İCRA TAKİBİNE KARŞI İTİRAZ DİLEKÇESİNDE DOSYA NUMARASININ YANLIŞ YAZILMASI --MADDİ HATA-- İTİRAZIN KABUL EDİLMESİ GEREKTİĞİ.
ÖZET:2012/692 esas sayılı dosya üzerinden gönderilen ödeme emrinin 11.12.2012 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine borçlunun süresinde Söğüt İcra Müdürlüğü'nün 2012/693 esas sayılı dosya numarasını yazarak 13.12.2012 tarihinde itiraz dilekçesini icra müdürlüğüne sunduğu, ancak Söğüt İcra Müdürlüğü'nün 2012/692 esas sayılı dosyası için düzenlenen dilekçede dosya numarasının 2012/692 yerine 2012/693 olarak yanlış belirtilmesi nedeniyle itiraz dilekçesinin ait olduğu dosyaya girmediği anlaşılmaktadır. Maddi hata sonucu (takip dosya numaralarının da ardışık olduğu gözetildiğinde) dosya numarasının itiraz dilekçesinde yanlış yazılması hakkın zayiine neden olmaz. Bu durumda borçlunun süresinde Söğüt İcra Müdürlüğü'nün 2012/692 Esas sayılı dosyasından yapılan ilamsız takibe itiraz ettiğinin kabulü gerekeceğinden ve dolayısıyla süresinde itiraz nedeniyle takip duracağından mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir

Taraflar arasındaki “şikayet” talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda; Söğüt İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 17.01.2013 gün ve 2012/39 Esas, 2013/3 Karar sayılı kararın incelenmesi şikayetçi (borçlu) vekili tarafından istenilmesi üzerine,Yargıtay12. Hukuk Dairesinin 15.04.2013 gün ve 2013/5492 Esas, 2013/14335 Karar sayılı ilamı ile;

(...Alacaklı tarafından borçlu T. Sanayi ve Ticaret AŞ. hakkında Söğüt İcra Müdürlüğü'nün 2012/693 esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile, yine aynı icra müdürlüğünün 2012/692 esas sayılı dosyası üzerinden de genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı,

2012/692 esas sayılı dosya üzerinden gönderilen ödeme emrinin 11.12.2012 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine borçlunun süresinde Söğüt İcra Müdürlüğü'nün 2012/693 esas sayılı dosya numarasını yazarak 13.12.2012 tarihinde itiraz dilekçesini icra müdürlüğüne sunduğu, ancak Söğüt İcra Müdürlüğü'nün 2012/692 esas sayılı dosyası için düzenlenen dilekçede dosya numarasının 2012/692 yerine 2012/693 olarak yanlış belirtilmesi nedeniyle itiraz dilekçesinin ait olduğu dosyaya girmediği anlaşılmaktadır. Maddi hata sonucu (takip dosya numaralarının da ardışık olduğu gözetildiğinde) dosya numarasının itiraz dilekçesinde yanlış yazılması hakkın zayiine neden olmaz. Bu durumda borçlunun süresinde Söğüt İcra Müdürlüğü'nün 2012/692 Esas sayılı dosyasından yapılan ilamsız takibe itiraz ettiğinin kabulü gerekeceğinden ve dolayısıyla süresinde itiraz nedeniyle takip duracağından mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.) 

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Şikayetçi (borçlu) vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Talep, memur işlemini şikayete ilişkindir.

Şikayetçi (borçlu) vekili, müvekkili hakkında Söğüt İcra Müdürlüğünün 2012/692 Esas sayılı icra dosyasında örnek 7, 2012/693 Esas sayılı icra dosyasında ise örnek 10 ödeme emri ile takip başlatıldığını, 13/12/2012 tarihinde 2012/692 Esas sayılı icra dosyası için itirazda bulunduklarını, ancak itiraz dilekçesine sehven 2012/693 Esas numarasının yazıldığını, sehven yazıldığı açık olan itirazlarının 2012/692 Esas sayılı takip dosyasına yapılmış olduğunun kabulü ile takibin durdurulmasını icra müdürlüğünden talep ettiklerini, ancak taleplerinin reddedildiğini belirterek icra dairesi işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı (alacaklı) vekili, şikayetin reddini talep etmiştir.

