Gazetecilerin evlerinin aranmasını ve gözaltına alınmasını eleştiren İstanbul Barosu Başkanı, yapılan uygulama ile tam bir korku ve endişe toplumu yaratıldığını savundu.

NTV'nin canlı yanında konuşan Kocasakal, "Her sabah neredeyse bir arama, bir baskınlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bunların çoğu da gazetecilere, bilim adamlarına yönelik oluyor. Arama bir suçun delilinin bulunması için yapılır. Somut bir isnadınız olacak. O isnatla ilgili olarak neyin arandığı da arama kararında belirtilecek" dedi.

Sürekli insanların gözaltına alındığını ifade eden Kocasakal, "Hep aynı film. İnsanlar önce gözaltına alınıyor, sonra tutuklanıyor ve cezaevine konuluyor. Tesadüf müdür bu, siyasi iktidarın muhaliflerinin bu tür uygulamaya maruz kalması" şeklinde konuştu.

-MUHALİFLER BASKI ALTINA ALINIYOR-

Yürütülen soruşturmanın ucunun açık olduğunu belirten Kocasakal, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu nasıl bir torbadır ki içerisine ata ata bitiremiyorsunuz. Muhalif olan herkesin bu şekilde baskı altına alınmaya çalışıldığı bir süreç var. Arama dediğiniz şey, somut bir isnat üzerine belirli bir delil aramak için başvurulan yöntemdir. İlgili yönetmelikte de neyin aranacağının belirtilmesi gerektiği ifade edilir. Yoksa "zücaciyeci dükkânına giren fil' gibi gidin evlere, ne bulursanız toplayın, çuvala koyun sonra biz ayıklarız olmaz."

İnsanların hukuk eliyle korkutulduğunu ve bunun meşrulaştırıldığını savunan Kocasakal, "HSYK Adalet Bakanlığı'nın bir dairesine dönüştürüldü, yargının bağımlı hale getirildi, hakim ve savcılara tazminat davası açılmasının yolunun kapatıldı. Bu uygulamalar bugün yapılan bu işlemleri teşvik eden düzenlemelerdir. Gelinen noktayı çok vahim görüyorum.
Sokak da yürüyen insanın da baro başkanı olarak benimde hukuk güvenliğim yok" değerlendirmesinde bulundu.(ANKA)
(YE/ÖMR)