Yüksek Seçim Kurulu (YSK), İstanbul ile ilgili kritik kararı verdi. YSK, İstanbul’da seçimlerin yeniden yapılmasına hükmetti. YSK, 7'ye 4 oy çokluğu İle İstanbul seçimlerini iptal etti. 

İptal kararı kamuoyunda tartışılırken Türkiye Komünist Partisi'nden dikkat çeken bir açıklama geldi.

"BU KARAR YSK'NIN KARARI DEĞİLDİR, ERDOĞAN'IN KARARIDIR"

"Erdoğan kararını verdi, sıra halkta" başlıklı açıklamada, 31 Mart'ta TKP'nin İstanbul adayı Zehra Güner Karaoğlu'nun, yapılacağı duyurulan 23 Haziran’daki seçimde hiçbir şekilde aday gösterilmeyerek çekildiği ifade edildi.

TKP'nin adayı Zehra Güner Karaoğlu, 31 Mart yerel seçimlerinde yaklaşık 11 bin oy almıştı.

TKP tarafından yapılan açıklamada ayrıca, YSK kararı için, "Bu karar YSK’nın kararı değildir, Erdoğan’ın kararıdır" denirken, halkın önüne yeniden konulacak sandıklar için ise, "Doğrusu, bu sandığın önünde YSK ve siyasi iktidarı baş başa bırakmaktır" denilerek boykot tavrı vurgulandı.

Açıklamada, "Doğru tavır, bu hukuksuzluğun boykot edilmesidir. Halkımızı bu tutuma destek vermeye çağırıyoruz. Etkisiz bir boykot girişiminin siyasi iktidarın ekmeğine yağ süreceğini bildiğimiz için, gelişmeleri takip edecek ve nihai kararımızı buna göre vereceğiz" denirken, "YSK’nın kararının toplumda yarattığı tepkinin bir karamsarlığa dönüşmesine izin vermeyeceğiz" diye belirtildi.

TKP Merkez Komitesi tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

"YSK’nın İstanbul seçimlerinin yenilenmesi yolundaki kararı açıklandı.

Daha doğru bir ifade ile, Erdoğan’ın 31 Mart’ta tamamlanmış olan İstanbul seçimlerinin iptal edilmesine yönelik kararı YSK eliyle kesinleştirildi. Kararın kesin olması, onun hukuksuz ve mantıksız olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Kimse aksine söyleyemez: Bu karar YSK’nın kararı değildir, Erdoğan’ın kararıdır.

Bir ayı aşan bir zamandır yaşanan da YSK’nın kararsızlığı değil Erdoğan’ın kararsızlığıdır.

Erdoğan’ın karar vermesinin ya da kararını kesinleştirmesinin bu kadar uzaması, ülkedeki derinleşen siyasi krizle ve ülkeyi keyfi bir biçimde yöneten Erdoğan’ın zayıf taraflarıyla ilgilidir.

Bu tabloda herkes yerini almıştır: İradesinden, kendi kendisini yönetmesinden söz edilen halk hariç.

Konunun ne halk iradesi ile ne de şeklen bile olsa demokratik seçimle ilgisi kalmadı.

Şimdi 23 Haziran’da İstanbul Belediye Başkanlığı için önümüze yeniden sandık koyulacak. Doğrusu, bu sandığın önünde YSK ve siyasi iktidarı baş başa bırakmaktır. 

Siyasi, ideolojik ve sınıfsal bir karşıtlığımız olsa da, İmamoğlu’nun meşru Belediye Başkanı olduğunu daha önce açıklamıştık. Bu gerçeği gölgeleyecek her yaklaşımın yanlış olacağını düşünüyoruz. Konu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı değil, siyasi iktidarın insanlığın en önemli kazanımlarından biri olan Genel Oy Hakkı’nı gasp etme girişimidir.

Doğru tavır, bu hukuksuzluğun boykot edilmesidir. Halkımızı bu tutuma destek vermeye çağırıyoruz. Etkisiz bir boykot girişiminin siyasi iktidarın ekmeğine yağ süreceğini bildiğimiz için, gelişmeleri takip edecek ve nihai kararımızı buna göre vereceğiz.

Her durumda TKP bu girişime karşı kararlı bir duruş sergileyecektir. Partimizin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zehra Güner Karaoğlu, 23 Haziran’daki seçimde hiçbir biçimde aday olmayacaktır.

Halkımızı, derinleşen ekonomik ve siyasal kriz ortamında örgütlenmeye, biricik seçenek olan TKP ile birlikte mücadeleye çağırıyoruz. 