Yerel mahkemece; şikayetçinin itiraz dilekçesinde itiraz edilen dosyanın 2012/693 sayılı dosya olduğunu açıkça göstermiş olduğu ve dilekçesinde takip borç miktarı, takibin çeşidi gibi ayırt edici ve itirazın hangi dosyaya ait olabileceğini, dolayısıyla bir maddi hata olduğunu gösterir herhangi bir ibarenin de bulunmadığı anlaşıldığından, itirazın 2012/692 Esas sayılı icra dosyasına yapılmış kabul edilmesi yönündeki talebin reddine ilişkin icra müdürlüğü işleminde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden şikayetin reddine dair verilen karar şikayetçi (borçlu) vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. 

Direnme kararını, şikayetçi (borçlu) vekili vekili temyize getirmiştir. 

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; şikayetçi borçlunun borca itiraz etmek istediği takip dosya numarasını (takip dosya numaralarının ardışık olduğu da gözetildiğinde) yanlış göstermesi karşısında, bu durumun maddi hata kabul edilerek itirazın sonradan gösterilen dosyaya yapıldığının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve genel haciz yoluyla takip ile kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte itiraz mercilerinin farklı olması, dosya numaralarının ard arda gelmesi ve takip şekillerinin de farklı olmasına takip talebinde bulunan avukatın kambiyo senetlerine mahsus takipte her türlü şikayetin icra mahkemesine yapılması gerektiğini bilebilecek konumda olmasına göre maddi hata yapıldığının kabulü ile Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Görüşmeler sırasında azınlıkta kalan bir kısım üyeler tarafından borçlu hakkındaki takip türlerinin farklı olması, takip numaralarının ardışık olması ve itiraz prosedürlerinin farklı olmasının somut olayda maddi hata olduğunu göstermeyeceği, borçlunun itiraz dilekçesinde itirazda bulunduğu borç miktarı ve hakkında yapılan takibin şekli gibi itirazda bulunduğu dosyanın ayırt edici özelliklerini göstermediğinden maddi hata değerlendirmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki icra dosyasına itirazda bulunan ve itiraz dilekçesine takip dosya numarasının yanlış yazılmasının hukuki konularda profesyonel olarak çalışan bir avukat tarafından yapıldığı da dikkate alındığında somut olayda maddi hatadan söz edilemeyeceği belirtilerek yerel mahkeme direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

Bu itibarla; Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. 

S O N U Ç : Şikayetçi (borçlu) vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 18.03.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Talep, memur işlemini şikayete ilişkindir.

Şikayetçi (borçlu) vekili, müvekkili hakkında Söğüt İcra Müdürlüğünün 2012/692 sayılı takip dosyasında örnek 7, 2012/693 sayılı takip dosyasında ise örnek 10 ödeme emri ile takip başlatıldığını, taraflarınca 13/12/2012 tarihinde 2012/692 esas sayılı icra dosyası için itirazda bulunduklarını, ancak sehven 2012/693 esasın itiraz dilekçesine yazıldığını, sehven yazıldığı açık olan itirazlarının 2012/692 esas sayılı dosyasına yapılmış olduğunun kabulü ile takibin durdurulmasını icra müdürlüğünden talep ettiklerini, ancak taleplerinin reddedildiğini belirterek icra dairesi işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı (alacaklı) vekili, şikayetin reddini talep etmiştir.

Yerel mahkemece; şikayetçi itiraz dilekçesinde itiraz edilen dosyanın 2012/693 sayılı dosya olduğunu açıkça göstermiş olduğu ve dilekçesinde takip borç miktarı, takibin çeşidi gibi ayırt edici ve itirazın hangi dosyaya ait olabileceğini, dolayısıyla bir maddi hata olduğunu gösterir herhangi bir ibarenin de bulunmadığı anlaşıldığından, itirazın 2012/692 esas sayılı icra dosyasına yapılmış kabul edilmesi yönündeki talebin reddine ilişkin icra müdürlüğü işleminde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden şikayetin reddine karar verilmiştir. Hükmün şikayetçi (borçlu) vekilince temyizi üzerine; 

