Avrupa Birliği (AB) Ombudsmanı Nikiforos Diamandouros, ombudsmanlık müessesesinin mevcut mahkemelerin yükünü azaltacak bir alternatif olduğunu söyledi. Hakim ve savcıların kendilerine bir rakip geleceğini düşünmemesi gerektiğini ifade eden Diamandouros, "Yargı, dava yükü altında bunalmış durumda. O yüzden ombudsmanlık aslında onların lehine. Bilhassa sulh davalarında, yargının üzerindeki ağır dava yükünü azaltacak. Böylece hakimler ve savcılar daha karmaşık hukuki davaların üzerinde yoğunlaşma fırsatı bulabilecekler." dedi.

İstanbul'da Zaman'ın sorularını cevaplayan Diamandouros. seçimlerden sonra yenilecek meclise gelmesi beklenen ombudsmanlık yasası hakkında Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı taslağı göndererek fikirlerini sorduğunu ifade etti. AB Ombudsmanı, en önemli tavsiyesinin ombudsmanın tekil başvurular üzerinde fikir ifade etmesinin yanında, bu davalar ışığında kamu yönetiminin aksayan yönlerinin düzeltilmesi için önerilerde bulunabilmesi olacağını vurguladı. Diamandouros, "Bunun yanında Türk sisteminde dava açabilmek için 90 günlük bir süre öngörülmüş, bence bunun daha uzun bir süre olması gerekir. Dünya ve Avrupa'daki örneklerinde bu süre 1 ila 2 yıl arasında değişiyor." dedi.

Ombudsmanların verdiği kararların bağlayıcı olmadığının altını çizen Diamandouros şöyle devam etti: "Ombudsmanlık kurumu ile o göreve seçilecek kişi özdeşleşir. Bu nedenle seçilecek kişinin son derece saygın, toplumun geneli tarafından itibar gören birisi olması gerekir. Öyle olmalı ki, verdiği kararlar da toplum nezdinde itibar görsün. Kararları uygulaması kanunen mecburi olmasa da herkes karara uymaktan memnun olsun."

Ombudsman sadece kanuna bakmamalı

Ombudsmanların askeri konularda yetkisi olması konusunda Avrupa ülkelerinde farklı uygulamaların bulunduğunun altını çizen Diamandouros, "Hemen hemen tüm Avrupa ülkelerinde ombudsmanların askerî kurumlarla ilgili karar alabilme yetkisi bulunuyor. Mesela Almanya'da Nazi döneminden sonra ordu içinde özel bir ombdusman seçilmiş. Norveç'te de askerî bir ombudsman var. Onun dışındaki ülkelerde ise milli ombdusmanın yetkileri askeri konuları da inceleyebilecek şekilde çizilmiş." şeklinde konuştu.

Ombdusmanlığın sadece kanunlar çerçevesinde fikir üreten bir kurum olmadığının altını çizen Diamandouros, "İyi yönetim, kanundan farklı bir şeydir, hatta kanunun da ötesinde bir şeydir. Kanunlar asgari gerekleri belirler. Eğer dünya asgari şartlarla yönetilseydi, yaşanmaz olurdu. İyi bir yönetim; nezaket, adalet ve makullük gerektirir. Mesela ombudsman askeri bir kişilik olacaksa, bu nitelikleri taşımalı, adalet ve bağımsızlığa önem vermeli. Eğer o göreve gelecek general, 'Ben kanunları bilirim, o kadar' derse iyi bir ombudsman olamaz. Aynı şey hakimler için de geçerli. 'Ben kanundan başkasını bilmem' şeklinde bir yönetimi kimse istemez." dedi.
 




Zaman