Bir buçuk yüzyıllık gecikmenin ilk yüz yılını, sosyalizmin Marksist versiyonunun ülkemize geç girmesiyle ve antikomünist baskılarla açıklayan Nail Satlıgan, son yarım yüzyıla bakıldığında ise “kaynak dil” konusunda yeterli titizliğin gösterilmediğini söylüyor.

© “Kapital”in Almanca aslından çevirisinin ilk cildi Mehmet Selik-Nail Satlıgan çevirisiyle yayımlandı. İkinci ve üçüncü ciltler de Satlıgan çevirisiyle tamamlandığında, “Kapital”, yayımlanışında 150 yıla yakın bir süre sonra ilk kez aslından ve eksiksiz olarak Türkçeleştirilmiş olacak.

CELÂL ÜSTER

Karl Marxın ve Marksizmin temel yapıtlarından Kapital: Ekonomi Politiğin Eleştirisi”, 1867’de ilk yayımlanışından 144 yıl sonra Türkçeye ilk kez Almanca aslından eksiksiz olarak çevriliyor. İlk cildi kısa bir süre önce Yordam Kitaptan Mehmet Selik-Nail Satlıgan çevirisiyle yayımlanan Kapitalin 2. ve 3. ciltlerinin çevirisinin de önümüzdeki dönemde Satlıgan tarafından tamamlanması öngörülüyor.

Marksizmin bir başka temel kitabıKomünist Manifestonun dilimize çevrilme serüveni Mustafa Suphiye ve Şefik Hüsnüye kadar uzanır. Şefik Hüsnünün Manifesto çevirisi 1923te yayımlanmıştı. “Kapitali Almanca aslından Türkçeye çevirip yayımlamaya ilk başlayan ise Hikmet Kıvılcımlıydı. Ne var ki, bu girişim Kıvılcımlının Donanma davası yüzünden tutuklanmasıyla yarım kalmıştı.

Daha sonra, Sol Yayınları, “Kapitalin dilimize kazandırılmasına çok önemli katkılarda bulunmuştu. Ancak Mehmet Selikin 1960lardaki uğraşı da, uzun süren hastalığı ve aramızdan ayrılışıyla yarım kalmış; ardından, Alaattin Bilginin İngilizceden yaptığı çeviri, Marksizmin bu başyapıtının Türkçedeki biricik eksiksiz çevirisi olarak kitaplıklarımızdaki yerini almıştı.

Şimdi, Yordam Kitap, bu dev yapıtın aslından ve eksiksiz bir biçimde çevrilmesini üstlenmiş bulunuyor. Nail Satlıgan, “2008’de dünya çapında başlayan yeni kapitalist bunalım evresi ve bunun gerek dünyada, gerek Türkiyede Marx ve Marksizme olan ilgiyi arttırmasının, bu kararı vermelerini kolaylaştırdığınısöylüyor. Satlıgana göre, çok engelleyici bir mücbir sebeple karşılaşılmazsa, Kapitalin II. cildi de yıl sonuna doğru yayımlanabilecek.

Kıvılcımlı çevirisi

- 1937’de 7 fasikül yayımlanan, ancak Kıvılcımlının tutuklanması yüzünden tamamlanamayan çeviriyi okumuş muydunuz?

- Kıvılcımlının çevirisinin, yayımlanmış fasiküllerinin tıpkıbasımı, 2007 yılında Sosyal İnsan Yayınları arasında çıktı. Hayranlık uyandırıcı bir titizliğin ürünü. Bana da yeni çeviri sırasında epey yardımcı oldu.

İngilizceden tam çeviri

- “Kapitalin tamamlanmış tek Türkçe çevirisi Alaattin Bilgiye ait. İngilizcesinden çevrilmiş olsa da, Bilginin emeğine derin bir saygı duyuyorum. Yine de, ikinci dilden çevrilmiş olması ne gibi sakıncalar doğuruyor?

