Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni olduğu 20 yıllık sürede üç kere MİT'le görüştüğünü, 1999 yılında Abdullah Öcalan idam edilmesin diye kendilerinden yardım istendiğini söyledi.

Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, eski Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürü, gazeteci-yazar Kemal Öztürk'ün YouTube kanalına konuk oldu.

Özkök şu ifadeleri kullandı:

"Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni olmadan önce şöyle zannederdim: Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni dünyanın en kudretli adamlarından biridir, devletin içinde adamları vardır ve istediği her güzel kadınla ilişki kurabilir. Bunların ikisinin büyük bir yalan olduğunu işe başladığımın üçüncü ayında fark ettim.

En büyük komplekslerimden biri şuydu: İşe başlayalı 1.5 yıl oldu, MİT'ten kimse gelip görüşme talebinde bulunmadı. 'Beni önemsemiyor mu acaba bu adamlar' dedim. Kimse gelmedi. Hayatım boyunca MİT'le üç kere ilişkim oldu. Biri 17 Ağustos depreminin olduğu geceydi. Oraya gittik, bizden Abdullah Öcalan'ın asılmaması için yardımcı olmamız istendi. Kampanya vardı çünkü 'Asın adamı' diye. Ben de asılmaması gerektiğini düşünüyordum. Ben daha ilk günden asılmaması gerektiği konusunda yaptım gazeteyi.

Bir sonrakinde, 'Magazin programlarına çekidüzen verin' dendi. Biz de 'Karışmayın, diğeri devlet meselesiydi ama bu değil' dedik.

Bir kere de İstanbul'daki MİT temsilcisi bana geldi. Bir yerde PKK'nın hücre evine girmişler. Evde buldukları listede evimin adresini bulmuşlar. Ahmet Hakan'a da aynı şeyi söylemişler. Sonradan anladım ki galiba bu yanımıza birini vermek için... 20 yıl devletin bana verdiği polisle gezdim. Polis memuru sabah beni evden alır, akşam eve bırakırdı. Onun görevi, aynı zamanda benim nereye gittiğimi oraya bildirmekti."

'GAZETECİLİK EN BÜYÜK MASUMİYETİNİ 2010'DAN SONRA KAYBETTİ'

Özkök, gazetecilik mesleğinin masumiyetini 2010'dan sonra kaybettiğini ve en büyük günahlarını bu dönemden sonra işlediğini söyledi. Özkök, gazeteci Kemal Öztürk'ün "Neden?" sorusu üzerine ise "Bunun bugün sana cevabını tam veremem" ifadesini kullandı.

Özkök, Öztürk'ün "Bizden sonraki kuşakların, gazeteci olmak isteyen gençlerin bu röportajı dinlemesini çok istiyorum. Ben de çok hatalar yapmışımdır mesleğimde. Bu hataları yapmasınlar. Ekmeğimizi buradan kazanalım istiyoruz" ifadesi üzerine şunları söyledi:

"Benim 20 yıl Amiral Gemisi denen şeyin (Hürriyet Gazetesi) amiral katında oturduğum zaman, yukarıdan bakınca herkesi görüyorsun meslekte. Eğer bugün benim kuşağımdan bir tane gazeteci çıkıp bana derse ki 'Ben bu hataların hiçbirini yapmadım. Ben tertemiz bir gazeteciydim, ben dürüstüm.' Hele hele o 'Ben dürüstüm' diyenler... Tamam mı? Çok fazla dürüstüm diye böbürlenenler... Bana kimse maval okumasın. Sezen'in şarkısı gibi bu gazete de. Hiçbirimiz masum değiliz. Ama bir şey söyleyeyim, bu meslek en büyük masumiyetini 2010'dan sonra kaybetti. Bu lafımı da lütfen yayınla. Bu meslek en büyük günahlarını 2010'dan sonra işledi."

Kültürel 5 bin 'GençKart'landı! Kültürel 5 bin 'GençKart'landı!

https://www.aydinlik.com.tr/