İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, belediyeye gelen müfettişlerle başlayan operasyon hazırlığının 2011 yılında yapılan iki operasyon sonrası 2012'de davaya dönüştüğünü söyledi. Büyükşehir Belediyesi'nin beş yıl sürekli baskı ve suçlamalarla karşı karşıya kaldığını belirten Kocaoğlu, kendisi için 397 yıl, diğer arkadaşları için 267 yıl hapis cezası istemiyle yargılandıkları, 27 Şubat 2017'de ise Cumhuriyet Savcısı'nın mütealasıyla suçlamaların hukuk diliyle de ortadan kaldırıldığını söyledi. Kocaoğlu, DHA'ya yaptığı açıklamada şöyle konuştu:



"Aklandık. Mahkeme heyeti beraat kararı verdi. Süreçte bir çok ardaşımız tutuklanmıştı. Izdırap çektiler. Hepsinin yükü omuzlarımızdaydı. Beraat kararıyla bu yük kalktı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na soyunan ve bu geminin kaptanlığını yapacağını söyleyen kişi burada olan herşeyden sorumludur. Bunu yüreğinizde, beyninizde hissetiyorsunuz. İzmirlilerin bize olan inançlarında hiçbir zaman sarsılma olmadı. Dava sürecinde hem izmirliler, hem Türkiye'nin dört bin yanından hem de Avrupa'dan İzmir'i takip eden insanlar suçlamalara inanmadı. Mahkeme kararı da bunun tescili oldu. Karardan sonra CHP, AK Parti ve MHP'den bir çok parlamenter, eski parlamenter, il başkanları geçmiş olsun dilekerli için aradı. Allah böyle haksız bir saldırıyı kimseye yaşatmasın."
"ÇALIŞMANIN EN İYİ TEDAVİ OLDUĞUNA İNANDIK"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, mahkeme kararında tazminat yolunun açık tutulduğunu, yargılanan arkadaşlarının tazminat davası açmalarının en doğal hakları olduğunu söyledi. Daha önce de açıkladığı gibi kendisinin davacı olmayacağını belirten Kocaoğlu, şöyle konşutu:
"Ben işe pozitif açıdan bakıyorum. O kadar ızdırap çektik. Bir arkadaş dava sürecinde vefat etti. Bir çok kişinin durumu bozludu. Birbirimize maddi manevi destek vererek süreci aştık. En sıkıntılı dönemde bürokratlarımız olağanüstü performans gösterip, işe sahip çıktılar. Hizmet ve yatırımlar sürdü. İzmirlilerin güvenine layık olmaya çalıştık. Hep beraber moral çöküntüsü yaşayıp çok daha olumsuz durumları hem kendimize hem de hemşehrilerimize yaşatabilirdik. Çalışmanın en iyi tedavi olduğuna inandık. Derdimizi, tasamızı unutmaya çalıştık. Pozitif yönden bakmaya çalıştık. Geçeceğine inandık Önümüzde Balyoz, Ergenekon ve Casusluk gibi davalar vardı. O süreçte davalardan biri de İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin başına patlamıştı. Çok şükür geçti."
"BURADAN SİYASİ RANT MI BEKLENMİŞTİR? BİLEMEM"
Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin neden hedef seçildiği yönüdeki soruya şu yanıtı verdi:
"İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin özelliği, 1999 yılından beri, uzun süredir Türkiye'nin muhalefet partisinde olan en büyük belediyesi olması. Buradan siyasi rant mı beklenmiştir? Bilemem. Başka nedeni mi var? Bilemem. O hesapları bilemiyoruz. Bizim düsturumuz var. Biz yasalar, evrensel ahlak kurallarI, vicdanın, aklın, bilimin rehberliğinde belediye başkanlığı yapıyoruz. Bunu yaptığımız müddetçe tüm belaları defediyoruz. Adil davrandığımız için kimse bize düşman olmuyor. Kanun neyse onu yapıyoruz. Herkesin olabilecek işini yapmaya çalışıyoruz. Olmayacak işi açık yüreklilikle söylüyoruz. Ne oldu, ne bitti, kimin ne garize var. Kim ne bekliyordu, ne umuyordu? Yani İzmir'de Büyükşehir Belediyesi'nin itibarsızlaştırılması kimin işine yarayacaktı? Onu ben bilemiyorum. Bilmem de mümkün değil. Ama kötü niyetli insanlar, asılsız iddalarda bulunan insanlar bunu yaptılar. Biz de durmamız gerektiği şekilde durduk. Belayı başımızdan defettik."
