Adalet Bakanlığı, "Dinleme Boşa Düştü" haberlerine ilişkin olarak, istihbari amaçlı dinleme kararlarının özgürlük hakimlerince değil, Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesi gereğince kurulan bölge ağır ceza mahkemelerinin üye hakimlerince verilmesi gerektiğini açıkladı. 'Konuyla ilgili mevzuatta boşluk bulunduğu ve önleyici dinlemelerin hukuki dayanaktan yoksun hale geldiği' yönündeki değerlendirmelerin ise gerçeği yansıtmadığı belirildi.

Adalet Bakanlığı, 13 Ağustos 2012 tarihli bir ulusal gazetede yayımlanan "Dinleme Boşa Düştü" başlıklı haberde yer verilen 3. yargı paketinde dinleme kararını kimin vereceğine dair boşluk bulunduğu, özgürlük hakimlikleri görevlendirilmediği için bir aydır yasal olarak dinleme kararı verilmediği iddiaları üzerine yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, habere konu edilen önleyici dinlemelerin 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nun ek 7'nci, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetki Kanunu'nun ek 5'inci, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 6'ncı maddelerinde düzenlendiği belirtildi. Sözü edilen düzenlemelerle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250'nci maddesinde belirtilen suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespit edilebileceği, dinlenebileceği, sinyal bilgilerinin değerlendirilebileceği ve kayda alınabileceğinin hükme bağlandığı belirtilen açıklamada, ayrıca yapılacak önleyici dinlemeler konusunda yetkili ve görevli hakimin talepte bulunan kolluk biriminin bulunduğu yer itibariyle yetkili olan ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250'nci maddesinin 1'inci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesinin üyesi olduğunun da hüküm altına alındığı kaydedildi. Kamuoyunda 3. yargı reformu paketi olarak bilinen 2 Temmuz 2012 tarihli ve 6352 sayılı kanunla, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250, 251 ve 252. maddelerinin yürürlükten kaldırıldığı belirtilen açıklamada, bu düzenlemelerle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davaların yargı çevresi birden çok ili kapsayacak şekilde belirlenecek illerde görevlendirilecek ağır ceza mahkemelerince görüleceğinin hükme bağlandığı belirtildi.

Kanunla bu mahkemelerin görev alanına giren suçlarla ilgili yürütülen soruşturmalarda, dinleme kararı da dahil olmak üzere hakim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, bu kararlara karşı yapılan itirazları incelemek ve sadece bu işlere bakmak üzere yeteri kadar hakimin görevlendirilmesinin öngörüldüğü kaydedildi. Kanunun geçici 2'nci maddesinde ise, yürürlükteki kanunlarda Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250'nci maddesinin 1'inci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerine yapılmış olan atıfların Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen ağır ceza mahkemelerine yapılmış sayılacağının ifade edildiği açıklandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Yukarıda belirtilen hükümler birlikte değerlendirildiğinde istihbari amaçlı dinleme kararlarının (bunlar soruşturma aşamasındaki işlem niteliğinde olmadığından) özgürlük hakimlerince değil, Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu maddesi gereğince kurulan bölge ağır ceza mahkemelerinin üye hakimlerince verilmesi gerekmektedir. Nitekim habere konu olan olayda da İstanbul 3 No'lu Hakimliği bu hukuki gerekçe doğrultusunda karar vererek Bölge Ağır Ceza Mahkemesi üye hakiminin görev ve yetkisine işaret etmiştir. Konuyla ilgili mevzuatta boşluk bulunduğu ve önleyici dinlemelerin hukuki dayanaktan yoksun hale geldiği yönündeki değerlendirmeler gerçeği yansıtmamaktadır." - Ankara