İstanbul 1. İdare Mahkemesi, Taksim Gezi Parkı’na Topçu Kışlası yapılmasının önünü açan ve Taksim Yayalaştırma Projesi’ni başlatan plan tadilatlarının iptaline karar verdi. Mahkemenin 6 Haziran’da verdiği kararında, ‘‘Şehircilik prensiplerine, koruma kurulu kararı ilkeleriyle planlama esaslarına uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır’’ denildi. 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 17 Ocak 2012’de ilan ettiği ‘1/5000 Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı’ ile ‘1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planları’nda tadilat yapmıştı. Bu tadilatla Taksim’de Yayalaştırma Projesi başlamış, Gezi Parkı’na da Topçu Kışlası yapılmasının önünü açmıştı. Mimarlar, Şehir Plancıları ve Peyzaj Mimarları Odası bu plan tadilatlarını mahkemeye götürmüştü. 
 
Mahkeme bilirkişiye uydu 
 
İstanbul 1. İdare Mahkemesi’nde açılan davaya gönderilen bilirkişi raporunda ‘‘Dava konusu plan değişikliklerinin çevre , kültürel ve doğal miras, kültürel ve ekonomik yapı, teknik altyapı, sosyal donatı, yapı ve sokak dokusu, mülkiyet yapısı, ulaşım, dolaşım sistemi, şehircilik, planlama ve koruma ilkelerine uygun olmadığı, söz konusu planın sadece ‘Taksim Alanı Yayalaştırma Projesi’ gibi görünmekle birlikte plan notlarında Gezi Parkı’nı da içerdiği ve plan onama sınırı içindeki bir alanın planlamasının sonradan düzenlemek üzere ayrılarak belirsiz bırakıldığı” tespiti yapıldı. 

Mahkeme de bu rapor doğrultusunda 6 Haziran’da plan tadilatlarını iptal eden kararı verdi. Kararın gerekçesinde ise şunlar dile getirildi: 

Koruma amaçlı plan yapımında ve değişikliğinde ilgili kanunlara göre, sit alanlarında ‘koruma amaçlı imar planı yapmak, yaptırmak, onaylamak, değiştirmek’ konusunda asli görevler Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu ile Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’ndadır. Gezi Parkı’nda dikilen ağaçlar ve diğer peyzaj özellikleri itibariyle Tabiat Varlıkları Koruma Komisyonu’na herhangi bir başvuru yapılıp görüş ve onay alınmamıştır. 

Plan değişikliği sırasında Beyoğlu Belediye Başkanığı’ndan görüş ya da onayı alınmamıştır. 

’Bölgedeki yaya ve taşıt trafiği, ‘İstanbul Metropolitan Kent Bütünlüğü’ içerisinde önemli trafik akslarının mevzii planlama yaklaşımlarla değil, makro ölçekte ‘Ulaşım Mastır Planı’yla çözümlenmesi gerekir. 
‘Uzun yıllardır park kullanımına ayrılmış ve 21 Mayıs 2009 onanlı 1 / 5000 ve 21.12.2010 onanlı 1/1000 ölçekli Beyoğlu Sit Alanı Koruma Amaçlı Planları’nda ‘Gezi Parkı’ olarak ayrı kullanıma bırakılmış olan alanın kısa bir süre sonra bu fonksiyonunun değiştirilmesine ancak zorunluluk hallerinde ve yakın bölgede eşdeğer bir alan ayrılması suretiyle yapılabilir. Yasal mevzuat gereği olduğu halde bu değişikliğin zorunluluk sebeplerinin hukuken ortaya konulmadığı gibi çevrede eşdeğer bir alanın da ayrılmadığı anlaşılıyor. 
Yine plan onama sınırı içinde bir alanın ‘planlamasının’ sonradan düzenlenmek üzere ayrılmasının plan kapsamında önemli bir eksiklik olması nedeniyle plan bütünlüğüne olumsuz etkilerinin olabileceği, ayrıca plan notlarında ‘Taksim Kışlası’yla ilgili hüküm olduğu halde dava konusu planlarda bununla ilgili bir belirlemenin yapılmadığından dava konusu Koruma Amaçlı İmar Planı değişikliklerinin şehircilik ilkeleriyle planlama tekniklerine uygun olmadığı sonucuna varılmıştır. ‘Dava konusu Koruma 
Amaçlı İmar Planı tadilatlarına karşı dava açıldıktan sonra İBB’ce hazırlanan 31.07.2012 tarihli Taksim Meydanı Düzenleme İnşaat Uygulama Projesi’ kurula iletilmiştir. Bunun üzerine 2 Numaralı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nun 10.10.2012 gün ve 758 sayılı kararıyla, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi ile ulaşım akışını düzenlemeyi hedefleyen İsmet İnönü (Gümüşsuyu) Caddesi, Sıraselviler Caddesi- Mete Caddesi’ndeki dalış tünelleri iptal edildi. Trafik akışının zemin düzleminde sağlayan öneri doğrultusunda dava konusu planların revize edilmesine, aynı projede önerilen Tarlabaşı Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi’ndeki yoğun trafik akışını zemin altına alan ulaşım projesinin bu kısmının 2863 sayılı yasa açısından sakıncasının olmadığının belirtilmesi karşısında dava konusu planların İsmet İnönü Caddesi-Mete  Caddesi-Sıraselviler Caddesindeki dalış tünellerine ilişkin kısmının bu yönüyle de koruma ilke ve kararlarına uygun olmadığı anlaşılmaktadır.’’



ÖMER ERBİL-Radikal