İstanbul Adliyesi'nde görev yapan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın, makam odasında terör örgütü DHKP/C üyelerince rehin alınarak şehit edilmesine ilişkin 4'ü tutuklu, 9'u firari 14 sanığın yargılanmasına başlandı.Terör örgütü DHKP/C'li teröristlerce makamında rehin alınarak şehit edilen İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda hakkında dava açılan 4'ü tutuklu, 9'u firari 14 sanığın yargılanmasına başlandı.İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar Mithat Öztürk, Murat Canım ile tutuksuz sanık Deniz Özel ve avukatları katıldı.Tutuklu sanıklar Cengiz Özel, Mustafa Koçak ise tutuklu bulundukları cezaevinden SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlandı.Firari sanıklar Faruk Ereren, Zerrin Sarı, Nuri Eryüksel, Mesut Demirel, Hüseyin Fevzi Tekin, Şadi Naci Özpolat, Şerafettin Gül, Seher Demir ve Musa Aşoğlu ise duruşma gelmedi.Duruşma, sanıkların kimlik tespitinin yapılmasıyla devam ediliyor.

İDDİANAMEDEN

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, eylemi gerçekleştiren silahlı terör örgütü DHKP/C'nin en üst düzeydeki karar organının, üyeleri yurt dışında bulunan Merkez Komitesi olduğu belirtilerek, sanıklar Faruk Ereren, Zerrin Sarı ve Nuri Eryüksel'in bu komitede olduğu bildiriliyor.Merkez Komite'nin alt hiyerarşisinde yer alan ve bu komiteye karşı sorumlu olan Genel Komite'de ise halen cezaevlerinde hükümlü olarak bulunan Ercan Kartal ve Hüseyin Özarslan ile sanıklar Mesut Demirel, Hüseyin Fevzi Tekin, Şadi Naci Özpolat, Şerafettin Gül, Seher Demir, Musa Aşoğlu, Mustafa Koçak, Deniz Özel, Cengiz Özel, Mithat Öztürk ve Murat Canım'ın yer aldığı kaydedilen iddianamede, bu sanıklardan Hüseyin Fevzi Tekin ve Şerafettin Gül'ün ayrıca askeri komuta sorumluları oldukları aktarılıyor.

ABD'li heyet TBMM'de ABD'li heyet TBMM'de

"YURT DIŞINDA FAALİYETLERİNE DEVAM EDİYOR"

Hükümlüler Ercan Kartal ve Hüseyin Özarslan haricindeki sanıkların olay tarihinde ve halen aktif olarak yurt dışında faaliyetlerine devam ettikleri, örgütsel konumları gereği en üst düzey karar alma mekanizmasını oluşturdukları belirtilen iddianamede, örgüt yapısı içerisinde, kendisine suç işlemek gibi örgütün amacına uygun görev verilen kişinin, bu görevi yerine getirmemesi halinde hemen yerine bir diğer örgüt üyesinin ikame edilebileceği vurgulanıyor.Savcı Kiraz'ın şehit edilmesi olayında terör örgütünün hiyerarşisi, yapısı ve işleyişi hakkında örgüt mensuplarınca verilen ifade içeriklerine göre bu eylemin örgütün merkez ve genel komiteleri içerisinde aktif olarak faaliyet yürüten sanıkların bilgisi, kabulü ve talimatı olmaksızın işlenmesinin mümkün bulunmadığına dikkati çekilen iddianamede, cinayetin örgüt içerisinde en üst düzey karar alma mekanizmasında bulunmalarına göre dolaylı faillik kurumu nedeniyle terör örgütünün şehirlerdeki silahlı eylemlerini gerçekleştiren silahlı propaganda birlikleri yapılanması mensupları Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından örgütün faaliyeti çerçevesinde ve önceden yapılan planlama gereği tasarlanarak işlendiği ifade ediliyor.Sanıkların Savcı Kiraz'ın görevi sırasında makam odasında 2 terör örgütü mensubu tarafından, örgüte ait ruhsatsız ve vahim nitelikte olmayan silahla rehin alınarak öldürülmesi eylemlerinin vücut verdiği suçlardan sorumlu tutulmaları gerektiğinin anlaşıldığı kaydedilen iddianamede, ayrıca geçmişte terör örgütsel nitelikli birçok eylemden kayıtları bulunduğu tespit edilen sanıklar Faruk Ereren, Zerrin Sarı, Nuri Eryüksel, Mesut Demirel, Hüseyin Fevzi Tekin, Şadi Naci Özpolat, Şerafettin Gül, Seher Demir ve Musa Aşoğlu'nun, olay sonucu öldürülen şüpheliler Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol tarafından işlenen, "tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme, cebir ve tehdit kullanılarak, silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, 6136 sayılı kanuna muhalefet ve anayasayı ihlal" suçlarını işlediklerinin kabul edilmesi gerektiği belirtiliyor.