Gölcük'te 23 Nisan coşkusu Gölcük'te 23 Nisan coşkusu

YSK’nın kararının toplumda yarattığı tepkinin bir karamsarlığa dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Siyasi iktidarın bu kararı güç değil, zayıflığın işaretidir. 

Unutmayalım, Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez!"

BİR ADAY DAHA ÇEKİLDİ

Emekçi Hareket Partisi Parti Sözcüsü ve 31 Mart seçimleri İstanbul bağımsız adayı Özge Akman da açıklama yaparak Ekrem İmamoğlu lehine çekildiğini açıkladı.

Akman açıklamasında, “Sevgili İstanbullular; #İstanbul'un seçilen Belediye Başkanı #Ekremİmamoğlu'dur. Bu seçim artık halk iradesini yok sayanlarla, halk iradesi için mücadele edenler arasında olacaktır. Elbette bizler için, hakkı gasp edilen İmamoğlu karşısında adaylığımız söz konusu olmayacaktır. Çokça mesaj atan yurttaşlarımız bilsin ki bu mücadelede elbette omuz omuzayız, bir arada olacağız” ifadelerini kullandı.

TEKEREK DE SEÇİMLERE KATILMAYACAK: “ALINAN KARAR TAM BİR GARABET ÖRNEĞİDİR”

31 Mart’taki seçimlere bağımsız olarak katılan Türkiye Komünist Hareketi (TKH) Genel Başkanı Aysel Tekerek de seçimlere katılmayacağını duyurdu. Tekerek 31 Mart’taki seçimlerde 1520 oy almıştı.

TKH’dan yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul sonuçlarının YSK tarafından iptali ve yenilenmesi kararı, hukuki bir karar olarak asla değerlendirilemez. Kimse ‘hukukun üstünlüğü’ lafzına sığınarak YSK tarafından verilen kararın meşru, doğal ve hukuki olduğunu iddia etmemelidir.

YSK kararı, gerici AKP ve faşist MHP’nin baskısı ve talimatı ile alınmış düpedüz siyasi bir karardır. Teknik olarak ‘sandık kurullarının usulsüz oluşumu’ gerekçesinin hiçbir tutar yanı bulunmamaktadır. Hem geçmiş seçimlerde benzer uygulamalar nedeniyle hem de ilgili sandık kurullarındaki oy pusulalarının bu duruma rağmen yeniden sayımı mümkünken alınan karar tam bir garabet örneğidir. Ayrıca sadece büyükşehir belediyesi seçimlerinin yenilenecek olması da ortadaki niyeti açık olarak göstermektedir. Türkiye’de yargının geldiği yer YSK’nın bu siyasi kararıyla birlikte bir kez daha görülmüştür.

Ortada düpedüz siyasi bir operasyon ve senaryosu 1 Nisan tarihinde yazılan, adım adım örülen bir AKP tezgahı ve müdahalesi bulunmaktadır. 31 Mart seçimleri üzerinden 1 aydan fazla bir zamana yayılarak hayata geçirilmeye çalışılan senaryo bütün çıplaklığıyla ortadadır. Seçim sonuçlarını iptal ettirmek isteyen AKP-MHP ortaklığı, Emniyet, Savcılık, YSK başta olmak üzere devlet kurumlarını harekete geçirerek “iptal gerekçeleri” uydurmuş, kanıt üretmeye çalışmış, zamana yayarak oluşacak toplumsal tepkileri hesap etmiş ve en son YSK’yı ve seçim kurullarını baskı altına alarak bu kararı geçirmiştir.”

“12 EYLÜL CUNTACILARINI ARATMAYAN BİR DARBECİLİK SERGİLEMİŞTİR”

TKH’dan yapılan açıklamada ayrıca şunlar kaydedildi:

“AKP tarafından yapılan bütün açıklamalar işin manipülasyon yüzüdür. AKP’nin gizli gizli seçimleri iptal ettirmek için sinsi bir plan dahilinde hareket ettiğini bütün Türkiye bilmektedir. Anadolu Ajansı’nın veri akışını kesmesiyle başlayan, AKP medyası tarafından başlatılan algı operasyonuyla devam eden, önce geçersiz oyları saydıran, sonra sahte seçmen arayan ve en sonunda sandık kurullarının ‘şaibeli’ olduğuna kadar gelerek bütün yolları deneyen gerici-faşist blok, devletin kolluk güçlerini ev ev dolaştırmış, savcılıkları harekete geçirmiş, YSK başta olmak üzere sandık kurullarını baskı altına alarak 12 Eylül cuntacılarını aratmayan bir darbecilik sergilemiştir. Tek fark bunu ‘hukuki bir süreç’ kılıfıyla yürütmüş olmasıdır.

