu operasyonda Fetullah Gülen ve Emre Uslu hakkında da tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı.Soruşturma kapsamında, elde edilen yeni deliller doğrultusunda, Adana ve Hatay'da Ocak 2014'te MİT'e ait tırların durdurulmasının ''Selam Tevhid'' dosyası kapsamında yapıldığının tespiti üzerine, 5 Nisan 2015'te başlatılan üçüncü operasyonda, aralarında yarbay ve binbaşıların da bulunduğu 19 kişi tutuklandı. 

Devam eden süreçte soruşturma kapsamında aralarında askerlerin de bulunduğu 8 kişi daha tutuklandı.Yine bu soruşturmada, eski cumhuriyet savcısı ve avukat Gültekin Avcı ile 6 emniyet personeli, savcılıkça ifadelerinin alınmasının ardından 21 Eylül'de tutuklanma istemiyle nöbetçi İstanbul 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi, hakimlik de Avcı ile 3 emniyet personelinin tutuklanmasına, diğer 3 şüphelinin ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. Savcılık, eski Zaman Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı hakkında gözaltı kararı vermiş ancak Dumanlı'nın bulunamaması üzerine yakalama kararı çıkarılmıştı.

2 kez ağırlaştırılmış müebbet

İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından yürütülen soruşturma 26 Ekim'de tamamlandı. Başsavcılığın onayladığı 10 bin 529 sayfalık iddianame, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.İddianamede, aralarında firari sanıklar Gülen, Emre Uslu ile eski emniyet müdürleri Atayün ve Köse ile muvazzaf subaylarında bulunduğu 122 sanık yer aldı. İddianamede, 122 sanığın ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.

Gülen, Uslu, Atayün ve Ömer Köse'nin de aralarında bulunduğu 48 sanığın ayrıca 'devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Gülen, Uslu ve Atayün'ün, 'silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetme, resmi belgede sahtecilik, suç uydurma, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, hukuka aykırı olarak kişiler verileri kaydetmek'' suçlarından ayrı ayrı 67,5 yıla kadar, diğer şüphelilerin de benzer suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları öngörüldü.

İddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, bakanlar, MİT Müsteşarı, üst düzey siyasi parti temsilcileri, gazeteciler ve kamu görevlilerinin de aralarında bulunduğu 968 kişi müşteki sıfatıyla yer aldı.

Davanın iddianamesinde, sanıkların (Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması-FETÖ/PDY) silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyelerinin, 2010'da sözde 'Kudüs Ordusu Terör Örgütü' adı altında başlatılan soruşturmada nasıl kumpas yaptıkları ve ilgisiz kişileri terörle neden ilişkilendirdikleri ayrıntılarla anlatıldı.

3 sebep 'Mavi Marmara, Çözüm Süreci, MİT Müsteşarlığı'

İddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün, 2010'da 'Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü' adı altında başlatılan soruşturmada usulsüzlük yaptıkları ve kumpas kurdukları iddialarına ilişkin dikkati çekici detaylar yer alırken, FETÖ/PDY örgütü yöneticisi ve üyesi sanıklarca, 2010-2014 arasında sözde 'Kudüs Ordusu Terör Örgütü' adı altında yürütülen, yüzlerce mağdur ve müşteki ile kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum kuruluşu konumundaki dernek ve vakıfların gerekçesiz olarak terörle ilişkilendirilmesi için kurgulanan soruşturma dosyası ve süreci aktarıldı.

İddianamede, FETÖ/PDY örgütünün şüphelilerince, soruşturmanın başlatılmasına sebep olarak, 'Mavi Marmara gemisi tarafından İsrail işgali altındaki Gazze'ye yardım götürülmesi', 'MİT Müsteşarlığı'na 25 Mayıs 2010'da Hakan Fidan'ın atanması ve Türkiye, İran ve Brezilya arasında imzalanan 17 Mayıs 2010 tarihli Tahran deklarasyonu', 'siyasi irade tarafından başlatılan 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' olarak adlandırılan Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşmasının engellenmesi'' gösterildi.Kumpas soruşturma dosyasının nasıl tespit edildiğinin de anlatılan iddianamede, kamuoyunda '17-25 Aralık süreci' olarak bilinen dönemde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında yürütülen soruşturma dosyalarının incelenmesi esnasında, sözde 'Kudüs Ordusu Terör Örgütü'' soruşturma dosyasına rastlandığı ve incelemeye alındığı belirtildi.

