Adalet Bakanlığı ve TİB, dinlemeler konusunda istatistik vermekten vazgeçti. Adalet Bakanlığı iletişimin izlenmesi ve dinlemede ne bakanlık ne de BTK’da istatistik olduğunu açıkladı. TİB ise “Mobil dinleme araçları bizim görev alanımızda değil” diyerek kuşkuyu daha da artırdı.

Vatan gazetesinden Kemal Göktaş’ın haberine göre, Türkiye dinlenilen telefon sayısı ile ilgili olarak daha önce istatistikleri açıklayan Adalet Bakanlığı ve TİB (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) CHP milletvekili Umut Oran’ın sorusuna bu defa yanıt vermedi.

Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in yanıtlaması istemiyle yazılı bir soru önergesi veren CHP İstanbul milletvekili Umut Oran, Türkiye’de 2003 yılından bu yana DGM ve özel yetkili mahkemelerce verilen dinleme-izleme kararlarının sayısını, suç unsuru bulunmayan görüşmelerin kaçının imha edildiğini, TİB’e dinleme ve izleme konusunda kaç karar ulaştığını sordu. Oran’ın soruları arasında “haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan kaç kamu görevlisi hakkında dava açıldığı” da yer aldı.

Sorular yanıtsız kaldı
Soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Ergin, telefon dinlemelerinin Ceza Muhakemesi Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyat Kanunu, Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun ile Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda düzenlendiğine dikkat çekti. Mevzuat hükümlerini aktaran Ergin’in yanıtında şöyle denildi:

“Bakanlığımız kayıtlarının incelenmesinden, soru önergesine konu edilen hususlar hakkında herhangi bir istatistik bulunmamaktadır. Bununla birlikte, Türk Ceza Kanunu’nun 132. maddesinde düzenlenen ‘haberleşmenin gizliliğini ihlal’ suçuna ilişkin olarak 2009 yılında 190, 2010 yılında 224 ve 2011 yılında ise henüz kesinleşmemiş verilere göre 240 kamu davasının açıldığı anlaşılmıştır.”

Ergin’in bu davalarda kaç kamu görevlisinin yargılandığını belirtmemesi de dikkat çekti.

TİB’den de yanıt yok
Bakan Ergin, konu ile ilgili TİB’den alınan yanıtı da şöyle aktardı: “TİB’de dinleme işlemi yapılmadığı, Başkanlığa gelen kararların sadece kanuna uygunluk yönünden, şekil şartları çerçevesinde incelendiği, kanuna açıkça aykırılık teşkil eden durumlarda söz konusu kararların tekrar değerlendirilmelerini teminen ilgili adli mercilere gönderildiği bildirilmiştir. Başkanlığa kanunlarla tevdi edilen görevlerin telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin dinlenmesi kapsamında yer alanlar olduğu, mobil dinleme cihazlarının kullanılması ile yapılan dinlemelerin Başkanlığın yetki ve görevleri arasında yer almadığı belirtilmiştir.”

2 yıl önce 70 bin denilmişti
Telefon dinleme ile ilgili istatistikler bundan önce hem Adalet Bakanlığı hem de TİB yetkilileri tarafından defalarca açıklanmıştı. Dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, 2009 yılında dinlenilen kişi sayısını 70 bin olarak açıklarken TİB Başkanı Fethi Şimşek de 71 bin sayısını vermişti. Son olarak geçen yılın Kasım ayında TİB’in ilgili olduğu Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, TBMM Plan Bütçe Komisyonunda dinlenilen kişi sayısının 70 bin olduğunu, TİB’in 5 bin dinleme kararına ise itiraz ederek kaldırılmasını sağladığını söylemişti.

Bakan Ergin’in dinleme konusunda atıf yaptığı kanunlar, dinlemenin mutlaka mahkeme kararıyla yapılması gerektiğini düzenliyor. Ayrıca TİB de bütün kararları görerek hukuki açıdan değerlendiriyor ve hukuka aykırı bulduğu dinleme kararlarına itiraz edebiliyor. Hem Bakanlığın hem de TİB’in elinde dinlemelere ilişkin tüm veriler olmasına rağmen Bakan Ergin’in ve TİB Başkanlığı’nın istatistik vermekten kaçınması dikkat çekti.

"Olumsuz algılanmasın diye"
Konuya ilişkin VATAN’a bilgi veren bir yetkili, dünyada hiçbir ülkede telefon dinlemelere ilişkin istatistiklerin açıklanmadığını savunarak daha önce dinleme sayılarının açıklanması nedeniyle Türkiye’de diğer ülkelere göre daha fazla dinleme yapıldığı yönünde bir algı oluştuğunu belirtti. Yetkili, bu nedenle bu konuda istatistik vermekten kaçınılmış olabileceğini kaydetti.

Mobil cihazlar denetimsiz mi?
Bu arada ortam dinlemesi yapılmasında kullanılan mobil dinleme cihazları ile ilgili olarak TİB’in hiçbir yetkisinin olmadığını belirtmesi de dikkat çekti. Son olarak KESK’lilere yönelik yapılan soruşturmada sendika binalarında ortam dinlemesi yapılmış ve bu dinleme kayıtları mahkemeye delil olarak sunulmuştu. TİB’in ortam dinlemesi yapılmasında kullanılan araçlarla ilgili kendisinin görev ve yetkisinin olmadığını açıklaması, bu araçların kullanılmasını yeniden tartışma konusu yaptı.

CHP’li eski milletvekili Ahmet Ersin, 2010 yılında, dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in yaptığı “Biz ortam dinlemesi yapmıyoruz. Buna yönelik teçhizatımız yok” bilgisini vermesi üzerine Türkiye’de olduğunu iddia ettiği 11 mobil dinleme aracı ile ilgili Başbakanlığa soru önergesi vermiş ancak bu konuda bir yanıt alamamıştı.