ANKARA

Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin yayınlanması hakkında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 171 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.

Tutuksuz sanık Y.U. da savunmasında itiraflarda bulunup etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirtti.

"Ben bu örgüt tarafından kullanıldım." diyen Y.U, 2005'te polis meslek yüksekokuluna girdiğinde örgütle tanıştığını söyledi.

Sohbetlerde Kur'an okunduğunu ve dini mevzulardan konuşulduğunu anlatan Y.U, kurada Ankara'yı çektiğini ve Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğünde göreve başladığını bildirdi.

Y.U, şubedeyken de FETÖ ile iltisaklı Ahmet Uyguç, Dursun Böke ve İsa Eker'in de yer aldığı toplantılara katıldığını belirttiği savunmasında, şubede İKK Büro Amiri Bedri Ünal'ın şoförlüğünü yaptığını, onun şahsi işlerine de baktığını ifade etti.

Eşiyle boşanma durumuna geldiği 2013'te şark görevi için tayin istediğini belirten Y.U, Batman İstihbarat Şube Müdürlüğüne atandığını, burada da FETÖ mensubiyeti kişilerin olduğunu bildirdi. Y.U, bu kişilerden bir grubun "hoş geldin" demek için evine de geldiğini ifade ederek, 17-25 Aralık sürecinin ardından bu insanların devletin aleyhine çalıştığını görüp mesafe koyduğunu öne sürdü.

Kendisinin ve eşinin telefon numaralarını değiştirdiğini de belirten Y.U, ancak örgüt mensuplarının dışarıda görüp sohbetlerine neden katılmadığını sorduklarını iddia etti.

Birilerine anlatma ihtiyacı duyduğunu ancak FETÖ mensupları pek çok yerde bulunduğu için kimseye bahsedemediğini öne süren Y.U, süreç içinde şubenin örgüt üyelerinden arındırıldığını, bunun üzerine bildiklerini anlattığını kaydetti.

"Kakao Talk" programını yüklemesini istemişler

Y.U, görevde olduğu sırada bir kişinin evine gelerek eşine "Kakao Talk" yazılı bir kağıt verip bu programı indirmesini istediğini ifade ederek, bunu öğrenir öğrenmez hemen şubeye gidip durumu bildirdiğini aktardı.

Bu bilgilerini Ankara'da savcıya da anlattığını dile getiren Y.U, "Bu yapının iç yüzünün ortaya çıkması için bilgi verdim. Samimiyetimle her şeyi anlatma çabası içindeydim ve anlattım da. Bazı sanıklar kendini kurtarmak için isimlerini verdiğimi söylüyorlar. Ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Başkaları gibi gözaltına alındıktan sonra ya da soruşturma başladı diye anlatmadım." dedi.

Y.U, 2 Ağustos 2016'da gözaltına alındığını ve 8 ay tutuklu kaldığını ifade ederek her şeyi samimiyetle anlattığını söyledi.

Mahkeme Başkanının himmet verip vermediklerini sorması üzerine Y.U, kendisinin ve diğer örgüt mensuplarının himmet verdiklerini belirtti.

Baykal'ı Baytok ile aynı araçta görmüş

Şubede bulunduğu sırada büro memurlarından Abdulvahit Tuncay'ın "iş var" demesiyle çıktıklarını anlatan Y.U, teknik takip yapma işlerinde kullanılan obzervasyon aracının arkasında Osman Oktay Ilıcan ile oturduğunu söyledi.

Aracın yanlarının kapalı olduğunu, arkasında ise iki cam bulunduğunu belirterek nereye gittiklerini tam olarak bilmediğini ifade eden Y.U, bir apartmanın önünde durduktun sonra binaya ait otoparka bir aracın giriş yaptığını bildirdi.

Y.U, sonrasında araçta bulunan iki kişinin Deniz Baykal ve Nesrin Baytok olduğunu öğrendiğini belirterek, bununla ilgili başka çalışmalara katılmadığını savundu. Y.U, "Ben hiçbir eve, ikamete girmiş değilim. Ben sadece bana verilen talimatları yerine getirdim." dedi.

Y.U, 2008 yılında da Çankaya İran Caddesi'ndeki bir binaya Kaan Özyiğit ve Yasin Subaşı ile obzervasyon çalışması için gittiklerini, bekledikleri sırada binaya 50-55 yaşlarında birinin giriş yaptığını belirtti.

Kaan Özyiğit'in de bu şahsın peşinden girip daire tespiti yaptığını ifade eden Y.U, bu kişinin girdiği dairenin bulunduğu koridorda, kapının giriş ve çıkışını görecek şekilde yanlarında getirdikleri duman sensörü görünümündeki kamerayı tavana yerleştirdiğini dile getirdi. Y.U, şahsın, dönemin Ankara Valisi Kemal Önal olduğunu daha sonra öğrendiğini öne sürdü.

MGK'yı da dinlemişler

Y.U, 2011 yılı kurban bayramına yakın bir tarihte, kısım amiri Özgür Türker'in bir ses kaydı getirdiğini belirterek, uzun olan bu kaydı polis memurları Osman Oktay Ilıcan ve Ahmet Arif Atak ile üçe bölüp dinlediklerini ve tape çıkarttıklarını söyledi.

Y.U, "Görüşmelerde o zaman başbakanımızın sesi vardı, kuvvet komutanlarının konuşmaları vardı. MGK toplantısı diye hatırlıyorum. Böyle bir ses kaydı bir defa geldi, bir daha gelmedi." diye konuştu.

Sanık Y.U, 2011'de gerçekleşen başka bir olayda, büroda oturduğu sırada komiser Ertan Arslan'ın, şubede kayıt amaçlı kullanılan bir cihazı İstihbarat Daire Başkanlığında görevli Sedat Zavar'a götürmesini istediğini dile getirerek, merak edip baktığı görüntülerde masa başında iki erkek ve iki kadın gördüğünü bildirdi.

Y.U, daha fazla izlemeden Zavar'a verdiği cihazdaki görüntülerin, medyada yer verilmesiden dolayı MHP ile alakalı olduğunu öğrendiğini söyledi.

Ertan Arslan'ın, 2012'de tam tarihini hatırlamadığı bir zamanda flash bellekte ses kayıtları getirmeye başladığını anlatan Y.U, bu kayıtların kısa kısa telefon görüşmelerinden oluştuğunu aktardı.

Y.U, "Ses kayıtlarını dinlemeye başladığımda cumhurbaşkanımızın telefon görüşmeleri olduğunu anladım. Bu, yaklaşık 2 ay kadar sürdü diye hatırlıyorum. Sonra bir daha gelmedi." dedi.

Muhabir: Ertuğrul Subaşı

Kaynak: AA