İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Barolar, Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin devamı olarak oluşturulan Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’nin kaldırılmasını istedi. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve İzmir Barosu’nca gerçekleştirilen “Özel Yetkili Mahkemeler Sempozyumu”nun sonuç bildirgesinde “Bir hukuk devletinde, bu tür mahkemelerin ve özel usullerin yeri bulunmamaktadır” denildi.
İzmir’de 3 gün süren sempozyuma 50 baro katıldı. Dün açıklanan sonuç bildirgesine 13 baro başkanının şerh koyduğu öğrenildi. Tartışmalar sonucu oluşturulan sonuç bildirgesini TBB Başkan Yardımcısı Berra Besler okudu. Bildirgenin “görülmekte olan herhangi bir davayı ima ve işaret etmeksizin ve davalar arasında hiçbir ayrım gözetmeksizin” oluşturulduğu vurgulandı. Bildirgede,“Bir hukuk devletinde bu tür mahkemelerin ve bu şekildeki özel usullerin yeri bulunmamaktadır. O nedenle demokratik düzenlerin normal zamanlarının normal mahkemeleri olmayan, özel soruşturma ve yargılama usulleriyle, savunma hakkının kısıtlanması niteliğindeki gizlilik kararlarıyla mahkemeden daha çok devletin ideolojik aygıtı gibi çalışan bu mahkemelerin ve yine bu mahkemeler için öngörülen özel usul hükümlerinin bir an önce kaldırılması gerekir” denildi.
Bildirgede, şu görüşler vurgulandı:
“Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesiyle kurulan ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin devamı niteliğinde olan Özel Görevli/Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri, yargı birliğine aykırı olarak olağanüstü soruşturma ve kovuşturma usulleriyle işleyen yapısı sebebiyle savunma hakkına silahların eşitliği ilkesine, adil yargılanma hakkına ciddi bir tehdit ve tehlike oluturmaktadır. Hukuk güvenliğini ve güvenilirliğini zedelemektedir. Bu mahkemelerde avukat ve savunma hakkı hiçe sayılmakta, tutukluluk ve diğer koruma tedbirleri ölçüsüz olarak uygulanmakta, hak ve özgürlükler ihlal edilmektedir. Terörle Mücadele Kanunu ve TCK 220. maddesinde yer alan ve savunma hakkını kısıtlayan, kişi güvenliğini tehlikeye sokan, suç ve cezanın şahsiliği ilkesini ve orantılılığı, ifade özgürlüğü ile ceza ve infazın genelliğini ortadan kaldıran bazı hükümler bu durumu daha da ağırlaştırmaktadır ve bu hükümlerin de kaldırılması gerekmektedir.”