- Bu sakıncalar, saymakla bitmez. Bir tek örnek vereyim: Kapitalin alt başlığıEkonomi Politiğin Eleştirisidir. Bu alt başlık, Marxın yapıtının ötekiler gibi ya da ötekilere alternatif bir ekonomi politik değil, her türlü ekonomi politiğin eleştirisi ve aşılması olduğunun kavranması açısından önemlidir.

Gelgelelim Kapitalin I. cildinin, İngilizce Moskova basımından aktarılmış Türkçesi, otuz beş yıldır Kapitalist Üretimin Eleştirel Tahlili başlığını taşıyor ve böylece ekonomi politiğin kendi içinde Marksist ya da en azından marxisant bir şey olduğu yanlış anlayışına katkıda bulunuyor.

Gecikmenin nedenleri

- “Kapitalin ilk cildinin 1867de yayımlandığını düşünürsek, o günden bugüne bir buçuk yüzyıla yakın bir zaman geçmiş ve dilimizde hâlâ özgün dilinden yapılmış eksiksiz bir çevirinin eksikliğini duyuyoruz...

- Sözünü ettiğiniz bir buçuk yüzyıllık gecikmenin ilk yüz yılını önce sosyalizmin Marksist versiyonunun ülkemize geç girişiyle, sonra da antikomünist baskılarla açıklayabiliriz. Son yarım yüzyıla baktığımızda ise, Marksist edebiyatın Türkçeye aktarılışının -bu alandaki gecikmenin de etkisiyle- tam bir furya niteliğine büründüğünü, o arada kaynak dil konusunda yeterli titizliğin gösterilmediğini gözlemliyoruz.

Rusça gibi, çevirmen, hele Marksist terminolojiye vâkıf çevirmen sayısının yetersiz olduğu bir dil için bu durumu bir ölçüde mazur görebiliriz. Ama Almanca, Fransızca, İngilizce gibi yaygın olarak bilinen diller için bu durumun affedilir bir yönü olamaz.

Sol’da bir eksiklik mi?

- Peki, Kapitalin aslından ve eksiksiz çevirisinin eksikliği, Türkiyede sol açısından nasıl bir eksikliğe yol açmış olabilir?

- Türkçe Marksist jargonun Marksist ekonomi politik gibi terimler arası çelişkiler ile malul oluşunu, bir olumsuz örnek olarak demin zikretmiştim. Türkiyede Marksist sosyalizm pratiğinin, bu durumdan olumsuz yönde etkilenerek yanlış yönlere savrulmuş olduğunu iddia edecek değilim.

Ama ilk ağızda salt marxologique gibi görünebilecek bir mülahaza da, bana önemli görünüyor: Türkiyeli Marksistlerin, bir yüzyıla yaklaşan enerji ve mesaileri, bence Marksizmin bütün temel yapıtlarının, asıl dillerinden yapılmış çevirileriyle mücehhez bir Marksist kültür varlığına layıktır.

Çeviri zorlukları

- “Kapital çevirisi ne gibi zorluklar taşıyor? Daha çok üslup açısından mı, yoksa terminoloji açısından mı zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

- Marxın üslubunun, hem çevirenleri hem okuyanları bir yere kadar zorlayacak özellikler barındırdığı su götürmez. Kendisi, yazdıklarının, kusurları ne olursa olsun sanatsal bir bütün oluşturduğunu, yapıtının bir üstünlüğü olarak vurgulamıştı. Yüksel ArslanıKapitalin resmini, AyzenştaynıKapitalin sinemasını yapmaya sevk eden herhalde bu sanatsallık idi.

Demek özellikle Kapitalde bilimsel bir yapıt olma ile bir sanat yapıtı olma arasında hep gidip gelen bir üslupla karşı karşıya kalırız. Doğal olarak bu başlı başına bir meydan okumadır.

