Zamanlama’ eleştirisi BDP’de “demokratik özerklik” ve 13 askerin şehit edilmesi “çatlak” yarattı. Aralarında Altan Tan ve Şerafettin Elçi’nin de bulunduğu bazı vekiller, “demokratik özerklik” ilanının zamanlamasını eleştirdi. BDP “çatı partisi” sürecini ve izlenecek yöntemi perşembe günü Van’da değerlendirecek. BDP, 1 Ekim’de Meclis’e, kurulacak çatı partisinin altında girme formülünü tartışıyor Çatı ile dönme planı © “Demokratik özerklik” ilanının zamanlamasının çatlak yarattığı BDP’de, KADEP ve EMEP’in de aralarında bulunduğu çatı partisi çalışmalarına hız verildi. Bu çerçevede, BDP içinde “çatı partisi” çalışmalarını yürütmek üzere oluşturulan komisyon Ankara’da ilk geniş kapsamlı toplantısını yaptı. AYŞE SAYIN ANKARA - “Yemin krizi”ni Meclis’in 1 Ekim’deki açılışına erteleyen BDP, Meclis’e, seçimlere beraber girdiği “blok partileri”nin katılımıyla oluşturulacak “çatı partisi” altında dönmeyi planlıyor. Bu kapsamda “çatı partisi” oluşumu çalışmalarına hız verilirken çalışmaları yürütmekle görevlendirilen ve blok milletvekillerinden oluşan komisyon, dün Ankara’da ilk geniş kapsamlı toplantısını yaptı. “Demokratik özerklik” ilanının zamanlamasının çatlak yarattığı BDP’de, KADEP ve EMEP’in de aralarında bulunduğu çatı partisi çalışmalarına hız verildi. Eski EMEP Başkanı ve İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, BDP milletvekilleri Sebahat Tuncel, Ertuğrul Kürkçü’nün de aralarında bulunduğu “çatı partisi” çalışmalarını yürütmek amacıyla oluşturulan komisyon dün izlenecek yöntemi değerlendirdi. Silvan’da 13 askerin şehit edilmesi ve “demokratik özerklik ilanı” nedeniyle kamuoyunda tepkilerin odağı haline gelen BDP’lilerin, hem daha “geniş temsil” hem de bu tepkileri kesmeye dönük “çatı partisi” formülünü hızlandırdığı belirtiliyor. Bu kapsamda BDP’nin ağustos ayında yapılması planlanan olağanüstü kongrede de “çatı partisi” kararını bir bildiriyle açıklayabileceği ifade ediliyor. Özerklikte ‘zamanlama’ çatlağı BDP; hem “çatı partisi” süreci, “demokratik özerklik kararı” ve bundan sonra izlenecek yöntemi perşembe günü Van’da yapılacak toplantıda değerlendirecek. BDP’de “demokratik özerklik” ilanının zamanlaması ve asker kaçırma, Silvan’da 13 askerin şehit edilmesi olayları “çatlak” yarattı. Ankara’da önceki gün yapılan MYK toplantısında aralarında Diyarbakır Milletvekilleri Altan Tan, ve Şerafettin Elçi’nin de bulunduğu bazı milletvekilleri, demokratik özerklik ilanının zamanlamasını eleştirdi. Altan Tan, demokratik özerklik bildirgesini imzalamadı. Tan, bildirgeyi imzalamadığını ve zamanlamaya karşı olduğunu doğruladı. BDP yönetimi de özellikle Van’daki toplantıya kadar grup ve parti yöneticileri dışındaki partili milletvekillerinin “konuşmaması” kararı aldı. ‘Samimiyetsizlik’ DTK’nin demokratik özerklik ilanı kararı ve Silvan’da 13 askerin şehit edilmesi olayıyla ilgili eleştirilere yanıt veren İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel, Silvan olayının barış ve demokrasi arayışını “tahrip edici” bir olay olarak kamuoyuna yansıtılmasının doğru olmadığını savundu. Çatışmasızlık sürecinin devamı için devletin harekete geçmesi gerektiğini kaydeden Tüzel, “Ortada açık olmayan bir samimiyetsizlik var. Bir yandan İmralı ile görüşmeler sürdürülüyor, bu dönüp Türkiye kamuoyuyla paylaşılmıyor, tartışılmıyor, öte yandan Türkiye’ye barışı kazandıracak bir gelişme olmuyor, operasyonlar sürüyor” dedi. Askerlerin şehit olma nedeninin “askeri güçlerin helikopterlerle