Yılman’ın “15 Temmuz yas mı yoksa dinlence günü mü?” başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:

(…) 15 Temmuz’un ivedilikle resmi tatilden çıkarılması gerektiğini ifade edeyim.

Önümüzdeki yıl kesinlikle resmi tatil kapsamında olmamalıdır 15 Temmuz…

Farkında mı bilmiyorum karar verenler ama 15 Temmuz resmi tatil kapsamında olmaya devam ettikçe o gün Türkiye demokrasisine yapılan o korkunç saldırının geri püskürtülmesini hayatları ile ödeyen tüm şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaya devam edeceğiz!

Kimse kusura bakmasın ama 15 Temmuz’da şehit olan insanlarımızın canları pahasına verdikleri o direniş, sonraki yıllarda tüm millet iki seksen uzanıp tatil yapsın diye değildi!

Elbette ki bu milletin hain ve alçak FETÖ’cülere karşı kazandığı büyük, onurlu bir zaferin günüdür 15 Temmuz ama hatırlatırım o gün aynı zamanda da yüzlerce masum insanımızın da şehit verildiği kara, bedbaht bir gündür!

Zannımca çok yanlış bir karardır bu günün resmi tatil ilan edilmesi.

Böyle ulusça matem tutulacak bir günde millet topyekün tatil havasına sokulmamalıydı.

Yapılacak şeyler mümkün olduğu kadar günün anlam ve önemini belirten konuşmalar, açık oturumlar, paneller ve resmi anma törenleridir.

Tabi ki yapılıyor bu dediklerim…. Yapılmıyor değil ama bir kısım bir yandan resmi ve gayri resmi 15 Temmuz anmaları yaparken, bir kısım ise günü, 23 Nisan, 19 Mayıs veyahut 1 Mayıs gibi algılayıp kendini bayramda sanıyor!

Şunu da söyleyeyim…

Belki yaz mevsiminin tam ortasına geldiği için zor ama eğer mümkünse okullar bile bir günlüğüne açılmalı 15 Temmuz’da ve yeni kuşaklara da hem o gün neler olduğu hem de o olanları kimlerin ve nasıl yaptıkları resmi bir dille anlatılmalıdır.

Ben mi fazla sekter bakıyorum bilmiyorum ama 15 Temmuz’un daha 3. yılında iken millet olayı deniz, kum, güneş, uyku ve eğlence ile buluşma fırsatı sayıp rehavete düşüyorsa… Bir 20 yıl sonra bu günün nasıl hatırlanacağını düşünmek bile istemiyorum.

Ne demek istediğimi daha net anlatmak için bariz örnek vereyim sizlere değerli okurlarım…

Bodrum’dayım… Yazlık evimde… Anacığımla, oğlumla…

Bilindiği gibi her yazlık belde gibi hafta sonları daha dolu olur Bodrum.

Öyle kalabalıklaşır ki, cumartesi pazar denizde yüzerken sağdakine, soldakine çarpmamak için kafanızı hep yukarıda tutmak zorunda kalırsınız.

Geçtiğimiz hafta sonu durum aynen buydu Bodrum’da.

Dün baktım ki Pazartesi olmasına rağmen değişen bir şey yok!

Niye ?

E çünkü dün 15 Temmuz’a denk geldi ve resmi tatil olduğu için hafta sonu tatilcileri de bunu bir fırsat bilip tatillerini bir gün daha uzattı.

Denilebilir ki; “15 Temmuz’u biz millet keyfini sürsün, istediği şekilde değerlendirsin diye resmi tatil yapmadık! Doğru anılsın ve anlaşılsın diye yaptık!”

Mutlaka niyet budur ama milletin tamamının bu niyeti doğru biçimde algılamasını beklemek zannımca biraz fazla iyi niyetlilik olur.

Çünkü nihayetinde o gün neler yaşandığını tam anlayanlar var. Anlamayanlar var. Bir de anladığı halde umursamayanlar var maalesef bu memlekette!

Devlet nasıl ki daha evvel aldığı tüm resmi tatil kararlarını bir kısım vatandaşın algılamasına göre belirlemiyor idiyse…

15 Temmuz’un da resmi tatil günü ilan ediliş kararında aynı anlayış ile hareket edilmeliydi!

Başkan Altay'dan iki önemli açılış Başkan Altay'dan iki önemli açılış

Haksız mıyım?