BDP heyetinin, çözüm sürecini anlatmak için çıktıkları Karadeniz turunun üçüncü durağı Samsun'da  çok sıkı güvenlik önlemleri alınmıştı. BDP heyeti, öncelikle Sinop Öğretmenevi'nde yaptıkları toplantı sırasında dışarıda toplanan yüzlerce kişinin protestosuyla karşılaşmıştı.

Bu süreçle ilgili SOL Gazete'nin haberi şöyle ;

9 saat süren linç girişimine Komik İddianame

Samsun'da TKP ve Halkevleri'nin olduğu binayı kuşatıp saatlerce taşlayanlar için savcı iddianamesini yazdı: Mala zarar verdiler, polise "pasif" direniş gösterdiler.

Samsun'daki dehşet saatleri hakkında açılan dosyadan 13 kişiye ceza talebi çıktı. İddianameye bakılırsa, 1 kişi taş atarak camları kırmış, 1 kişi bunu yaparken polise de taş atmış, 1 kişi de parti tabelasını söküp "mala zarar" vermiş. Kalan 10 kişinin yaptığı ise basit; "dağılın" dendiği halde dağılmamışlar!"

İddianame suça teşvik ediyor.

Samsun'da yaşanan linç girişimi ve taşlı saldırıyla ilgili ilk dava açıldı. Samsun 3.Asliye Ceza Mahkemesi'nde 7 Mayıs'ta görülmeye başlanacak davanın iddianamesi, saldırganların mala zarar vermek ve polise mukavemet suçu işlediğini tespit ediyor. 

Samsun'da 19 Şubat günü yaşanan ve yaklaşık 9 saat süren linç girişimi hakkında Samsun 3.Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. 7 Mayıs 2013 tarihinde ilk duruşması görülecek olan davanın iddianamesinde 13 kişi sanık olarak belirlenirken suçlar Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanununa muhalefet, görevli polis memuruna mukavemet ve mala zarar verme olarak tespit edildi.

Hukukçu  Rahmi Ofluoğlu ise Samsun İddianamesi ile ilgili şu açıklamayı yaptı:

İddianame komiktir

Toplantı  ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet, görevli polis memuruna mukavemet ve mala zarar vermek..

Bu iddianame gerçekten komik bir iddianamedir.. Göstericiler BDP’lilerin bulunduğu binanın etrafını sarmışlar, BDP’lilerin bina dışına çıkmaları ve seyahat etmeleri  9 saat süre ile engellenmiş..

Burada kişiye hürriyetinden yoksun bırakmanın alası var.. Kişilerin yaşamlarına karşı, vücut bütünlüğüne karşı saldırı var… Dehşet bir olay.. Demokratik hukuk devletinde asla tolere  edilemeyecek, ağır cezayı gerektiren suçlar var.. Mesela  kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak ağır bir suçtur. 5237 sayılı  TCK’nin 109. Maddesine göre cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapistir.

Cebir, tehdit  veya hile varsa suçun cezası 2-7 yıldır. Samsun olaylarında bal gibi cebir ve tehdit vardır..

Bu suçun savcının iddianamesindeki gibi basit şekilde geçiştirilmesi demokrasi ve hukukun üstünlüğü ile bağdaşlaştırılamaz..

Sol gazete'ye göre yine ele alınan başlıklar şöyle,

MEĞER BİNAYI DEĞİL POLİSİ TAŞLAMIŞLAR


İddianame çok boyutlu bir hukuk skandalı niteliği taşıyor.dokuz saat süren ve yüzlerce kişinin içinde insanların bulunduğu bir binayı taşladığı olayla ilgili olarak açılan bu davada sadece iki kişi insanlara yapılan saldırı ile ilgili yargılanıyor. Üstelik bu kişi, yani Cavit Can Çelik ve Nuri Çelik taş atarak polis memurlarını yaralamışlar, suçlama bu. 

DUYUP GELMİŞLER...

İddianemedeki ilk çarpıklık, binayı çevreleyerek dokuz saat boyunca taşlayan topluluğun örgütlü bir kışkırtma sonucu değil de neredeyse tesadüfen orada biraraya geldiğinin temel alınması.

POLİSLERE TAŞ GELMİŞ
iddianamede binanın çatısına çıkarak kiremitlerini kıran ve bunları fırlatan Nuri Çelik'in yaptıkları şöyle tarif ediliyor: " binada bulunan şahıslara doğru binaya ve camlarına zarar verecek şekilde fırlattığı, zarar verdiği, görevli, polis memurlarına taş atmak suretiyle cebirle gruptaki diğer arkadaşları ile birlikte direndiği, bir kısım polis memurlarının yaralanmasına neden olduğu bir kısım

10 KİŞİ YASADIŞI TOPLANMIŞ

iddianamedeki bir diğer acayiplik ise suçlanan 13 kişinin polis memurlarına mukavemet ettiklerinin ve yasadışı toplandıklarının tespit edilmesi!

SALDIRILANLARDA SORUŞTURULUYOR

Saldırı ile ilgili soruşturma aşamasında ola başka dosyalar da var.