yaptığı bombalama sonucu çıkan yangın olduğu” yönünde kuşkular olduğu ve bu nedenle BDP’nin “otopsi raporlarının açıklanması” talebinde bulunduğunu kaydeden Tüzel, öncelikle askerlerin ölüm nedenlerinin aydınlatılması gerektiğini kaydetti. Demokratik özerklik ilanı tartışmalarını da değerlendiren Tüzel, alınan kararın “kopuş, bölünme” gibi algılanmaması gerektiği görüşünü dile getirdi. Blok içinden bazı milletvekillerinin “zamanlama”ya karşı çıkmasına karşın, 14 Temmuz tarihinin “simgesel” anlamı olduğunu kaydeden Tüzel, “İlan kararına yeni bir anayasa yapım sürecinde Kürtlerin ne yapmak istediğinin, nasıl bir yaşam ve yönetsel ortam istediklerinin deklare edilmesi diye bakmak lazım” diye konuştu. BDP Kadın Meclisi ise 14 Temmuz’da DTK tarafından alınan “demokratik özerklik” kararına destek kararı aldı. Elazığ’da anlamlı tablo Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, MHP ve BDP’yi de aralarına alarak provokasyona karşı ortak duruş sergiledi Yurt Haberleri Servisi - Elazığ Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, MHP, BDP ve Elazığ Cem Kültür Merkezi Derneği, Diyarbakır’daki terör saldırısını protesto gösterisini bahane eden bir grubun Hozat Garajı’nı basma girişiminde bulunmasınra tepki gösterdi. Platform dönem sözcüsü Resul Şahin ile MHP İl Sekreteri Gürol Suroğlu, BDP İl Başkan Yardımcısı Atik Okuyucu ve Elazığ Cem Kültür Merkezi Derneği İkinci Başkanı Cafer Yeşil, Elazığ MÜSİAD binasında bir araya geldi. Şahin, tarafların katılımıyla hazırlanan metni okudu. Şahin, “Elazığ kamuoyu, terör olaylarının ardından gerek halk olarak, gerekse siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları olarak demokratik tepkilerini göstermiştir. Ancak geçen cuma ve pazar günü şehrimizde provokatörlerin oyununa gelerek taşkınlık yapan küçük bir grup birtakım üzücü olaylara sebebiyet vermiştir. Şehitler hepimizi tabii ki derinden üzmüştür. Ama buna tepki demokratik yollarla olmalıdır. Bunun dışındaki eylemler anarşi ve kaostan beslenenlerin ekmeğine yağ sürecektir” dedi. Olayın ardından Elazığ’a giderek incelemelerde bulunan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, olayda bazı esnafın dükkanlarına zarar verildiğini ve tesadüfen can kaybı yaşanmadığını belirtti. Maddi zarara uğrayan esnafın zarararının telafi edilmesini beklediğini vurgulayan Aygün, “Terör ve şiddet çözüm değildir. Kürt sorunu ancak barışçıl yöntemlerle ve özellikle diyaloğa değer verilerek çözülebilir. Savaşta ısrar Türkiye’yi gittikçe çürütmektedir. Sorunların çözüm yeri parlamento ve barışçıl yöntemlerdir. Sokağa çıkarak terörle ilgisi olmayan yurttaşlarımızı hedef alan saldırılara girişmek suçtur ve sorumluların yargılanmasını gerektirir” ifadelerini kullandı. Esnaf da protesto etti Hozat Garajı’nı basma girişiminde bulunan ülkücü grup, Hozat Garajı esnafı tarafından protesto edildi. Esnaf adına yapılan açıklamada saldırıyı gerçekleştirenler ve organize edenler hakkında bir an önce yasal işlemlerin başlatılması istendi. Sanatçılar, Aynur Doğan’ın Kürtçe türküleri seslendirdiği için protesto edilmesini sert bir dille kınadı ‘Türkü değil silahlar sussun’ MELTEM YILMAZ 18. İstanbul Caz Festivali kapsamında Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’ndeki “Suyun Kadınları” konserinde Kürtçe türkülerini seslendirdiği sırada bir grubun protestosuyla karşılaşan, bunun üzerine türküsünü yarıda kesmek zorunda kalan Aynur Doğan için dün Cezayir Restoran’da çok sayıda