15 TEMMUZ SONRASI FETÖ'NÜN YAPTIĞI ORTAYA ÇIKTI
Başkan Kocaoğlu, mahkemenin suç duyurusunda bulunacağı Büyükşehir Belediyesi'ne operasyonu yapan polis, müfettiş, savcı ve hakimlerle ilgili açılabilecek davaya müdahil olmayı düşünmediğini ama gerekiyorsa olabileceğini de söyledi. Kocaoğlu, "Müdahil olmam ayrı bir konudur. Biz bu operasyonlar yapılırken, manevi işkenceler çekip, zor durumda kalıp, hayatımız zehir olurken bizim karşımızda ne FETÖ vardı ne başka bir örgüt vardı. Karşımızda Türkiye Cumhuriyeti'nin savcısı, polisi, hakimi vardı. Başka kimse yoktu. Şimdi 15 Temmuz uğursuz darbe girişiminden sonra bizim davamıza bakan emniyet mensupları, savcılar, hakimler tutuklanınca 'İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bu operasyonu FETÖ yapmış' diye ortaya çıktı. Ama bize operasyon yapılarken karşımızda muhatatap İzmir Emniyet Müdürlüğü KOM (Kaçakcılık Organize Suçlarla Mücadele) vardı. Cumhuriyet Savcısı, Cumhuriyet Başsavcısı ve Adalet Bakanlığı'nın yargıçları vardı. Yargıçları, Savcıları sınıflandırarak 'şu yaptı, bu yaptı 'diyemeyiz ki! Şimdi ortaya çıkıyor. Bu açıklanıyor" dedi.
"HUKUK VESİKASI"
Aziz Kocaoğlu, Savcı'nın beraatlerini istediği mütalanın belediye başkanları için başucu kitabı niteliğinde bir hukuk vesikası olduğunu ifade etti. Son duruşmada Savcı'nın mütalasını okuması sırasında, belediye başkanı arkadaşlarının mütealanın önlerini açacağına dikkat çektiğini belirten Kocaoğlu "Başkan arkadaşlar mütalanın kendilerine referans olağını söyledi. Bende inanıyorum ki belediye çalışmalarında, belediye hukuku açısından Sayın Savcı'nın verdiği mütala çok önemli bir hukuk vesikasıdır. Mahkemenin gerekçeli kararını yayınlandıktan sonra çoğaltıp belediye başkanlarına başucu, masaüstü kitabı olması için dağıtmayı düşünüyoruz" dedi.
"BU SİYASİ MALZEME OLACAK BİR ŞEY DEĞİL"
Kocaoğlu, beraat kararını 16 Nisan referadum kampanyasında siyasi olarak kullanmayacağını da açıkladı. Başkan Kocaoğlu, ülkenin zorbir dönemden geçtiğini vurgulayarak pozitif olmak gerektiğine dikkat çekti. Kocaoğlu şunları söyledi:
"Bu tür siyaseti sevmiyorum. Referandumda kullanacak, kürsülerde bağıracak, çağıracak halim yok. Durum ayan beyan ortadadır. Herkes hissesine ne almak istiyorsa onu almıştır. Medyada da yer aldı. Sağır sultan duydu. Bu siyasi malzeme olacak şey değil. Bunun kime ne faydası var? Siyasette kente, devlete, millete faydası olacak projeleri, yaptıklarımızı, yapacaklarımızı,kentin geldiği noktayı konuşmak faydalıdır. Bu ülkenin nefatif siyasetle ilgisi sıkıntısı var. Pozitif olmalıyız. Zor bir süreçten geçiyoruz. Birlik beraberlikten dayanışmadan bahseden bir belediye başkanı olarak kendim negatif siyasete düşmek istemem. Pozitif olacağız. Önemli olan vatanımız devletimiz milletimizdir. Hep beraber ülkenin payidar olmasıdır Bunun için sen- ben kavgası yerine birlik olarak terör ve Suriye belasından kurtulmamız gerekiyor. Pozitif ve yapıcı olacağız."

Kaynak: DHA