YSK tarafından alınan bu karar, hiç şüphesiz, 31 Mart yerel seçimlerinin bütününü ülke çapında gayri-meşru kılma anlamına gelirken, aynı zamanda, YSK tarafından öne sürülen gerekçelere bakılırsa 31 Mart seçimleri öncesi bütün seçimlerin de şaibeli ve gayri-meşru olduğu ilan edilmektedir!

Başta referandum ile yaşama geçirilen başkanlık rejimi ve Erdoğan’ın başkan olması da kendi hukukları açısından bugünden itibaren gayri-meşrudur!

Demokrasi söylemi üzerinden bugünkü tablonun eleştirilmesi de mümkün değildir. Çünkü demokrasi sermaye sınıfının diktatörlüğünün üzerine örten perdeden başka bir şey değildir. AKP tarafından planlanan ve YSK tarafından bugün verilen karar, sermayenin gerici-faşist diktatörlüğünün üzerindeki demokrasi şalını da söküp atmıştır. Demokrasi, burjuvazi, sermaye, gericiler, faşistler ve genel anlamıyla sağ için, kendi sınıf diktatörlüğü için kullanılan bir söylemden ibarettir. Sınıf çıkarları için demokrasinin bile rafa kaldırılmasından tereddüt etmeyeceklerini bir kez daha göstermişlerdir.”

YENİLENECEK YENİ BİR SEÇİMİN PARÇASI OLMAYACAKTIR”

TKH’dan yapılan açıklama şu satırlarla sona erdi:

“12 Eylül faşist askeri darbesi ile YSK tarafından alınan kararın öz itibariyle hiçbir farkı yoktur. Ortada yeni bir darbe bulunmaktadır.

15 Temmuz gerici Amerikancı kanlı FETÖ darbesinden sonra ülkemiz şimdi de AKP darbesini görmüştür! Bu siyasal süreç sağın eseridir!

Kimse AKP tarafından sinsi sinsi hayata geçirilen bu seçim darbesini, tek başına AKP’ye mal ederek, arkasındaki sermaye çıkarlarının üzerini örtmeye kalkışmamalıdır. Çünkü 31 Mart seçimlerinin iptal ettirilmesi, AKP tarafından temsil edilen sermaye güçlerinin ve çıkar odaklarının talebidir! Emekçi halkımız burjuvazinin gerçek yüzünü artık görmelidir!

Bugün başkanlık rejiminde ortaya çıkan bu tablo, tam bir istibdat rejimidir!

Türkiye Komünist Hareketi, böylesi bir tabloda, gayri-meşru bir biçimde yenilenecek yeni bir seçimin parçası olmayacaktır. Ancak ve ancak emekçi sınıfların örgütlü gücünün sermayenin, gericiliğin, faşizmin ve sağın bütün oyunlarını boşa çıkartacağını bilmektedir.

Ülkemizi adım adım karanlığa ve yıkıma sürükleyen gerici ve emek düşmanı bu istibdat rejimine karşı mücadeleyi yükselteceğiz!”

VATAN PARTİSİ NE YAPACAK

31 Mart seçimlerinde 17 bin 377 Vatan Partisi adayı İlker Yücel'den "Yeniden aday olup olmayacağımı parti yönetimi karar verecek" açıklaması geldi.

Vatan Partisi adayı İlker Yücel, yeniden aday olup olmayacağının partisinin Merkez Karar Kurulu toplantısından sonra belirleneceğini söyledi. Sözcü'den Can Özçelik'e konuşan Yücel, “Ama şunu söyleyebilirim: AK Parti Türkiye'yi tek başına yönetemiyor. Bir seçim bile yapamıyor. Türkiye'nin önündeki sorunları ağırlaştırıyor. CHP ise Abdullah Gül, Davutoğlu cephesiyle girdiği dirsek teması ve ‘Selahattin Demirtaş'ın ılımlı çizgisi' diyerek övdüğü HDP ittifakı sebebiyle vahim bir hatanın içerisindedir. Her iki durumda değişiklik var mı? Bizim tutumumuz buna bağlıdır” dedi.

Kaynak: https://odatv.com/istanbul-secimlerinde-ilk-aday-cekildi-06051913.html