sanatçı, “Türküleri değil, silahları susturalım” başlıklı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada imzası bulunanlar arasında Sezen Aksu, Uğur Yücel, Halil Ergün, Lale Mansur, Cem Mansur, Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya, milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Serra Yılmaz, Leman Sam, Eşber Yağmurdereli de bulunuyor. Aynur Doğan’ın, bu yıl Türkiye’nin konuk ülke olduğu Almanya’daki Schleswig-Holstein Müzik Festivali’nde sahne alıyor olması nedeniyle katılamadığı açıklamaya, sanatçı arkadaşlarının yanı sıra çok sayıda basın mensubu katıldı. Halk müziği sanatçısı Yasemin Göksu’nun Türkçe, tiyatro oyuncusu Rûgeş Kırıcı’nın ise Kürtçesini okuduğu metinde, Aynur Doğan’ın yaşadıklarının son dönemin özetini oluşturduğuna dikkat çekilerek, “Yıllardır barışa doğru atılan her adımda, barış umutlarını güçlendirmeye çalıştığımız her solukta, yeni ölümlerle savaşın içine çekildik. Yıllar ardımızda on binlerce ölüm, nefret çukurları ve acılar bırakarak geçiyor. Gözlerini savaşa açıp nefret ve tahammülsüzlükle büyüyen nesiller geleceğimizi karartıyor. Yanı başındaki insanın şarkısına tahammül edemeyen, onun şarkısıyla halay çekemeyen nesillerin büyüdüğü bu ülkede tahammülsüzlük, tahammülsüzlüğün ise yeni ölümler getirdiği bir girdaba çekiliyoruz” denildi. Tahammülsüzlük ile ölümleri kışkırtan anlayışın kınandığı açıklamada, “Herkesi ölümlerin önünü almak ve Kürt halkının demokratik taleplerini dikkate alarak barışın adımlarını atmak yönünde sorumlu davranmaya davet ediyoruz” ifadeleri kullanıldı. ‘Bizi uyarmayın’ Ardından da Aynur Doğan’a destek veren sanatçılar düşüncelerini dile getirdiler. Şair Sennur Sezer, bu kişilerin yarın Kürt mahallelerine rahat vermeyeceğini savunarak, yaşanan ölümlere ilişkin herkesin kendine “Neden?” sorusunu sorması gerektiğini belirtirken, eski TTB Başkanı Gençay Gürsoy, 13 şehidin ardından Başbakan’ın yaptığı, “Bundan sonra bizden kimse iyi niyet beklemesin” şeklindeki açıklamaya dikkat çekerek, “Bundan sonra olacakların sorumluluğu Başbakan’a aittir” diye konuştu. Yazar Adnan Özyalçıner ise, “Olan biten bir siyasi komplodur, insanların bir arada yaşamasını engellemektir. Buna ‘dur’ deme zamanı çoktan geldi, geçiyor” derken, 4 dilde söylediği türkülerle tanınan Züleyha ise, kendisinin de konser programlarından önce “Kürtçe söylememesi” şeklinde uyarılar aldığına dikkat çekerek, “Ben birçok konserimde Kürtçe söylememem konusunda uyarılıyorum. Uyaranlara ‘tamam’ deyip sahnede bildiğimi okuyorum. Ama lütfen kimse artık bizi uyarmasın” şeklinde konuştu. Öte yandan aynı grup, 21 Temmuz Perşembe günü saat 19.00’da Tünel Meydanı’ndan bir yürüyüş gerçekleştirecek.
MHP ve BDP’den ortak imza Bir grubun, terör saldırısını bahane ederek Hozat Garajı’nı basma girişimine Elazığ’daki 63 sivil örgüt ile BDP ve MHP tepki gösterdi. MHP ve BDP’nin de imza attığı metinde “Bu medeniyet Türk, Kürt, Çerkez hemen her kesimin katkısıyla kuruldu. Şehitlere üzüldük. Ama tepki demokratik yolla olmalı” denildi.
‘Ölümler olmasın’ Sanatçılar, Aynur Doğan’ın Kürtçe şarkı seslendirdiği için protesto edilmesini kınayan bir basın açıklaması yaptı. “Türküleri değil, silahları susturalım” başlıklı açıklamada “Yıllardır barışa doğru atılan her adımda, yeni ölümlerle savaşın içine çekildik” denilerek herkese sorumluluk çağrısı yapıldı.
Cumhuriyet
Özerklik çatlağı
Tan ve Elçi bildirgeyi imzalamadı, BDP yönetimi vekillere konuşma yasağı getirdi
Yorumlar