Terminoloji açısından ise Türkçenin bir bakıma işimizi kolaylaştırdığını söyleyebiliriz. Sözgelimi ware kavramının Marxın teorisi içindeki özgüllüğünü vurgulamak üzere gündelik dildeki mal yerine metayı seçebiliyor, arbeit karşılığında yerine göre emek, yerine göre diyebiliyor, kapitalizmde meta haline gelmiş emek için emek gücü gibi yeni bir terim türetebiliyoruz.

Kârın kaynağı muamması

- “Kapitalin, hem Marxın hem de Marksizmin temel yapıtı olmasının nedenleri nedir? Bu yapıtıonsuz edilemez kılan nedir?

- “Kapitali yalnız Marksizm ve sosyalizm açısından değil, bütün düşünce tarihi açısından da eşsiz kılan, günümüz toplumunun iktisadi temellerini açığa çıkarmış, bu arada kârın kaynağı muammasını çözmüş olmasıdır. Bunu yaparken hem kârı sermayenin ve sermayecinin hizmetlerinin hak edilmiş bir karşılığı olarak gören burjuva iktisatçılarından hem de onu bir hırsızlık volisi sayıp mahkûm eden ütopik sosyalistlerden ayrılır.

Sermayenin emek gücü metasını satın alışı tamamıyla yasal bir mübadele edimi, artık emeğin artık değer yaratması nesnel bir sistemin kaçınılmaz sonucu, bu artık değerin sermayeci tarafından mülk edinilişi ise sınıflı toplumun iç yasalılığının doğal mantığıdır.

Bu bilimsel bilginin bize telkin ettiği, ne burjuva iktisatçılarında olduğu gibi aşktır ne de sosyalist ütopyacılarda olduğu gibi nefret. İnsanın insanı sömürmesi ortadan kaldırılmak isteniyorsa, yapılması gereken, sistemi ilkesel olarak değiştirmektir.

Bu ve bunun içerdiği, kapitalizmin ezelî ve ebedî değil, geçici ve bu anlamda tarihî, tarihin belirli bir dönemiyle sınırlı bir düzen olduğu içgörüsü bence toplumsal düşünce tarihinin en büyük devrimidir.

Kapitalizmin aşılması

- “Kapital ya da bu kitaptan bölümler, günümüzde dünyanın pek çok üniversitesinde okutuluyor. Bu akademik yaklaşımın ötesinde, Kapital bugün nasıl bir yaklaşımla okunmalı?

- “Kapitalin günümüzün akademik müfredatlarında yer bulmaya başlamasını son derece hayırlı bir gelişme olarak görmek gerekir. Çünkü bir kere, ana yolcu (mainstream) iktisat kapitalizmin güncel işleyişini kavramayı ne kadar zorlaştırırsa sözgelimi Kapitalin III. cildinin borsa ve finansla ilgili bölümlerinin okunuşu, kapitalizmin bunalımlı ve iniş çıkışlı seyrini anlamayı bir o kadar kolaylaştırır. Akademi denen kurumdan beklenen de, dünyayı anlama yollarını öğretmesi olsa gerektir.

İkinci olarak, Marx hayattan ve hayatın içindeki mücadelelerden kopuk bir akademisyen değildi; ama akademik dünyanın genel kabul gören standartlarına değme akademik iktisatçılardan daha fazla uymuştu.

Ancak Marxın Kapitalde gösterdiği uzlaşmaz çelişkilerin günümüzde insanlığı, her türlü uygarlığın olumsuzlanması anlamına gelen bir barbarlığın eşiğine getirdiği düşünüldüğünde, bugün kendini yakıcı bir zorunluluk olarak dayatan okuma tarzının, kapitalizmin aşılması perspektifine dayanması gerektiği kendiliğinden anlaşılır.


Satlıgan’a göre, “Kapital”i yalnız Marksizm ve sosyalizm açısından değil, bütün düşünce tarihi açısından da eşsiz kılan, günümüz toplumunun iktisadi temellerini açığa çıkarmış, bu arada kârın kaynağı muammasını çözmüş olması.