Özel Dairece; “Maddi hata sonucu (takip dosya numaralarının da ardışık olduğu gözetildiğinde) dosya numarasının itiraz dilekçesinde yanlış yazılması hakkın zayiine neden olmayacağı, bu durumda borçlunun süresinde Söğüt İcra Müdürlüğü'nün 2012/692 esas sayılı dosyasından yapılan ilamsız takibe itiraz ettiğinin kabulünün gerekeceği ve dolayısıyla süresinde itiraz nedeniyle takip duracağından mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi” gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel mahkemece; bozma öncesi benimsenen gerekçe ve ayrıca salt takip dosya numaralarının ardışık olmasının maddi hata olduğunu göstermeyeceği, düzeltilebilir bir maddi hatadan söz edebilmek için itiraz dilekçesinde, dilekçenin diğer dosyaya ait olduğunu gösterir bir ibarenin bulunması gerektiği, aksi takdirde kambiyo senedine özgü takibe itiraz etmemesi gerekir gibi bir varsayımdan hareketle ve sırf dosya numaraları ardışık diye maddi hatanın düzeltilebileceğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Yerel mahkeme ile Hukuk Genel Kurulu arasındaki uyuşmazlık, şikayetçi borçlunun borca itiraz etmek istediği takip dosya numarasını yanlış göstermesinin maddi hata kabul edilerek itirazın sonradan gösterilen dosyaya yapıldığının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle “maddi hata” kavramının irdelenmesinde yarar vardır:

Hemen belirtilmelidir ki, maddi hata (hukuki yanılma), maddi veya hukuki bir olayın olup olmadığında veya koşul veya niteliklerinde yanılmayı ifade eder (Ejder Yılmaz, Hukuk Sözlüğü, Doruk Yayınları, Birinci Baskı 1976, s. 208)

Burada belirtilen maddi yanılgı kavramından amaç; hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.

Ayrıca maddi hata/yanılgı kavramına değinen öğreti yapıtlarında ve yargısal içtihatlarda maddi hatanın; hukuk kurallarının anlamı, kapsamı, sonucu, nasıl uygulanması gerektiği gibi hukukla ilgili konulara veya delil takdirine değil, maddi vakıalara ilişkin bir hata demek olduğu; burada maddi sözcüğünün "hukuksal olmayan" anlamında kullanıldığı vurgulanır (Bilge Umar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, Ankara 2011, s. 532).

Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; şikayetçi borçlu hakkında davalı alacaklı tarafından Söğüt icra müdürlüğünün 2012/692 sayılı takip dosyasında genel haciz yolu ile takipte bulunulduğu, yine Söğüt icra müdürlüğünün 2012/693 sayılı takip dosyasında da kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip talebinde bulunulduğu, şikayetçi borçlu vekili tarafından açıkça Söğüt icra müdürlüğünün 2012/693 takip dosya numarası yazılarak aynen “takip alacaklısına müvekkilim şirketin borcu bulunmamaktadır. Bu nedenle borca ve borcun konusuna itiraz ederiz.” şeklinde borca itirazda bulunduğu ve kanuna aykırı olarak icra müdürlüğü tarafından söz konusu takibin durdurulduğu, ardından şikayetçi borçlu vekilinin icra müdürlüğüne başvurarak borca itiraz dilekçesinde icra takip dosya numarasının 2012/692 yazılması gerekirken sehven 2012/693 numarasının yazıldığı, bu dosyaya itirazlarının bulunmadığı, numaralar ardışık olduğundan itirazlarının 2012/692 sayılı takip dosyasına yapıldığının kabulüne karar verilmesini talep ettiği ve icra müdürlüğü tarafından bu talebin reddedildiği anlaşılmakta olup, devamında yapılan işlemlerde yukarıda anlatılmıştır.

Bu durum karşısında, borçlu hakkındaki takip türlerinin farklı olması, takip numaralarının ardışık olması ve itiraz prosedürlerinin de farklı olmasının somut olayda maddi hata olduğunu göstermeyeceği, borçlunun itiraz dilekçesinde itirazda bulunduğu borç miktarı ve hakkında yapılan takibin şekli gibi itirazda bulunduğu dosyanın ayırt edici özelliklerini göstermediğinden maddi hata değerlendirmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki; icra dosyasına itirazda bulunan ve itiraz dilekçesine takip dosya numarasının yanlış yazılmasının hukuki konularda profesyonel olarak çalışan bir avukat tarafından yapıldığı da dikkate alındığında somut olayda maddi hatadan söz etmek mümkün değildir. Yukarıda da açıklandığı üzere, maddi hata (hukuki yanılma) maddi veya hukuki bir olayın olup olmadığında veya koşul veya niteliklerinde yanılmayı ifade eder. Somut olayda böyle bir durum sözkonusu değildir. Bu nedenlerle yerel mahkemenin maddi hata bulunmadığına ilişkin direnme kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, Hukuk Genel Kurulu’nun çoğunluğu tarafından benimsenen görüşe katılmak olanaklı değildir

Seyit ÇAVDAR
Birinci Başkanvekili


WWW.KARARARA.COM