ANKARA - Yasemin Kalyoncuoğlu

İngilizce öğretmenliği yaparken hobi olarak gümüş takımı tasarımına başlayan ve hobisi tutkuya dönüşen Gülden Tayanç Küren, sanatından marka yaptığı tasarımlarını sergiliyor.

Ortadoğu Teknik Üniversitesinde (ODTÜ) İngilizce öğretmenliği yaparken eşinin hobisi olan gümüş takı tasarımıyla uğraşmaya başlayan Küren, hobisinden vazgeçemeyeceğini anlayınca 2007'de öğretmenlikten emekli olmaya karar verdi.

Bir atölyesi olmadığı için daha önce dizaynları başka atölyelerde yaptırdığını dile getiren Küren, tasarımlarını kermeslerde ve uygun ortamlarda sergileyerek satmaya başladığını anlattı.

Doğal, değerli ve yarı değerli taşlar kullanan Küren, gümüşün pahalı bir hobi olduğunu belirterek, "Takı tasarımcılığının hobi olarak kalması beni mutlu etmedi. Sevenlere ulaşması gerektiğini düşündüm. Bu yönde hareket ederek kendi atölyemi kurdum. Ardından markalaştık ve patentini aldım. Atölyenin bir kısmını da showroom haline getirdim. Takılarımı da burada sergiliyordum. Halen atölye olarak kullanmaya devam ediyorum." şeklinde konuştu.

Küren, daha çok insana ulaşmak ve gümüşseverlerin daha kolay ulaşabilmeleri için Tunalı Hilmi Caddesi'ne taşındığını söyledi.

Tablodan ilham aldı

Doğal taşı inceledikten sonra taşa göre tasarım yaptığını belirten Küren, "Doğadan ilham alıyorum. Kimi zaman bir yaprak, kimi zaman bir fil kafası ya da bir kasaba çiziyorum taşa." diye konuştu.

İki yıldır taşların üzerine gümüşten kasabalar çizerek yeni bir koleksiyona imza attığını belirten Küren, "Bu çok beğenilen bir koleksiyon oldu. Bunu çizerken ve gümüşünü yaparken ayrı bir dünyaya gidiyorum. Çocukken odamdaki duvarımı süsleyen 'Bir sahil kasabası' adlı bir tablo vardı. Oradan esinlendim. Üzerinden 30 yıldan fazla zaman geçtikten sonra bir şekilde o anılar geri geldi ve böyle bir koleksiyon oluştu. Bu beni çok mutlu ediyor." dedi.

"Güvendiğiniz yerden taş alın"

Tasarım yaparken doğal taşları dikkatle incelediğini, boyalı ve gerçek olmayan taşları kullanmadığını ifade eden Gülden Tayanç Küren, piyasada çok sayıda boya katkısı olan taş bulunduğuna ve bunun ayırt edilmesinin kimi zaman güç olduğuna dikkati çekti.

Küren, "İnsanların kimi zaman gerçek taşı anlayabilmesine imkan yok. Piyasada boya katkısı olan taşların gerçek diye satıldığını biliyoruz. En güvenlisi, güvendiğiniz bildiğiniz yerden almak. Bazen boyalı taşlar da boyası çıkmadığı takdirde güzel olabiliyor. Kullanan için sıkıntı teşkil etmiyorsa kullanılabilir. Ama bilerek satın almak her zaman iyidir." şeklinde konuştu.

Küren, çalışmayı en çok sevdiği taşların başında agat, ay taşı, ametist ile içinde yakut parçacıkları olan ve piyasada çok bulunmayan rubizeozit geldiğini dile getirdi.

Kaynak: AA