SİLAHLI PROPAGANDA BİRLİKLERİ ÜYESİ SANIKLAR

İddianamede, sanıklar Mustafa Koçak, Deniz Özel ve Cengiz Özel'in de terör örgütünün silahlı kanadı olan silahlı propaganda birliklerine üye olduğu vurgulanırken, örgütün hücresel yapısı ile "Karıncalar (gizli gruplar)" olarak adlandırılan oluşumunda haberleşme ve kuryelik faaliyeti yürüten, 7 Temmuz 2017'de düzenlenen operasyon sonucunda vahim nitelikteki silah ve mühimmatla yakalanan, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle örgütle ilgili açıklamalarda bulunan Berk Ercan'ın, başsavcılıkça ifadesinin alındığı ve bu kişiye teşhis yaptırıldığı hatırlatılıyor.Berk Ercan'ın ifadelerini teyit eder nitelikte, eylemi gerçekleştiren örgüt mensuplarından Şafak Yayla ile irtibatına ve örgütsel eylemlere dair görüntü tespit tutanaklarının soruşturma evrakına eklendiği bilgisi verilen iddianamede, yine bir örgütsel nitelikli tehdit eyleminin mağduru olan Barış Yaprak, örgüt mensubu A.K.nın ailesinden A.İ ve A.A'ın da muhtelif tarihlerde alınan ifadelerinde, örgütsel konuma dair Berk Ercan'ın beyanlarını destekler nitelikte beyanlarda bulundukları vurgulanıyor.Sanık Mustafa Koçak'ın, eylemi gerçekleştiren Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol'a, olayda kullandıkları silahı, örgütsel amaçlarla, organik bütünlük içerisinde ve kuryelik faaliyeti kapsamında temin ettiği belirtilen iddianamede, sanıklar Cengiz Özel ve Deniz Özel'in de eylemi gerçekleştiren saldırganları muhtelif tarihlerde, örgütün amacını bilerek birlikte ikamet ettikleri evde barındırdıkları ve örgüte ait silahların saklanmasını sağladıkları ifade ediliyor.Sanıklardan Deniz Özel'in yakalandıktan sonra örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi verdiği ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanması gerektiği anlatılan iddianamede, sanık Mithat Öztürk'ün de eylem tarihinden önce 31 Ocak 2015'te Atatürk Havalimanından yurt dışına çıkış yapan, 14 Mart 2015'te Sabiha Gökçen Havaalanından yurda giren, yurt dışında iken örgütün parti okulu yapılanmasında örgüt yöneticilerinden aldığı ve ağzında getirdiği 'CD' kart içerisinde yazılı Savcı Kiraz'ın öldürülmesi eylem talimatını, örgütün yapılanmalarından Halkın Hukuk Bürosu vasıtasıyla eylemcilere ileten Berna Yılmaz'ı (3 Mart 2016'da Bayrampaşa Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü önünde emniyet aracına silahlı saldırı düzenledikten sonra güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölü ele geçirildi) Tuzla'da bulunan ve muhasebeciliğini yaptığı bir şirkette çalışmış gibi sigortalı olarak gösterdiği kaydediliyor.Berna Yılmaz'ın işe giriş tarihinin 16 Ekim 2014, iş yerinden çıkış tarihinin ise dikkati çekici olarak Savcı Kiraz'ın şehit edildiği eylemin tarihi olan 31 Mart 2015 olduğuna işaret edilen iddianamede, 7 Kasım 2016 tarihinde Tunceli kırsalında öldürülen örgüt mensuplarından Kenan Günyel'in aynı şirkette çalışıyormuş gibi gösterildiği, 20 Mayıs 2010'da bomba eğitimi almak üzere Yunanistan ülkesine çıkış yapmaya çalışırken bomba tertibatlarıyla birlikte yakalanan örgüt mensubu Elif Akkurt'un da aynı şirkette çalışan Aysel Akyol adına düzenlenmiş sahte kimlikle yakalandığı aktarılıyor.

SANIK AVUKAT CANIM'IN GİZLİ FAALİYETLERİ

İddianamede sanık Murat Canım'ın, Çağlayan semtinde Halkın Hukuk Bürosu yakınlarında bulunan tam adresini bilmediği ancak gidilmesi halinde gösterebileceği evin, örgüt üyeleri tarafından kullanılan ve "temiz ev" tabir edilen evlerden olduğunu belirttiği aktarılarak, "evde örgüt mensupları ve silahların saklandığı, evi örgütün kurumlarından TAYAD'ın eskiden üyesi olan birisinin oturduğunu bildiği, Şafak Yayla ile evde birkaç kez kaldığı, soruşturma konusu eylemden yaklaşık 15-20 gün kadar önce Şafak Yayla'nın örgüt mensuplarına bir süre bu eve gidilmemesi talimatı verdiği, evin adliyeye yakın bir noktada bulunması ve Şafak Yayla'nın bu yönde talimat vermesi nedeniyle eylemden önce Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol'un bu evde kalmasının kuvvetle muhtemel olduğu" yönünde beyanda bulunduğu ifade ediliyor.

https://www.haberturk.com/savci-kiraz-in-sehit-edilmesine-iliskin-dava-basladi-2230057