Başbakanın telefon görüşmeleri

İddianamede, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı'nın (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan), Filistin Devlet Başkanı ve Somali Cumhurbaşkanı ile yaptığı dış politikaya ilişkin telefon görüşmelerinin, bakanlar ve MİT Müsteşarı'nın devlet güvenliğine ilişkin telefon görüşmelerinin dinlenilerek kaydedildiğinin, bir kısmının yazılı hale getirildiği belirtildi. İddianamede, Adana ve Hatay'da Ocak 2014'te MİT'e ait tırların durdurulmasının, takipsizlikle sonuçlanan ''Selam Tevhid'' dosyası kapsamında yapıldığı kaydedildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakanlığı döneminde danışmanları üzerinden sözde 'Kudüs Ordusu Terör Örgütü'' ile irtibatının tespiti iddiasıyla 20 telefon görüşmesi dinlenilerek, kayıt altına alındığı anlatılan iddianamede, söz konusu soruşturmada Başbakan, bakanlar, MİT Müsteşarı da dahil AK Parti'den 177, CHP'den 53, MHP'den 103, BBP'den 23 kişi olmak üzere siyasi parti mensubu ve yöneticisi 356 kişi ile aralarında yargı mensupları, üst düzey askeri personel, emniyet personeli, MİT mensubu, ÖSYM çalışanı, TOKİ yöneticisi, TÜBİTAK proje çalışanı, savunma sanayi, BDDK, EPDK, üst düzey bürokrat, gazeteci, iş adamı, öğretim üyelerinin bulunduğu bin 706 kişinin dinlenildiği belirtildi.

Sanıkların ürettikleri iddia edilen deliller

İddianamede, sanıkların takipsizlikle sonuçlanan 'Selam Tevhid' soruşturmasına ürettikleri deliller ise şöyle sıralandı: 'Sahte gizli tanıklar Şafak ve Hassan Faraji Ghotlou', '12 Kasım 2012'te İran'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na molotof atılması olayıyla ilgili şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan Javad Bishetap hakkındaki evrakların, sözde 'Kudüs Ordusu Terör Örgütü' soruşturma dosyasına konulması', 'Ali Karabulut isimli kişiye para verilerek '[email protected]' isimli mail adresinden İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne, Akabe Vakfı ve Mustafa İslamoğlu hakkında 'Şüpheli Bir Cemaat' konulu 25 Haziran 2012 tarihli ihbar mailinin gönderilmesinin sağlanması', 'kamuoyunu yönlendirme amacıyla gazete haberlerinin yaptırılması', 'mağdur ve müştekilerin, ASELSAN ölümleri ile irtibatlandırılmaya çalışılması', 'soruşturmaya dahil edilecek kişilerin tespiti için isimsiz ihbar maillerinin düzenlenmesi', 'müşteki ve mağdurların, Uğur Mumcu, Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok'un öldürülmesi eylemleri ile ilişkilendirilmesi', 'müşteki ve mağdurların, 'terörün finansmanı' suçu ile ilişkilendirilmesi', 'müşteki ve mağdurların, 'El Kaide Terör Örgütü' ile ilişkilendirilmesi', 'sözde 'Kudüs Ordusu Terör Örgütü' soruşturma dosyasına başka soruşturmalara ait evrakların eklenerek irtibat kurulmaya çalışılması',

 'çok sayıda mağdur ve müştekinin hiçbir suç unsuru taşımadığı halde, 'Ailevi, mesleki, ticari içerikli ve özel hayat' kapsamında kalan görüşmelerinin terör örgütü yöneticiliği ve üyeliği ile ilişkilendirilmeleri maksadıyla iletişim tespit tutanağı haline getirilmesi', 'mağdur ve müştekilerin, Reyhanlı ve Cilvegözü'nde meydana gelen terör eylemleriyle (patlamalar) irtibatlandırılmaya çalışılması' ve 'mağdur ve müştekilerin, MİT'e ait yardım tırlarının silah kullanılarak, darp, cebir ve şiddet uygulanarak durdurulması.'İddianamede, Fetullah Gülen'den aldıkları talimat doğrultusunda hareket eden sanıkların, Kamile Yazıcıoğlu ile başlayan soruşturmayı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 61. Hükümeti'ni de hedef alacak şekilde kurguladıkları vurgulandı.

Aralarında Gültekin Avcı, Ekrem Dumanlı ile polis ve muvazzaf subayların da bulunduğu bazı kişiler hakkındaki dosyayı ayıran savcılık, bunlarla ilgili soruşturmasını yürütüyor.

Kaynak: AA